Teknolojinin yeni adı hizmet!
KoçSistem Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu
Dijital dönüşüm, bireylerin hayatını, bunun bir yansıması olarak kurumsal hayatı tepeden tırnağa, hem de önceki değişim başlıklarından çok daha hızlı biçimde değiştiriyor. Dijital dönüşüm ve mega trendlerle ilgili önümüzde sınırsız bir dünya var. Öyle ki, gelişen rekabet karşısında ayakta kalmanın zorluğunun da etkisiyle, kurumları bugüne getiren hiçbir unsur, yarın da var olmalarını garanti etmiyor. Bu noktada teknolojinin sunduğu imkânları doğru bir kurgu ile kullanmak kritik önem taşıyor. Yakın geleceğin gittikçe daha bağlantılı hale gelen dünyasında, BT birimi şirketlerin son yıllarda gördükleri en büyük dönüşümlerden sorumlu olacak. Dolasıyla BT birimi artık iş dönüştüren, yeni iş fırsatları yaratan, rekabet avantajı sağlayarak, dijital dönüşümde köprü vazifesi görevini üstlenen bir birim haline geldi.
Eskiden gelişen bir teknoloji karşısında, büyük oyuncular sayesinde şirketler bunu kendilerine adapte ediyordu. Bugün bulut hizmetlerinin yaygınlaşarak, yatırım maliyetlerinin düşmesi ve data analitiğin ön plana çıkmasıyla, küçük-büyük şirketlerin bu rekabetin içerisine girmesini sağladı. Bu bağlamda şirketlerin yıkıcı etki yaratabilmesi, BT’nin demokratikleşmesini sağlamakla birlikte geleceğin inşa edilmesinde büyük rol oynamış oldu. Hepimiz aktif olarak dahil olabiliyoruz buna. Bu da oyunun içinde olduğumuz için, heyecan verici.
Bundan 20-25 yıl önce PC’ler ile beraber yüzlerce küçük yazılım şirketi, spesifik yazılımlar geliştiriyordu. Hatta şirketler bünyelerinde muhasebe programlarını, stok programlarını kendileri geliştiriyordu. Bugün nesnelerin interneti ile beraber, o trendi sektörde yeniden görüyoruz. Günümüzde birçok küçük start-up, nesnelerin internetinden esinlenerek, değişik iş çözümleri üretiyor. Burada önemli olan nokta, açık data platformlarının etkisiyle ekosistemin, birbiri ile entegre şekilde çalışan çözümler sunabilmesi.
Teknolojinin artık bir hizmet modeli olduğu yeni bir dönem bizi bekliyor. Bu yeni dönemin altyapısı olarak “bulut” mimarisi ve bu mimari üzerinde aslında uygulamalarda yeni iş modelleri yatıyor. Sektöre yön veren şirketler olarak bizlerin de, yeni oyuncuların ağırlıklı olarak hangi iş kolunda hangi çözümü sunacağı, yazılım geliştirerek veya hizmet olarak ne sunacaklarını belirlemesi büyük önem taşıyor.
BThaber sektördeki değişim ve dönüşümlere tanıklık ederek, sektör dinamiklerini kamuoyuna yansıtmada büyük bir öncülüğe sahip olan bir yayın. Sürekli değişim gösteren bu yeni dönemde, BThaber üründen başlayıp, değişen dünyanın iş çözümlerine kadar uzanan yolculuğunda; sürekli kendini ve içeriklerini güncelleyerek bugünlere ulaştı. Önümüzdeki dönemde de dijital dünyanın sunduğu yeni imkanlarla, farklılaşarak 2000. sayıya doğru başarılı bir ivme kaydedeceğine eminim.
BThaber’in ilk yayımlandığı yılları hatırlıyorum. Sektörün ilk zamanlarında ürün tanıtımları çok fazla ön plana çıkıyordu. Onun için büyük fuarlarda yazıcılar, PC’ler, sunucular başroldeydi ve bunlar ürün olarak kitlelerin dikkatine sunuluyordu. BThaber de bu yıllarda, ağırlıklı olarak teknik ürün tanıtımlarını gerçekleştiriyor, bu konuyu destekleyici haberler yapıyordu. Böyle bir dünyadan; ürünün arka planda kaldığı, tamamen iş çözümlerinin konuşulmaya başlandığı bir dünyaya geçtik. Bu iş çözümlerini konuşurken de, tabi çözüm seti olarak dönüp baktığımız zaman milyarlarca akıllı nesnenin artık konuşmaya başlayacağı, büyük değişim yaşayan bir sektörün içerisindeyiz.
BThaber sektör içerisindeki tüm sesleri etik yayıncılık anlayışıyla derleyerek, sektörümüzün geçmişine ve geleceğine dair önemli izler bırakıyor.
BThaber’in sektörün nabzını tutan, paralelde sektör ile birlikte gelişen bir yayın olmaya devam edeceğine inanıyorum.