BT sektöründe yarım asır ve gerçek olan hayaller…
BThaber “Bilişim 500 Ödül Töreni” kapsamında Prof. Dr. Aydın Köksal, 50’inci meslek yılı için bir teşekkür konuşması yaptı. “Tam 52 yıl önce mühendis çıkmıştım; iki yıllık askerlik hizmetim ayrı tutulursa, Remington-Rand UNIVAC’ta görev aldığım 1966 yılından bu yana 50 yıldır bilişim alanında çalışıyorum” diyerek sözlerine başlayan Prof. Dr. Aydın Köksal, TBD’nin 40’ıncı yılında yayınlanan ‘Bilişim Devriminde Türkiye: 1971-2011-2051’ başlıklı çalışmasında da düşlerinin hepsinin gerçekleştiğini yazdığını vurguladı. “Bilişim konusunda ilkin sağlam bir altyapı kurmamız gerekiyordu” diyerek, sonuçları hemen gözükmeyen bu işin hiç kolay olmadığını da hatırlatan Prof. Dr. Aydın Köksal, o dönemde yapılması gerekli olan başlıkları şöyle anlattı:
“Nitelikli teknik işgücü yetiştirmek üzere eğitim kurumlarımızda yeni bölümler, yeni öğretim izlenceleri açmamız, bunları verimli bir biçimde çalıştırılabilmek için yasal düzenlemeler yapmamız, güvenilir bir sayısal veri iletişim hizmeti için iletişim ağımızı geliştirmemiz gerekti. Bu teknik konular bir yana, ilkin toplumumuzda uğraşımızla ilgili bir bilinçlenme yaratmamız, neyin ne olup olmadığını tartışabilmek için, benimsememiz gereken ilkeler üzerinde uzlaşabilmek üzere ortak bir dil oluşturmamız, ulusal bir amaç doğrultusunda, ana ilkelerimizden sapmadan, uzun süreli bir çabayı güvence altına alabilecek türde, ulusal düzeyde bir birliktelik yaratmamız gerekiyordu. “Bilişim Devrimi” dönüşümünün eşiğindeydik. Erken ayrımına vardığımız bu devrime ayak uydurmakla Türkiye, endüstri devrimini atlamakla yitirdiği 250 yıllık arayı kapatıp, uygarlık yarışında öne geçebilirdi. İşte 1967’de işbaşı yaptığım Hacettepe’de çalışırken, daha 68’de ilke olarak benimsediğim “Bilişim teknikbilimini Türkiye’nin kalkınması için bir araç olarak kullanacağız!” sözümün anlamı buydu.”
Orta gelir tuzağından kurtulma fırsatı
12 Mart 1971 Darbesi’nden 41 gün sonra, 7 meslektaşıyla birlikte 22 Nisan 1971’de Türkiye Bilişim Derneği’ni kurduklarını söyleyen Prof. Dr. Aydın Köksal, “Bugün, 50 yıldır gerçekten ilkelerimizden sapmadan, bütün bu altyapıları gerçekleştirdiğimizi düşündüğüm için “Düşlerimin hepsi gerçekleşti” diyebiliyorum… Mutluyum” yorumunu yaptı, ama eklemeden geçmedi: “Ama o dündü… Şimdi artık, bu aşamada saptayacağımız, endüstriyel düzeyde daha büyük yeni amaçlar doğrultusunda geleceğe bakmamız gerekiyor.”
Bilişimde sağlanan birikim ve bilgiyle, özellikle nitelikli yazılım ürünleriyle, sektörün Türkiye’yi “Orta Gelir Tuzağı”ndan kurtaracak itici güce sahip olduğu düşüncesini dile getiren Prof. Dr. Aydın Köksal, “Öte yandan Türk yazılım üretimi kesiminin gelişmesini baltalayan engeller var” dedi ve şu eleştirilerini sıraladı:
“Bugün hâlâ yabancı ürünlere olan hayranlığımız sürüyor… Yasa, “eşit nitelikte yerli ürünlerin yüzde 15 daha pahalı olsa bile yeğ tutulmasını öngördüğü” halde, bu kural uygulanmamakta. Türkiye’de bütün düşünsel ürünler gibi yazılıma da olması gerekenin çok altında bütçeler ayrılmakta, yazılım bakım süreçlerine ise hiç önem verilmemekte; iyelik (telif) haklarına saygı gösterilmemektedir. Böylece, hem eldeki teknik birikim yağmaya açılmakta hem de Türk firmaları devlet tekelleri aracılığıyla çökertilmekte. Oysa devletin görevinin, yerli üretimin gelişmesi için elverişli yarışma (rekabet) koşullarının bulunduğu, özellikle “devlet eliyle tekelleşmenin önlendiği, iyelik (telif) haklarının güvence altına alındığı adaletli bir hukuk düzeninin” yaratılması olduğu açıktır. Bu yapılabilse, yazılım üretiminde, bilişim sistemleri geliştirmede elde ettiğimiz teknik birikim ve yapabilme bilgisini meslektaşlarımın, yakın gelecekte zenginliğe, gönence dönüştürebileceklerinden hiç kuşkum yok.”
Hedeflerin ortak noktası, Türkiye’nin geleceği olmalı
Bu mutlu sona, ancak aramızda sağlıklı bir iletişimle birlikteliğimizi güvence altına alabildiğimiz ölçüde ulaşabildiğimize işaret eden Prof. Dr. Aydın Köksal, “Bundan sonraki amacımız kuşkusuz Türkiye’nin geleceğiyle ilgili olmalı” dedi.
“Ulusal düzeyde ülkemin bilişim sistemleri tasarlayıp kurma, yazılım sistemleri geliştirme konusunda edindiği teknik birikimi yitirmeden sürdürebildiğini, bu birikimi hukuksuzluğun, tekelciliğin egemen olduğu bir yağmaya kurban etmeden, bütün üretim ve hizmet kesimlerinde kalkınmamızı sağlayacak bir itici güç olarak kullanmasını özlüyoruz” temennisini dile getiren Prof. Dr. Aydın Köksal, beklentilerini ve kişisel konumunu şöyle anlattı:
“Orta Gelir Tuzağı”ndan sıyrılmayı başarabilecek bir Türkiye’nin, tarımdaki, endüstrideki, milli eğitimdeki kamburlardan kurtulabildiğinde, 21. yy’ın ortalarında yeryüzünün 7’inci, belki de 6’ıncı büyük ekonomik gücü olabileceğine inanıyorum. Bu görüşümü, ‘Bilişim Devrimi’nde Türkiye’ kitabımda da bilgilerinize sunmuştum. Benim kişisel olarak ne yaptığımı soracak olursanız; 1985'te kurduğum, Bilişim Ltd’i, ikinci 30 yılımıza girerken AŞ olarak, “Kurumsal Yönetim” projemizle ikinci otuz yıla hazırlıyoruz. Yönetim kurulu başkanı olarak, yarına ilişkin düşünce ve varsayımlarımı yayına hazırladığım belge niteliğinde yeni yapıtlarımla gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyorum. Öte yandan, yazılım projelerimiz sürüyor. Arkadaşlarım BilişimHR, BilişimERP, BilişimBI, BilişimBYS gibi yazılım ürünlerimizin yeni sürümleri üzerinde çalışıyorlar. Her şeyi hep elbirliğiyle, hep birlikte yaptık. Türkiye’nin, bilişimde, yazılımda sağladığı teknik birikim ve yapabilme bilgisiyle ulaşabileceği parlak geleceğine gerçekten inanıyorum.”