‘BÜTÜNSEL BİR DEĞİŞİM’ GERÇEĞİNİ BİLEREK İLERLEYİN
Kısa, orta ve uzun vadede iş sonuçlarını doğrudan etkileyecek olan, ciddi yatırımlar gerektiren büyük veri ve analitik alanındaki yatırımlara sadece BT yatırımı gözü ile bakmamak gerekiyor. Veri üretimi gibi veri ile iş sonuçları üretimi de tüm işletmeyi ilgilendiren konulardan biri. Bu nedenle bu süreçte dolaylı ya da doğrudan yer alan tüm kullanıcıların ihtiyaçlarının iyi değerlendirilmesi gerekiyor. İşin BT yapılanması boyutunda ise öncelikle kurumun BT yol haritası ve yetkinlikleri göz önüne alınmalı. “Bütçe boyutu ise zaten temel bir iş gerçeği” bilgisini veren İnnova BI&EPM&CRM Grup Yöneticisi Murat Dinç’in de dikkat çektiği gibi, BT yol haritası ile uyumlu olmayan, kurumun BT yetkinliklerine uymayan altyapılardan istenen verim elde edilemiyor ve dolayısıyla büyük değer verilen dönüşüm projelerinden istenen çıktılar alınamıyor. Eğer farklı yapılanmalar tercih edilecekse, kurumun BT yetkinliklerinin geliştirilmesi de önemli. “O yüzden bu konuda mutlaka doğru ve yetkin danışmanlık destekleri alınarak iş birimlerine destek verecek ekipler oluşturulması gerek” bilgisini veren Murat Dinç, bu değişimi şöyle detaylandırdı:
“Tüm şirket kültüründe bir dönüşümü beraberinde getiren bu sürece dijitalleşme penceresinden bakmak, sürecin daha hızlı ve sağlıklı bir biçimde ilerlemesini sağlar. Bu nedenle büyük veri ve analitik çalışmalarından etkilenecek iş süreçleri mercek altına alınmalı, süreç dönüşümleri değerlendirilmeli. Şirket çalışanları, yeni devreye alınacak sistemlerin müşterileri konumunda. Bu bağlamda, her yeni sistem ve akış, yeni bir ürünün devreye alınması gibi değerlendirilmeli. Yatırımları planlamadan önce, müşterilerin segmente edilmesi, ‘personalar’ çıkarılması, kullanım haritaları yapılması gerekir. Kullanıcıların istedikleri sonuçlara kolaylıkla erişebildikleri sistemler, iş sonuçlarına daha fazla katkı sağlar. Türk Telekom’un bilgi teknolojileri çözümleri sağlayıcı grup şirketi olarak, dijitalleşme süreçlerinin her ayağında edinmiş olduğumuz birikim ile kurumlara büyük veri ve analitik alanında da yol gösteriyoruz. Şirketlere verdiğimiz danışmanlık hizmetlerini şirketlerin yetkinlik derecelerine göre değerlendiriyoruz. Bir kurum, ticari ve operasyonel faaliyetlerini dijital ortama taşımak için İnnova'ya başvurduğunda, ilk olarak firmanın “Dijital Dönüşüm Seviyesi”ni belirliyoruz. Bu yola yeni çıkan bir firma ise öncelikle nasıl bir BT altyapısı kurmaları gerektiğini belirliyor ve İnnova olarak bu altyapının kurulmasında gerekli desteği sağlıyoruz. Karar destek sistemlerinde veriyi maksimum derecede kullanan firmalar, iş sonuçlarını değiştirebilecekleri daha çok iş danışmanlığına ihtiyaç duyuyorlar. Bu noktada, onlara uygun çözümler ve iş ortaklıkları ile hizmet götürmeye çalışıyoruz.”
Analitik beceriler fark yaratıyor
CRM, artık durağan veri anlayışından çıkmış durumda. “Veritabanı pazarlamacılığı” kavramı ile hayatımıza giren CRM, uzun süre müşterilerin iletişim bilgilerinin depolandığı ve raporlandığı ortamlar olarak kullanıldı. Günümüzde analitik uygulamaların desteği ile CRM araçları artık çok daha dinamik yapılara kavuştu. “Bu sayede müşterinin anlık hareketlerine göre davranışsal segmentasyon yapmak, onları ilgili kampanya ya da sadakat kurgularından faydalandırmak, daha dinamik iş kurguları yapmak mümkün hale geldi” tespitini yapan Murat Dinç’e göre, şirket bilgileri analitik modeller içinde barındırılarak, rekabette fark yaratılabiliyor. Böylece CRM araçları standart yapılarından çıkarak özelleştirme yapabilir ve iş sonuçlarını iyileştirebilir hale geliyor. “Müşteriler ile doğru zamanda, doğru yerde, doğru mesajla iletişim kurabilmek çok önemli” yorumunu yapan Murat Dinç, ekledi: “Analitik destekli CRM araçları, müşterinin mevcut bilgilerini de kullanarak, müşteriye gerçekten doğru değeri sunma imkânı vererek bu konuda destek sağlıyor.”
Riskten kaçınmanın temelleri!
2017 yılında bu başlıkta kurumsal yatırım beklentisini Murat Dinç, şöyle anlattı:
“Makroekonomik koşullar yatırımları etkileyebiliyor, kuşkusuz her işletme kendi açısından bu koşulları değerlendirecek ve buna göre bir önceliklendirme yapacaktır. Fakat analitik, CRM, büyük veri yatırımları geciktirilebilecek yatırımlar mı, bu iyi ölçülerek verilmesi gereken bir karar. Yatırım kararının yılın ikinci yarısına bırakılması kurumların fark yaratmasını sağlayacak bir yarıyıllık verinin kaybı anlamına gelebilir. Bunun üzerine proje geliştirme sürelerini de eklerseniz, kaybedilecek değer daha da artabilir. Elde bulunan veri ne kadar fazla ise kurumların müşterilerine yaptığı satışların modellemesini o kadar tutarlı yapabiliyoruz. Eğer sadece altı aylık veri ile çalışılacaksa, muhtemelen gereken güven seviyesine ulaşılamaz, bu nedenle tedarikçi yönetimi optimum seviyede yapılamaz. Sonuçta yapılan yatırımının çok üstünde bir değeri, optimum olmayan süreç nedeniyle kaybetme riski doğar. Dijital dönüşüm sürecine giren firmalar bu konuları iyi irdelemeli ve yatırımlarını geciktirmemeli. Yatırım kalemleri önceliklendirilebilir, fakat veriyi bir an önce toplamaya başlamak ve iş sonuçlarının üretilmesine destek olmak büyük önem taşıyor. Diğer taraftan, rekabet ortamında bu yatırımları rakiplerine göre daha önce hayata geçiren firmalar, rakiplerine giderek artan oranda fark yaratacaklar. Bu yatırımların sağladığı marjinal etki sayesinde rekabette daima bir adım önde olacak, daha fazla müşteri ve daha yüksek kârlı satışlara ulaşabilecekler.”