e-Atıklar en büyük sorun
Elektronik eşya sektörünün hızla büyümesine paralel olarak, e-atıkların çöp içindeki oranının da hızla arttığına dikkat çeken Alcatel-Lucent Teletaş Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kançal, “E-atık, içeriğinde bulunan toksik maddelerden ötürü tehlikeli, içerdiği metal, cam, plastik ve yeniden kullanılabilen diğer malzemelerden dolayı ise değerlidir. Bu nedenle e-atıklar, hem insan, çevre ve doğayı tehdit eden bir tehlike, hem de yeni iş imkânı sağlayacak ve yüksek getiri potansiyeli olan bir sektör olarak görülebilir. Dünya genelinde e-atıklarla ilgili iki ana faaliyet yürütülüyor ki bizce de bunlar çok önemli girişimler. Yeni üretilmekte olan elektronik eşyalarda tehlikeli ve toksik maddelerin kullanımı yasaklanmaya çalışılıyor, yeni ürün tasarımında geri dönüşümün göz önüne alınması özendiriliyor” şeklinde konuştu.
Bimsa Sistem Mühendisi Cem Güneyli ise bu konuda, “Kullanılan/kullanılacak madde ve materyallerin mümkün olduğu kadar geri dönüştürülebilir olması daha az e-atık anlamına geldiğinden; maliyetleri belli bir seviyeye kadar artırsa bile tercih edilmeli. Devletlerin bu konularda üretici şirketleri teşvik etmesi önemli bir unsur” şeklinde konuştu.
Dünya en hızlı artan atık türünü e-atıklar olarak gösteren CA Technologies Çözüm Satış Direktörü Reha Hatipoğlu, “Hızlı yaşanan teknolojik gelişmeler arkasında ciddi bir atık potansiyeli oluşturmaktadır. Bununla birlikte, e-atıkların oluşmasında hem kullanım hem de fabrikasyon hataları büyük etken olmaktadır. Gelişmiş ülkelerde katı atıklar içinde e-atıklar yüzde 1’i ancak oluşturmaktadır. Fakat yapılan araştırmalardan elde edilen sonuçlara göre, bu rakam hızla artarak yüzde 5’i bulacaktır. E- atıklar çevreye zararlı birçok maddeden oluşmaktadır. Bu nedenle de en kısa yoldan ve çok bilinçli bir organizasyonla toplanmalı ve depolanmalıdır” dedi.
Teknolojinin her geçen gün değiştiği, sürekli bir yenileme içine girdiği çağımızda e-atıkların ciddi bir sorun olmaya başladığına değinen GlassHouse Türkiye Genel Müdürü Emre Pekar, “Gelişen teknolojiyi yakından takip edenler ve/veya ofisler, ellerindeki elektronik aletleri sıkça değiştirmekte ve gelişen teknoloji karşısında ilgisiz kalamamaktadır” şeklinde görüş belirtti. Bu konudaki ilk aşamayı e-atıkların oluşmasına engel olabilecek etkenleri ortaya koyabilmek olarak özetleyen Hayat Bilgi Teknolojileri Sistem Mühendisi Muharrem Erdoğdu, “Sanallaştırma çalışmaları atıkların oluşumunu en az düzeye indirecek teknolojilerden biridir. Aynı zamanda her kurum çevreci BT konusunda toplumu bilinçlendirmeyi, hem kurumu hem de sektörün geleceği için bir sosyal sorumluluk projesi olarak görmelidir. Hâlihazırda ve giderek çoğalan e-atıkların geri dönüşümü için yapılacak her çalışma ise hem çevreci hem de yeni bir iş sahası yaratarak önemli bir pazar yaratabilir” dedi.
Bilişim teknolojilerinin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzde bugün kullanılan bir teknolojik cihaz çok kısa sürede kullanım dışı kalabiliyor. Bunlar; mobil cihazlar, kişisel bilgisayarlar, kişisel ve kurumsal veri depolama aygıtları, sunucular şeklinde sıralanabilir. Tüm bu kullanım dışı kalan ve e-atık olarak nitelendirdiğimiz cihazların ülkemiz içerisinde belirli kurumlar vasıtası ile belirli bir sistematik çerçevesinde toplanarak tekrar üretim sürecine dâhil edilmesi gerektiğini belirten ABH Genel Müdürü Tayyar Bacak, “Konuyla ilgili bazı STK’ların girişimi bulunmaktadır ancak bu yeterli değildir. Konu bir devlet politikası olarak ele alınmalı ve bazı kurallara bağlanarak hem kişilere hem de kurumlara sorumluluklar verilmelidir” dedi.