Arakla-getir-kopyala
İngiltere’nin en popüler gazetesi Daily Mail, Hisarönü çarşısından üç fotoğraf yayınladı. Birincisinde “Marc Spenger” adlı bir dükkan görülüyor. Tabelasında “Made in Turkey” yazılı. Hemen yanında “Nexst” adlı bir başkası var. Tabelasının kenarında yine “Made in Turkey”. Bir başka dükkanın adı “Selfridğez”. Ve bir de süpermarket: “Azda.” (17.10.16)
Buradaki isimler, Hisarönü çarşısında dolaşacak İngiliz turistlere şirinlik olsun diye konulmuş “diyelim.” İngiltere giyim-kuşam ve (Türkiye’de tanınmayan gıda-yiyecek) markası Marks and Spencer, giyimde marka Next, Londra’da 1909’dan beri faal, şık, pahalı büyük perakende satış mağazası Selfridges, yaygın süpermarket zinciri Asda, Hisarönü’nde Türkçeleşmiş isimleriyle turistlerin karşısında.
Tabelalarda “Made in Turkey” diye yazması, açıkça, burada satılanların Made in Turkey olduğunun da ilanı. Gazete, “Dünyanın en tuhaf çarşısında yürürken kendinizi hala İngiltere’de sanabilirsiniz. Buradaki dükkanlar İngiliz dükkanlarından esinlenmiş” diyerek dalgasını geçmiş. Haberde “taklit, sahte” sözcükleri yok ama fotoğrafları gören, isimleri okuyan herkesin aklından bu sözcüklerin geçeceği kesin. Kenar not: Daily Mail’i her ay 10.6 milyon kişi satın alır. Web sitesini her ay 200 milyon tekil kişi tıklar. (Devletin resmi verisi, 2015).
Google’a “Turkey fake goods” (sahte/çakma ürünler) yazdığınızda 1.8 milyon madde geliyor. Süper model Kate Moss’un Bodrum’a gittikçe “gerçek kadar başarılı taklit” (genuine fake!) çanta satın aldığı sır değil. YouTube’da videosu bile var. Yine Daily Mail’de, Bodrum’daki favori dükkanında dükkan sahibiyle omuz omuza çektirdiği güleç fotoğrafları. Dünya turizminin nabzını tutan TripAdvisor’da Bitez, Marmaris ve İçmeler, Fethiye, Kuşadası vb gibi beldelerdeki dükkanların adresleri bile var.
İstanbul’da SALT Kültür Merkezi’nde 1955-1995 dönemine dair “Tek ve Çift” sergisinde bu konu, Türk Sineması özelinde (Kopya Kültürü ve Popüler Türk Sineması) ele alınmış: Bir filmin eksik sahneleri için, Star Wars’un kopyasını bir film şirketinden “çalıp”, içinden uygun sahneleri “alıp”, ertesi sabah o şirkete geri verdiklerini bir yönetmenimiz “içtenlikle” anlatıyor. Bir başka yönetmen, “Yutturabiliyor musun, ne mutlu sana. Yutturamıyor musun, hiç yapma” diye öğüt veriyor. Bu taklitçiliğin, kopyacılığın, bizde her alanda halen yaşadığını biliyoruz.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi haklı: “Artık, taklit değil, tasarım istiyoruz. Ancak bu şekilde yüksek katma değer yaratarak, küresel arenada rekabet gücü sağlayabiliriz.” (19.10.16)