Tehditler ve Önlemler Ulusal Konferansı Sonuç Bildirgesi
Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü ve BlackBox Siber Müdahale Ekibinin ortaklaşa düzenlediği Sı̇ber Terörle Mücadele : Tehditler ve Önlemler Ulusal Konferansı 13-15 Ocak 2016 tarihleri arasından Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi 15 Temmuz Şehit Mustafa AVCU Akademi Konferans Salonunda yapılmış ve başarıyla tamamlanmıştır. Konferansa 720 akademisyen, uzman, kamu görevlisi ve yöneticileri ile özel sektör kuruluşları ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri kayıt yaptırmış, yoğun hava muhalefetine rağmen yaklaşık 350 kişinin katılımıyla gerçekleştirilmiştir.
Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip ERDOĞAN’ın, Terörle Mücadelede Milli Seferberlik ilan etmesinden sonra yapılmasına karar verilen bu etkinliğin amacı; elektronik ortamları kolaylıkla kullanan teröristlerin faaliyetlerini daha iyi anlamak, terör ve terörizmle daha iyi mücadele için yeni sistemler, çözümler, yol ve yöntemler geliştirmek, mücadele eden birim ve kurumlara yardımcı olabilecek yeni fikirler, mekanizmalar veya organizasyonlar önermek, bilgi birikimi ve yetenek arttırıcı çalışmaları desteklemek, erken uyarı sistemlerinin nasıl geliştirileceğini tartışmak, bu alanda yapılabilecekleri ortak akılla tespit etmek ve sonuç olarak ülkemizin terörle topyekün mücadelesine destek olmaktır.
13-15 Ocak 2017 tarihleri arasında yapılan etkinliğin ilk gününde, davetli konuşmacılar belirlenen konularda konuşmalarını yapmışlar, ikinci ve üçüncü gününde ise planlandığı gibi siber tehditler ve bu tehditlerle mücadele edilmesi için çözümler üzerine belirlenen eğitim programı icra edilmiştir.
Siber Terörle Mücadele Ulusal Konferansı; bugüne kadar ülkemizin bekası için hayatını kaybeden tüm şehitlerimize saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşımızın hepberaber okunmasıyla başlamıştır. Konferans açılış konuşmalarını, Gazi Üniversitesi Bilgisayar1 Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU, BlackBox Siber Mücadele Takımı Lideri İsmail ERKEK, Havelsan Genel Müdürü Ahmet Hamdi ATALAY ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Galip ZEREY yapmışlardır.
Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU açılış konuşmasında; terörün her türlüsüne ortak bir duruş sergilenmesi ve savaş yapılması gerekirken malesef bunun yapılamadığı veya yapılmadığı bir dönemde yaşadığımızı, bunun çok üzücü olduğunu, siber terör ve terörizmle etkin olarak mücadele edilmesine ve gelecekte karşılaşılabilecek problemlere ortak bakış ve akıl ile çözümler geliştirilmesine katkılar sağlaması amacıyla bu etkinliği düzenlediklerini, daha terminolojisi bile ortak olmayan bir konuda ortak mücadele etmenin de aslonda güç olduğu bir dünyada, öncelikle ortak kavramların ve terimlerin geliştirilmesi gerektiğini, bunları yapmadan siber terörle ortak ve etkin mücadele etmenin mümkün olamayacağını vurgulamıştır. Ülkemizin ulusal siber güvenlik strateji ve eylem planlarında ortak terminoloji oluşturulması için maddeler olmasına karşın, “siber”, “siber saldırı”, “siber savaş”, “siber terör”, “siber terörizm” gibi terimlerin TDK sitesinde henüz bulunmadığını belirtilmiştir. Bu konferansın düzenlenmesinde, ana motivasyonun Sn. Cumhurbaşkanımızın, “Terörle Topyekün Mücadele Edilmesi İçin Seferberlik” ilan etmesinin çok etkili olduğunu, bu mücadeleyi desteklemek için bu etkinliği düzenlediklerini belirten Sağıroğlu, bu etkinliğe destek veren Gazi Üniversitesi Rektörlüğü, Mühendislik Fakültesi Dekanlığı, ISACA Ankara Derneği, Ahmet Yesevi Üniversitesi, Geleceği Önemseyenler Derneği, Bilgi Güvenliği Derneği, Türk Bilim Araştırma Vakfı, Siber Süvenlik Teknolojileri Derneği, RAKUN, NetDataSoft, CyberMag ve GÜ Siber Güvenlik Öğrenci Topluluğuna ve işbirliği yaptıkları BlackBox Mücadele ekibine, Konferans Düzenleme Kuruluna ve Davetli Konuşmacılara katılım ve destekleri için teşekkür etmiş, bu tür etkinliklere her zaman destek veren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sn. Galip ZEREY’e ve HAVELSAN Genel Müdürü Sn. Ahmet Hamdi ATALAY’a katılım ve katkıları için özel olarak teşekkür etmiştir. Son olarak ise; siber terörün farklı boyutlarının ele alındığı bu ilk etkinliğin, ülkemizin terör belasından kurtulmasına katkı sağlaması ve bundan sonra yapılacak olan çalışmalara ışık tutmasını temenni ederek konuşmasını tamamlamıştır.
BlackBox Siber Mücahale Ekip Lideri Sn. İsmail ERKEK ise yaptığı konuşmasında; bu alana yıllardır gönül vermiş arkadaşlardan oluşan ve gönüllü olarak faaliyet gösteren bir ekip olduklarını, 3 gün sürecek olan konferansın son 2 gününde Blackbox Siber Mücadele Ekibi olarak siber güvenlik eğitimleri vereceklerini, bu konferansın ülkemizde siber terörle mücadelede katkı sağlamasını ümit ettiklerini belirtmiş, Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Başkanlığına ülkemizin ihtiyaç duyduğu bir alana katkı sunma fırsatı verdikleri için teşekkür etmiş ve başarılı bir etkinlik olması temennisiyle konuşmasını bitirmiştir.
Havelsan Genel Müdürü Sn. Ahmet Hamdi ATALAY ise yaptığı konuşmasında, ülkemize yönelik siber tehditlerin her geçen gün arttığını, saldırı yapan ülkeler arasında ilk 10 ülke arasında olduğumuzu, aslında bunun sebebinin ise farkındalığımızın düşük olmasından dolayı ülkemizde köle bilgisayarları kullanan saldırganların başka ülkelere saldırı yapmalarından kaynaklandığını bu yüzdeliğin gerçekçi olmadığını belirtmiştir. Bilgi Güvenliği Derneği (BGD) YK Başkanlığı görevini de yürüten Atalay, BGD olarak ülkemizde 10 yıldır siber güvenlik farkındalığını arttırmak için ulusal ve uluslararası etkinlikler gerçekleştirdiklerini, projeler yürüttüklerini, strateji dokümanlarına katkılar sağladıklarını, seminer verdiklerini, dokümanlar ve raporlar ürettiklerini, ülkemizde bu alanın geliştirilmesine katkı sağladıklarını vurgulamıştır. Siber Terör ve Terörizm kelimelerini ilk kez duyduğunu da belirten Atalay, bu alanda farkındalık oluşturmak için bu etkinliğin çok önemli olduğunu, siber saldırılara karşı etkin mücadele etmenin olunun milli ve yerli ürün geliştirmeden ve kullanmadan geçtiğini, yüksek bilgi birikimine ve üstün yetenekle sahip uzmanlara ihtiyaç duyulduğunu ve bunun yolunun ise her yıl yaptıkları etkinlikte (www.iscturkey.org) olduğu gibi üniversite-sektör-kurum-STK işbirliğiyle sürdürülebilir siber güvenlik ekosistemleri oluşturmaktan geçtiğini, bu alana katkı sağlayan sektörlerin desteklenmesiyle bunun sağlanabileceğini belirtmiştir. Havelsan olarak, siber güvenlik konusuna önemli yatırımlar yaptıklarını, siber operasyon merkezi kurduklarını, 20’ye yakın çözüm geliştirdiklerini, bu çözümlerin hiç birinin devlet destekli olmadığını vurgulayan Atalay, eğer devlet destek olursa yerli ve milli çözümlerin daha çok geliştirilebileceğini, siber güvenlik ekonomisi oluşturulması ve bundan ülkemizin daha fazla faydalanılacağını belirtmiş ve başarılı bir etkinlik olmasını temenni etmiştir.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sn. Galip ZEREY ise internet ortamında yer alan tehditlerin sürekli arttığını, ülkelerin siber saldırılara karşı etkin olarak mücadele etmeye çalıştıklarını, ülkemizde siber güvenlik konusunda sorumlu olan bakanlığın UDHB olduğunu ve bakanlık olarak ülke siber güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak ihtiyaç duyulan her alanda hızlı çözümler geliştirmeye çalıştıklarını, 2013- 2014 ve 2016-2019 Ulusal Siber Güvenlik Strateji ve Eylem Planlarını oluşturduklarını, koordinasyonunu yürüttüklerini, eylem planlarının takipçisi olduklarını, önlemler aldıklarını farklı yeni çalışmaların yapılmakta olduğunu vurgulamıştır. Ulusal siber olaylara müdahale (USOM) merkezinin, ülkemize karşı yapılan saldırıları ve tehditleri yakından takip ederek önlemler aldığını, çalışmaları gidip yerinde izlediklerini, ulusal kapasitenin artırılmasına yönelik çalışmaların kararlılıkla yürütüldüğünü, ülkemizde ihtiyaç duyulan siber güvenlik uzmanı ihtiyacını karşılamak, kabiliyet ve yetenekleri arttırmak için çözümler üzerinde çalıştıklarını belirtmiştir. Ülkemizde terörle etkin mücadele edildiği kadar siber terörle de mücadele edildiğini, bunun için strateji ve eylem planları kapsamında çalışmaları sürdürdüklerini, Gazi Üniversitesinde yapılan bu etkinliğin, karşılaşılabilecek riskleri belirleme ve yeni çözümler geliştirmeye katkı sağlamasını, bu etkinliğin sonucunda elde edilecek çıktılardan faydalanılacağını ifade edip, başarılı bir etkinlik olmasını temenni etmiştir.
Açılış konuşmalarının ardından “davetli konuşmacı” oturumlarına geçilmiştir. Konferans kapsamında davet edilen konuşmacıların sunum özetleri aşağıda kısaca özetlenmiştir.
Gazi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı olan Prof. Dr. Şeref SAĞIROĞLU “Siber Terörle Mücadele: Tehditler ve Önlemler” konulu konuşmasında; dünyada siber saldırılar konusunda karşılaşılan tehdit ve tehlikeleri öncelikle özetlemiş, siber terörle mücadelenin boyutunu aktarmış, ülkelerin ulusal çıkarlarına göre siber terörü dolaylı olarak malesef desteklediklerini belirtmiş, dünyada siber teröre ve terörizme karşı ortak mücadele edilmesi için ortak bir tanımı olmadığını bildirmiştir. Ülkemizde de tanım sıkıntısı olduğunu belirten Sağıroğlu, “Türk Dil Kurumunun, ilgili alanda ortak bir dil oluşturulmasına katkı vermesi” gerektiğini; siber terör ve terörizmle etkin mücadele edilmesinde üniversitelerde yapılan çalışmaların çok önemli olduğunu; “terör ve terörizmle” ilgili ülkemiz üniversitelerinde bugüne kadar 484 tez yapılmış iken “siber terör” ile ilgili tez sayısının çok olmadığını, içerisinde “siber terör, siber terörizm, siber suç” kelimeleri geçen toplam 11 bildiri, 90 makale, 16 kitap ve 18 tez üretildiğini, içerisinde “siber güvenlik, siber savaş, siber savunma” kelimeleri geçen akademik çalışmalara bakıldığında, 39 bildiri, 31 makale, 4 kitap, 18 tez olduğunu fakat içerisinde “siber terörle mücadele” geçen hiç bir çalışmanın malesef bulunmadığını; bu veriler ışığında, siber terör ve terörizmle etkin mücadele edilecek bilgi birikiminin yeterli seviyede bulunmadığını; siber terörün boyutu dikkate alınarak yeni çalışmalar yapılmasının zorunlu olduğunu belirtmiştir. Prof. Sağıroğlu; yaşananlara ve dünyanın geldiği noktaya baktığımızda bunun artık ortak bir problem olduğunu ve hep beraber çözülebileceğini; ulusal ve uluslararası işbirliğinin şart ve yapılacak çok iş olduğunu; disiplinlerarası çalışmaların yapılması gerektiğini; yeni çözümlere ihtiyaç duyulduğunu; etkin mücadele için daha fazla yetişmiş insan kaynağına, yeni yeteneklere ve birlikte çalışılabilecek yapılara ihtiyaç duyulduğunu; kendi çözümlerimizi geliştirmemiz gerektiğini; farkındalık arttırıcı ve sürdürülebilir yapılar oluşturulması ve siber ekositemin kurulmasına ihtiyaç duyulduğunu; akademisyenlerin bu konuya daha çok yönelmeleri ve yeni çalışmalar yapması gerektiğini; açık bilgi paylaşım platformlarının oluşturulmasını beklediklerini; FATİH projesinde bu konuya daha fazla yer verilerek gençlerin dikkatinin çekilmesi ve farkındalıklarının artırılmasına ihtiyaç olduğunu; ve ücretsiz olarak internet servis sağlayıcıları tarafından verilen “Güvenli İnternet Hizmetinden” kullanıcıların faydalanması gerektiğini belirtmiştir. Konuşmasının sonunda somut önerilerde de bulunan Sağıroğlu; mücadele için uzman sayısını arttırmak için 100-2000 YÖK Burs Programı ve BTK Siber Yıldız Yarışması gibi destekler ile üniversitelerde program sayısı, çeşitliliği ve akademik çalışmaların sayısının artırılması; nitelikli çalışmaların yapılması için araştırma ve test merkezleri kurulması; yapılan saldırıları analiz etmek ve karşı koymak için yetenek ve kapasite geliştirici önlemler alınması; kişiler, kurumlar ve uluslararası işbirliklerini geliştirmek için yeni modeller geliştirilmesi; geçen yıl hazırlanan “Siber Suçlarla Mücadele Stratejisi ve Eylem Planı” taslak çalışmanın hayata geçirilmesi için gerekli adımın atılması; Havelsan, STM, Bilgem, Netaş, Labris, NetDataSoft, Barikat, Biznet gibi bilgi ve siber güvenliğe yatırım yapan şirketlerimizin sayısının artması ve sürdürülebilir siber güvenlik ekosisteminin büyütülmesi için verilen teşviklerin önceliklendirilmesi; kamu- sektör-üniversite işbirliklerininin artırılması için ortak çalışma ve test laboratuvarlarının açılması; zeki insanların bu alanda çalışmasının özendirilmesi için burs programları açılması; siber güvenlik belgesi olan kurum sayıları, sızma testleri ve denetimlerin artırılması; ihlaleler konusunda kamuoyunun bilgilendirilmesi; farkındalığı arttırmak ve zayıf halkaları güçlendirmek için odaklı toplantıların yapılması; yerli, milli fakat uluslarası boyutta ürünlerin geliştirilmesi ve bunun ekonomisininde oluşturulacağı sürdürülebilir yapılar kurulması gerektiğini; sadece bugünü değil yarınları da düşünerek daha kapsamlı, daha titiz, yapay zekalı çözümler içeren çalışmalara ağırlık verilerek siber güvenliğimizi geliştiririci önlemler alınması; terörle olduğu gibi “siber terörle de topyekün mücadele edilmesi” gerektiğini ve seferberliği desteklediklerini belirterek konuşmasını tamamlamıştır.
Prof. Dr. Türksel Kaya BENSGHIR “Siber Terörizmle Mücadele Stratejileri-Stratejik Bakış” başlıklı konuşmasında, siber terör, siber terörizm, siber alan, siber uzay-sanal alan, siber terörist kavramlarını açıklayarak, sırasıyla; siber terör saldırılarının nedenleri, siber terör türleri, siber terör yetenek türleri, siber saldırıların sonuçları, fiziksel dünya ve siber dünyayı biçimlendiren olgular, siber terörle mücadele stratejileri ve önlemleri üzerinde durmuştur. Bensghir konuşmasında, Dünya Ekonomi Formu WEF- Küresel Riskler 2017 Raporundan söz ederek, raporda belirtilen dünyada ilk beşte yer alan riskler arasında, “büyük çaplı terör saldırıları ve veri sızdırma/hırsızlığına” yer verildiğine vurgu yaparak, ülkemizde akademik etkinlik olarak ilk defa gerçekleştirilen “Siber Terörle Mücadele Konferansının” ülkemizde önemli bir konuyu tartışmaya açtığını belirtmiştir. Siber terörün dolaylı ve doğrudan maliyet etkileri olarak, gelir kaybı, sigorta masrafları, adli tıp maliyetleri, fikri mülkiyet kaybı ve acil durumlarda kritik iletişimin kaybedilmesi, güven ve itibar kaybı, kamusal imajı lekeleme, yurtiçi ve yurtdışında ilişkilere zarar verme, gelecekteki müşteri gelirlerinin kaybedilmesi, hükümete ve bilişim endüstrisine güven kaybı yaşanabileceğini vurgulamıştır. Siber terörle mücadelede uygun stratejileri geliştirebilmek için öncelikle fiziksel dünya ve siber dünyayı biçimlendiren olguları ve bunların farklıklarını anlamak gerektiğine dikkat çekmiştir. Son olarak, günümüzde siber terörle mücadelede pasif ve aktif savunma stratejilerinin uygulandığını ve ülkelerin bu alanda ulusal stratejilerini Önleme, Olay yönetimi ve Sonuç yönetimi olarak “Üç Aşamalı Savunma Modeli” kullanarak geliştirdiklerini; Önlemede; “Bir saldırı başlamadan nasıl durdurulabilir?” ve “Ataklar başarıya ulaşmadan karşı atak nasıl oluşturulabilir?” sorularına cevap arandığını, Olay Yönetiminde; saldırıyı azaltmak, hasar sınırlamak için “Saldırı sırasında savunmaya nasıl hazırlanıp savunma yaparız?”, “Saldırıyı kaybetmeden nasıl yenebiliriz?”, “Zararı nasıl belirleyebiliriz?” ve “Zararı nasıl sınırlayabiliriz?” ve son olarak Sonuç Yönetiminde ise; “Saldırıdan sonra ne yapılmalı?” gibi sorulara cevap verilmesi gerektiğini aktarmıştır. Türkiye 2016-2019 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisinin pasif savunma odaklı olduğunu değerlendirmiş ve ulusal siber güvenlik stratejimizde aktif savunmaya da yer verilmesinin önemini vurgulamıştır. Son olarak, doğası gereği dinamik karmaşık ve kaotik olan siber alanın güvenliğini sağlamak için geliştirilecek siber güvenlik stratejik planın sadece durumu fotoğraflayan SWOT analizi gibi tekniklerle yetinilerek hazırlanmasının yanlış olacağını, siber terör ve siber güvenlikle mücadelede izlenecek stratejilere daha stratejik bakış açısı ile yaklaşılması gerektiğini belirterek, siber terörle mücadelede izlenebilecek bir stratejik çerçeve önermiştir. Bensghir, bu bağlamda, devletlerin, kurumların ve bireylerin siber terör tehditleriyle mücadelede, stratejiler ortaya koyarken “stratejik düşünme ve öğrenme” yaklaşımını benimsemelerini ve bunun da ancak sistem dinamikleri yaklaşımı ile stratejik düşünme ve öğrenme yeteneklerini geliştirmeyle sağlanabileceğini vurgulamıştır.
Konferans II. Başkanı Dr. Uraz YAVANOĞLU yaptığı “Siber Ortam ve Terörizm” konulu konuşmasında; internette oluşan zaafiyetlerin kimler tarafından oluşturulduğu ve suçluların kimler olduğu ile ilgili çok ilginç bir sunum yapmıştır. Farklı bakış açılarıyla elektronik ortamlarda meydana gelen tehdit ve tehlikelerin neler olduğu ve bunları kimlerin oluşturduğu, suçluların kimler olduğunu sunum boyunca farklı bir bakış açısıyla bulmaya çalışmıştır. Tehditleri önlemeye yönelik olarak farkındalığın önemini vurgulamış ve farklı uygulamalar ve örnekler vererek farkındalığın davranışa dönüşmesi için yapılması gerekenleri açıklamış, bilinçsiz kullanıcıların siber teroristler kadar tehlikeli olabileceğine vurgu yapmıştır.
NetDataSoft Genel Müdürü Sn. Yusuf Tulgar, “Siber Teröristlere Karşı, Kurumlar Nasıl Korunmalıdır?” başlıklı konuşmasında; kurumları siber saldırılara ve teröristlere karşı koruyabilmek için kurum içi ve dışı bilgi sızdırmayı önlemek amacıyla tüm uygulamaların kullandıkları portların izlenmesini; veri trafiğinin gerekirse engellenmesini; kurum bilgi sistemleri üzerinde gerçekleşen tüm bilgi akışı faaliyetleri izlenerek merkezi olarak loglanmasını; kurumsal ağa dahil olan tüm cihazların merkezi olarak yetkilendirilmesini ve yetkilendirilmeyen cihazların kurum ağına erişimlerinin engellenmesini; kurum içerisindeki tüm verilerin %100 kurumda (kurum içi, ülke içerisinde) kalması, verilere tüm erişimlerin yetkilere bağlanması ve yetkisiz kişilerin başkalarının verilerine erişimlerinin engellenmesi gerektiğini; kurum sistem logların toplanmasını ve mutlaka analiz edilmesi; tüm kurum verilerinin kriptolanarak saklanması ve sadece ilgilisinin erişimine izin verilmesi; ve proaktif yaklaşıma dayalı güvenlik politikaları ile sistemlerin korunması gerektiğini belirtmiştir. Ülkemize geliştirilen yerli ürünlerin olduğunu, bu ürünlerin dünya markası yapılması için desteklenmesi gerektiğini ve son olarak; ülkelerin en değerli varlıklarının, kurum ve kuruluşların bilgi varlıkları olduğunu, bu varlıkların korunmasının milli bir görev olduğunu, bunun yolunun ise yerli ürünlerin üretilmesi, kullanılması ve uluslararası markaya dönüştürülmesinden geçtiğini vurgulamıştır.
STM Büyük Veri ve Siber Güvenlik Ar-Ge Grup Yöneticisi Dr. Umut Demirezen, “Siber Terörizmin Önlenmesinde Zeki Yöntemlerin Kullanılması” konulu ilgiyle izlenilen konuşmasında; son dönemde siber tehditlerin tespitinde ve zararlı yazılımların geliştirilmesinde yapay zeka yaklaşımlarının sıkça kullanılmaya başlandığını, mevcut zararlı yazılımlardan yeni zararlı yazılım geliştirmenin veya üretmenin kolaylaştığını, zararlı yazılımların tespitinin güçleştiğini, bunları tespit etmek için yeni zeki yaklaşımlara ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir. Yeni nesil zararlı yazılımların veya kod parçalarının ancak yenik teknik ve teknolojiler geliştirilerek tespit edilebileceğini, dünya literatüründen ve kendi geliştirdiği yaklaşımlardan örnekler vererek açıklamıştır. Önerdiği yaklaşımda, zararlı içeriklerin veya makine kodlarının incelenerek iki boyutlu hale getirilerek analiz edilmesi ile tespitlerin yapılabildiğini ve bu zararlı yazılımların gelecek varyasyonlarının erken tespit edilebileceğini örneklerle göstermiştir. Ülkemizde bu konularda yapılan çalışmaların malesef yeterli seviyede olmadığını, siber terör etkinliklerinde çokça kullanılan zararlı yazılımların tespitinde bu ve buna benzer yeni yaklaşımların geliştirilmesine ve ürünleştirilmesine ihtiyaç duyulduğunu belirtmiştir.
ISACA Ankara Chapter Araştırma Direktörü Dr. Ahmet EFE yaptığı “Siber Teröre Karşı Siber Güvenlik : COBIT-5 ve CSX” konulu konuşmada; COBIT-5 ve Cyber Security Nexus (CSX) konularında, bu standardın içerikleri hakkında açıklamalarda bulunmuştur. Ülkelerin siber terörle mücadele ederken takip ettikleri hukuki süreçlerin neler olduklarını, bir ülkenin veya o ülke siber saldırı veya terör örgütlerinin diğer bir ülkeye saldırdığında diğer ülkenin karşı saldırı yapma veya karşılık verme konusundaki hukuki haklarının neler olduğunu özetlemiştir.
Siber Güvenlik Uzmanı Sn. Yılmaz VURAL ise “siber terör ve mahremiyet” konularına değinmiş; zafiyetler ve zayıflıklara bağlı olarak mahremiyete yönelik yapılan saldırıların, veri sahiplerini (bireyler, aileler, kurumlar, ülkeler vb.) doğrudan hedef aldığını, artan saldırılar, yetersiz önlemler, veri sahiplerinin endişeleri, ihlallerin kişilere, kurumlara ve ülkelere verdiği zararın yüksek olduğunu, bugün dikkate alınmayan mahremiyet ihlallerinin gelecekte ise daha büyük ihllaller oluşturacağını örnekler vererek anlatmıştır. Terör örgütleri tarafından ülkemizin mahremiyetine yönelik son zamanlarda yapılan saldırıların, birliğimizi tehdit edecek boyutlara geldiğini, ülkemizde kaos ortamı oluşturmayı hedeflediklerini, veri mahremiyeti konusunda yapılan saldırıların üstesinden gelebilmek için “mahremiyet koruyucu önlemlerin” zamanında ve etkin olarak alınması gerektiğini belirtmiştir.
Sibernet Genel Müdürü ve ISACA Ankara Chapter Başkanı Sn. Kerem Ersoy, “Siber Terörle Mücadele Modelleri Nelerdir?” konulu konuşmasında, basit bir kod parçasından başlayarak siber saldırı ve savaş tarihini özetlemiş ve etkin mücadele için bir siber istihbarat analiz merkezi önerisinde bulunmuştur. Bu yapı içerisinde; veri işleme uzmanları, ulusal ve uluslararası paydaşlar, paydaşlar arası iletişim, USOM-SOME işbirliği, istihbarat, akademi ve iş dünyası birliktelikleri, ile “bal küplerinden” gelen bilgilerin değerlendirilmesi gibi işlemlerin yapılması gerektiği belirtilmiştir.
BlackBox Müdahale Takımı Lideri Sn. İsmail ERKEK “Siber Terörle Siber Müdahale Ekipleri Nasıl Mücadele Etmelidir?” konulu konuşmasında; siber terörle mücade etmenin yolu siber teröristlerin bulunduğu ortamları bilme, oluşturdukları tehlikelerin farkında olma, yaptıkları ihlalleri veya saldırıları önleme ve bazı durumlarda da olmadan önlem almadan geçtiğini belirtmiştir. Erkek konuşmasında, ülkemizde bu alanda çalışan müdahale takımları bulunduğunu; ülke birliğinine, bütünlüğüne ve çıkarlarına karşı yapılan herhangi bir saldırıda bu takımların karşı saldırılar yaparak ülke savunmasına katkılar sağladıklarını, giderek artan bu saldırıları karşı koyabilmek için daha çok ekibe ihtiyaç olduğunu vurgulamıştır.
Doç. Dr. Hasan Şakir BİLGE ise yaptığı “Siber Terörle Mücadelede Gömülü Sistemler” konulu sunumunda, siber terörle mücadelede kullanılmak üzere gömülü sistem tasarımı yaklaşımlarını ele almış, donanım olarak FPGA, GPU, CUDA, çok çekirdekli işlemciler, ASIC, TCAM gibi yapılar ile bu donanımların her birinin kendine göre üstünlüklerini ve kısıtlarını açıklamış, özel bir durum olarak ağ saldırı tespit sistemlerinde örüntü eşleştirme, dizge eşleştirme, çok amaçlı paket sınıflandırma, düzenli ifade gibi fonksiyonların kullanımı ve saldırıların gerçekleştirilmesi için yazılım ortamların kullanıldığı vurgulamıştır. Artan işlem gereksinimleri ve yazılım uygulamaları arasındaki büyüyen boşluğun sorun oluşturduğunu bu kısıtların giderilmesi ve güvenli ağ altyapısı için donanım uygulama tekniklerinin kullanmakta olduğunu ve gerçek zamanlı uygulamalar gerçekleştirilebileceğini belirtmiştir. Siber terörle mücadelede kullanılabilecek olan gerçek zamanlı çözümlerde, paralel çalışma üstünlüğünden dolayı donanım tabanlı uygulamalara eğilim gösterilmesi ve alternatif olarak yeniden yapılandırılabilir donanımların (FPGA) kullanılması gerektiğini vurgulamıştır.
Siber Süvenlik Teknolojileri Derneği Başkanı Sn. Vahap EREN, “Türk Korsan Gruplarının Siber Terörizmle Mücadelede Etkileri” konulu konuşmasında, ülkemizin tehdit altında olduğunu, mücadele için “yeraltı sanal dünya (underground)” da olmamız gerektiğini ve saldırganlara karşı mücadele etmemiz gerektiğini, en önemli saldırıların Rus saldırganlardan ülkemize yapıldığını, bunlardan korunmanın yolunun ise yeraltı sanal dünyada bu saldırganlarla mücadele edilmesinden geçtiğini belirtmiştir.
Sn. Halim ALTINIŞIK “Hibrit Savaşlar ve Siber Saldırılar” konulu konuşmasında; savaşan tarafların birbirlerine karşı “düzenli” kuvvetlerin yanında çoğu durumlarda gayri nizami (düzenli olmayan) kuvvetleri de kullandıklarını, aldatma ve sürpriz etkisi yaratacak yeni taktikler uyguladıklarını, henüz bilinmeyen silahlara ve yöntemlere başvurduklarını, siber dünyada üstünlüğün en iyi korsanlarla, hassas ve güdümlü silahlarla, insansız hava araçları ve bilgi teknolojilerine ve üstünlüğüne sahip taraflarda olduğunu vurgulamıştır. Hibrit savaş döneminde yaşadığımızı, savaşanların her türlü şiddet ve suç eylemiyle beraber, medya ve bilgi akışını da “silah” olarak kullandıkları bir dönemde olduğumuzu, tarafların birbirleriyle sadece sahada çatışmadığını, sanal ortamda da savaşın sürdüğünü, “kalpleri ve zihinleri kazanma savaşı” veya “kitleleri yıldırma” yönünde çaba harcadıkları, “manevi güç ve zafer” elde etmek için mücadele verdiklerini, “algıları yönetme” eğiliminde olduklarını belirtmiştir. Devletlerin hibrit savaş ve terörle mücadele edebilmeleri için yaşanan örnekler üzerinden alınması gereken derslerden de yola çıkarak, savunma stratejileri geliştirme yanında kuramsal ve kurumsal olarak çalışmalar yapılması gerektiğini vurgulamıştır.
Konferansın ikinci gününde ise; eğitim için kayıt yaptıran ve düzenleme komitesi tarafından seçilen 92 katılımcıya siber tehditler ve önlemler üzerine eğitimler verilmiştir. Konferans kapsamında; Pasif Keşif Teknikleri, Aktif Keşif ve Ağ/Port Tarama Teknikleri, Ağ Sızma Teknikleri, SCADA Güvenliği, Hizmet Aksatma/Engelleme Saldırıları, Sosyal Mühendislik Saldırı Teknikleri ve Örnekleri, Kablosuz Ağlarda Sızma Testi, Web Sızma Testleri, Python ile Pentest Tool Geliştirme gibi konula