Mahremiyet nereye?
Karen Owen (22), üniversite spor kulübündeki 13 erkek öğrenciyle nasıl seks yaptığını anlatan 42 saydamlık bir powerpoint sunum hazırladı.
Bunu, mezuniyet tezi gibi sundu: “Sınıftan öte eğitim: Yatay akademik çalışmalar dünyasında mükemmellik.”
Tezinde Karen, bu 13 sporcunun “performansları”nı anlattı. Haklarında esprili (!) yorumlar yaptı.
Sunumu, en yakın 3 arkadaşına yolladı- hoşluk olsun diye.
Ama, onlar da başkalarına yolladı!
Sadece yakın arkadaşlar arasında kalması gereken bazı “bilgi”ler, internet sitelerine düştü. ABD’nin ulusal TV kanalı NBC haber yaptı. New York Times daha fazla “görmezden” gelemedi ve o da haber yaptı.
Olayın büyümesi üzerine internet siteleri, “sunum”un bazı sayfalarını ve sporcuların isimlerini yayından kaldırdı. Ama bu arada, “bilgi”lere erişen, erişti.
ABD’nin eski ve saygın üniversitelerinden Duke’daki olay, internette her satırın, bir virüs gibi yayılabileceğini bir kez daha gösterdi. Konu mankeni erkek sporcular zor durumda kaldı. Mahrem yaşamları deşifre oldu. Hem de kimsenin bilmesini istemedikleri şekilde!
Bu işin ticari boyutunu ilk akıl eden ise HarperCollins Yayınevi. Karen’e film ve kitap önerisi yaptılar.
Bu arada, “kurban” kim? Karen mi? Sporcu öğrenciler mi? Kimin mahremiyeti daha çok zarar gördü?
İnternette mahremiyet sorunları, giderilmesi mümkün olmayan sonuçlar doğuruyor. Eylül sonunda yine ABD’de Tyler Clementi adlı 18 yaşında bir öğrencinin eşcinsel beraberliği gizlice videoya alındı. İnternette paylaşılınca Tyler intihar etti. İki arkadaşı tutuklandı. 5 yıl hapis istemiyle yargılanacaklar.