İNOVASYON KAPASİTEMİZ DÜŞÜKKEN VE BT ALANINDA ZAYIFKEN ENDÜSTRİ 4.0?
Ülkelerin inovasyon karnesini gösteren yıllık uluslararası rapor geçtiğimiz ay yayımlandı (https://www.globalinnovationindex.org/). Bir BM kuruluşu olan WIPO ile, iki akademik kuruluşun (INSEAD ve Cornell Üniversitesi) bu ortak çalışması, her ülkenin inovasyon karne notu olarak bir Global Innovation Index (GII) hesaplar. GII’ye göre yapılan sıralamada, Türkiye 100 üzerinden 39.28 notuyla, 128 ülke içerisinde 42. sırada. Etrafımızdaki ülkelerden, Güney Kıbrıs (31.), Macaristan (33.), Bulgaristan (38.) ve Yunanistan (40.) bizim önümüzde. “Ucuz işgücü” ile ünlü Çin yeni ufuklara yol açmış ve 25. sıraya yükselebilmiş. AB ülkelerinin tamamı bizim önümüzde. Orta Doğu’da, İsrail (21.) ve Birleşik Arap Emirliği (41.) bizden daha başarılı.
GII, iki alt indeksin ortalaması olarak hesaplanıyor: İnovasyon girdileri (devlet ve özel kuruluşlar, beşeri sermaye ve araştırma, BT altyapısı, pazar sofistikasyonu, özel kesim sofistikasyonu) ve inovasyon çıktıları (bilgi ve teknoloji, yaratıcılık). Bu seneki raporda, 2015’e göre farklı olarak, inovasyon verimliliği de, yani, çıktı ve girdi kalitelerinin oranı da dikkate alınmış. Girdilerin kalitesinde 59. sıradayken, çıktıların kalitesinde 37. sırada yer alıyoruz. Bu farklı yöntem sonucu, geçen sene 58. sırada olan Türkiye, bu yıl 16 basamak yükselmiş. Raporda, bu sene dikkate alınan inovasyon verimliliği nedeniyle Türkiye’nin sıralamadaki bu sıçramasının ana nedeninin patent konusundaki olumlu gelişmeler olduğu belirtiliyor (s. 19).
Türkiye’nin göreceli olarak daha iyi durumda olduğu alanlar (ve dünyada sıralamamız): Ticaret, rekabet ortamı ve pazar ölçeği (12.); bilgi üretimi (35.); Ar-Ge (38.).
Göreceli olarak daha zayıf olduğumuz alanlar (ve dünyada sıralamamız): Siyasi istikrar ve güvenlik (116.); BT hizmet ithalatı/transferi/öğrenme (108.) ve ihracatı (106.); eğitim harcamaları (103.), dış destekli Ar-Ge (87.), kültürel ve yaratıcı hizmet ihracatı (72.); yüksek eğitimli kadın istihdamı (72.).
Hem sanayicilerimizin hem de sonbaharda yeni teşvikler açıklayacak olan hükümetin, özellikle bu konulara yabancı olmayan Başbakan Binali Yıldırım’ın, Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan’ın ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanı Faruk Özlü’nün dikkatine sunarım: (1) Teknoloji ve danışmanlık firmaları ile politikacıların söylemlerinin aksine, bölgemizde parlayan bir yıldız değiliz. (2) Teşvik, eğitimde ciddi ve anlamlı düzeltmeler yapılmadan ülkemize sıçrama yaptıramaz. (3) Ayrıca, eğitim sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğunda değildir, iş dünyasının firmalarında yaz stajı yapan mühendislik öğrencileri başta olmak üzere, eğitime ciddi katkıları gereklidir. (4) Şirketler sürekli olarak araştırma ve üretim geliştirme için mühendis bulamamaktan yakınırken, üniversitelerimizin yetiştirdiği mühendisleri iyi değerlendiremediği (kişisel deneyimlerime de dayanarak) bir gerçektir. (5) Cep telefonu gibi teknoloji ithalatının yüksek olmasına karşın, teknoloji transferi yapılamaması, “kullanarak öğrenme” olmaması ve yabancı destekli Ar-Ge yetersizliği de özel kesimin ve somut hedeften ve odaktan yoksun teşvik politikalarının ortak ve ciddi eksiğidir. (6) Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) ve Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) yıllık raporlarında bildiğimiz gerçek, BT alanında çok zayıf olduğumuz, burada da önümüze çıkıyor ve öncelikli olarak dikkate alınmalıdır. (7) Bu tablo önümüzdeyken, Endüstri 4.0’a şimdiki gibi öncelikli olarak teknoloji satın alımı penceresinden bakmak yanlıştır. (8) Bu rapordaki ülke yorumları, öneriler ve genel dünya görüşü dikkatle incelenmelidir.