Demokratik olmayan ortamlarda yeniliklerden bahsedilemez
BTHABER Şirketler Grubu Başkanı Murat Göçe
Bilgi teknolojileri ve iletişimin gelişmesinin temelinde inovasyon yani bir anlamda yeni düşünceler, araştırma geliştirme çalışmaları ve fikir özgürlüğü yatar. Ancak fikri hür vicdanı hür bilim adamları buluşlar ortaya çıkarabilir. Bilişim de bu buluşlarla beslenir, hayatta kalır. 80’li yıllarda 20 yaşında genç bir üniversiteliyken darbenin sonuçlarını yaşamış biri olarak, şunu söyleyebilirim; antidemokratik bir yapıda – ki askeri yönetimler bunun uç noktasıdır – bilim adamları, akademisyenler ve her yatırımcı için hayat zorlaşır, hedefler unutulur, manevi anlamda yaşam savaşı başlar. Yeni buluşları bir kenara bırakın mevcut projeler durur, hiçbir ürün geliştirilemez ve dolayısıyla bilişim dünyası ciddi darbe alır. Şükredelim ki bu durumda değiliz.
Evrenin yaratılmasından itibaren maddenin en küçük maddesi atom dahil her şey dönmektedir. Bu dönüşte atomu oluşturan parçalar ve hatta daha da küçük parçaları takyonlar arasında kimisi için ilahi kimisi için de bilimsel ama muhteşem bir yapı ve ahenk olduğu bilinmektedir. Ne evrendeki galaksiler arasında ne de bu en küçük parçacıklarda birinin diğerine karşı hiçbir üstünlüğü yoktur, hepsi birbirini tamamlar. Vahdeti vücut gibi felsefi inanışların da kaynağında yatan bütünün parçası olan bu demokratik diyebileceğimiz yapı, büyük bir etki ile değişime zorlandığında büyük tepki verir. Atom parçalanır, büyük enerji ortaya çıkar, galaksiler çarpışır, kaos olur. Evrende insanlar da eşittir, eşit haklara sahiptir. Gelmek istediğim nokta da budur. İnsanların eşit yani demokratik hakları sekteye uğradığı zaman büyük felaketler doğar, isyanlar, iç savaşlar çıkar, aynı şekilde kaos oluşur.
İşte insanların yaşama şekli demokrasiye müdahale bu açıdan zaten çok tehlikelidir, kaldı ki 15 Temmuz akşamı denenmeye çalışılan bu müdahale amacı kötü, hedefi ahlak ve bilim dışı olunca da çok ciddi sorunlar doğurmaya gebeydi. Bu antidemokratik teşebbüs, gerek bu kalkışmaya katılmayan aklıselim askerlerimizin, gerekse de “Çılgın Türklerin” yani halkımızın inanılmaz mücadelesi sayesinde engellenmiştir. Bu kahramanca gelişimi alkışlıyoruz. Cumhuriyet devlet yönetimi, demokrasi ise insanların buna katılım şeklidir. İkisi bir bütündür, tek taraflı eksik kalır.
Artık bütün bu yaşananlardan sonuç ve ders üretme zamanı. Biliyoruz ki iletişim ve arkasında güçlü bilgi teknolojileri olmasaydı bu kalkışma bu kadar kısa sürede önlenemezdi. Ve yine anladık ki bilişim çok önemli ve yaşantımızda neredeyse sağlık, eğitim, barınma ve beslenme kadar ciddi ihtiyaç. Bundan sonrasında bilişim için daha fazla yatırım daha fazla Ar-Ge lazım. Yerli yazılım ve donanım geliştirilmeli, daha fazla kaynak ayrılmalı. Son yıllarda oldukça gerilediğini düşündüğümüz internet altyapı çalışmaları hızlandırılmalı, kullanıcıların ihtiyacı olan hız en kısa sürede sağlanmalıdır. Bilgi güvenliği ihmal edilmeden Bilişim dersleri ilkokul müfredatına girmeli, kod yazma atölyeleri arttırılmalı, bilişim öğretmeni atamalarına daha fazla yer verilmelidir. Bilişim olmadan yaşanmaz demenin abartısı kalmamıştır.
Buradan sonuçla artık Bilişim Bakanlığını da konuşmanın zamanı çoktan gelmiştir.