Sosyal inovasyon derken…
The Economist dergisinin orta ve uzun vadeli ekonomik-sosyal tahminler, analizler yapan birimi (Intelligence Unit) tarafından yayınlanan, sosyal inovasyonun küresel durumunu inceleyen raporda Türkiye, 45 ülke içinde 38’inci sırada yer aldı. (Old problems, new solutions: Measuring the capacity for social innovation across the world).
Birinci sırada ABD var. 100 üzerinden 79.4 puan almış. İkinci sırada İngiltere. Onu Kanada, Danimarka, Belçika, Yeni Zelanda , Fransa, Almanya izliyor. Türkiye, 36.2 puanla Endonezya ve Gana arasında.
ABD’nin 1 Numara olmasında başlıca neden, sırf sosyal inovasyon için strateji geliştirecek, uygulamasını denetleyecek bir kamu kurumuna sahip olması: “Sosyal İnovasyon Ofisi”, Yurtiçi Politikalar Konseyi’ne bağlı çalışıyor (Domestic Policy Council). Bu kurum, 2009’da Başkan Obama’nın girişimiyle kuruldu. Amacı, “Şehirlerde, toplumsal sorunları çözmek amacıyla vatandaşların bir araya gelmelerini teşvik etmek.”
Yine aynı yıl Sosyal İnovasyon Fonu (SIF) kuruldu. Bu da, yine uzun isimli “Ulusal ve Yerel Toplum Hizmetleri Kurumu” (CNCS) bünyesinde, sosyal inovasyon işleri için mali destek sağlamayı amaçlıyor. Yetmedi: Bir de Sosyal ve Davranış Bilimleri Grubu (SBST) var. Sosyal inovasyondaki “sosyal” sözcüğü, işin içinde “insan ve davranış” olduğu anlamına geliyor ya, “insanlar” için yapılan pek çok işte “insan faktörü” akla gelmez (hele, bilgi toplumu olmayan toplumlarda). SBST ile bağlantılı olarak çalışan Ideas42 ise sosyal sorunlara New York özelinde sosyal inovasyon çözümlerini toplumla birlikte arıyor. Örneğin, sağlık, eğitim, aile planlaması,aile içi şiddet, siber güvenlik, emeklilik, yoksulluk gibi türlü-çeşitli sorunları vatandaşın da katılımıyla çözmeye yönelik projeler hazırlıyorlar.
Katılımcılık, bizde yabancı kaynaklı bir kavram henüz. OECD’nin 21 Kasım’da Paris’te yapılan Şehirlerde Katılımcı Büyüme (Inclusive Growth in Citites Initiative) toplantısında özetle, “Şehirler, çoğu ülkede ekonomik büyüme merkezleridir, ama aynı zamanda eşitsizlik merkezleridir” denildi. Şehirde yaşayan herkesin, şehrin ekonomisi ve sosyal düzenine “katılması” gerektiğini söyledi OECD Genel Sekreteri Angel Gurria: “Şehirler gitgide zenginleşiyor. OECD ülkelerinde 2001’den bu yana toplam istihdamın % 60’ını sağlıyor. Buradaki ortalama ücretler, OECD dışı şehirlere göre % 18 fazladır. Ama, gelir adaletsizliği ölçütü Gini Birimi’nin yüksek olduğunu görüyoruz. Örneğin Kopenhag, Brüksel, Paris, Santiago..”
Paris’te “şehirlerde daha katılımcı bir düzeni nasıl kursak?” toplantısına dünyadan 42 şehrin belediye başkanı katıldı. Atina vardı ama İstanbul veya başka bir şehrimiz temsil edilmedi.