“İNOVASYONU TÜKETTİK, ENDÜSTRİ 4.0 VERELİM”
Başlığı, Şeref Oğuz’un 9 Mart 2016 tarihli – ama güncelliğini hala koruyan – yazısından (http://bit.ly/2nFvaO6) ödünç aldım. Geçenlerde sanayicilere Endüstri 4.0 üzerine yaptığım bir konuşmada, “bu teknolojiler önemli fakat esas önemli olan inovasyondur” dediğim zaman, bir sanayicimizin “ama, 10 yıldır inovasyon konuşuyoruz” diye bir memnuniyetsizlik ifade etmesi üzerine bu başlığı hatırladım.
Ben de buradaki Ocak 2016 yazımla (http://bit.ly/2n3mrr0) başlayarak, ülkemizde kulağa hoş gelen yeni kavramlar listesinden inovasyon çıkarken, Endüstri 4.0’ın yeni bir sihirli değnek olarak, bir slogan olarak dolaştığına her ortamda dikkat çekiyorum. Fakat, Bilim, Sanayi ve Teknoloji bakanı Faruk Özlü’nün geçtiğimiz ay Bakanlar Kurulu’nda dijital dönüşüm üzerine yaptığı sunum (http://bit.ly/2naw0Vo) biraz umut vericiydi. “Biraz” diyorum, çünkü bakanlık sitesinde yayımlanmayan sunumun ayrıntılarını bilmiyorum. Seksi hayaller sunmadığı için olsa gerek, medyamızda ilgi görmedi, sadece Hürriyet gazetesinde bir haber olarak kaldı.
Sadece Bakanlar Kurulu’na sunumuyla değil, kurumsal altyapı ile ilgili attığı önemli adımlarla da Bakan Özlü’nün konuya ciddi bir yaklaşım içerisinde olduğu görülüyor. TÜBİTAK’ın yeniden yapılandırılmasına ilişkin kanun tasarısı (http://bit.ly/2mh7SkB) Mart başında TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Ayrıca, Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu kurulma aşamasında.
Bakan Özlü’nün açıklamalarında sık sık vurguladığı bir iddia dikkat çekici: “teknoloji enjekte edilmeyen sanayide üretilen ürünlerin katma değerinin düşük olduğu.” İleri teknoloji satan ve onlar adına danışmanlık yapan uluslararası şirketlerin bu varsayımı tartışılmaz bir gerçek gibi sunması doğal. Oysa, katma değeri yüksek ürün ve hizmet için her zaman gerekli, çoğu zaman da yeterli olan inovasyondur. Ayrıca, inovasyon konusuna hiç değinmeyen TÜSİAD ile BCG’nın “Sanayi 4.0” raporunda vurgulanan “maliyetleri düşürmek için Endüstri 4.0” görüşünü de Bakan Özlü benimsemiş görünüyor. Oysa, sadece veya öncelikli olarak maliyete odaklanarak katma değeri yüksek – yani pahalı – ürüne geçemeyeceğimizi artık öğrenmiş olmalıyız.
Özlü’nün sadece veya ağırlıklı olarak dev uluslararası teknoloji firmalarının ve ülkemiz iş dünyasının görüşlerini değil, akademisyenlerin, mühendis odalarının ve Türkiye Bilişim Derneği gibi konuda yetkin STK’ların da görüşlerini alması ve inovasyonu odakta tutması yararlı olur. Tabii, akademisyenler, mühendis odaları ve ilgili STK’lar da pasif izleyici konumundan çıkıp, bilgiye dayalı somut fikirlerle aktif ve ısrarlı bir şekilde ağırlıklarını koyabilmeli.
Bir diğer dikkat çekici durum da Endüstri 4.0 ile ilgili dünyadaki gelişmelerden kopukluktur. Önemli uluslararası kuruluşlar ile ilişkilerin ve ortak çalışmaların ihmal edilmesidir. Bunun bir örneğini bu sayfada, KÜRESEL altında yazdım. Endüstri 4.0’ın teknolojik omurgasını oluşturan endüstriyel nesnelerin interneti üzerine çalışan uluslararası “Industrial Internet Consortium”da Türkiye’den bir üye kuruluş olmaması nedeniyle orada yapılan çalışmalara katkı koymamak, olan bitenden haberdar olmamak önemli bir eksikliktir. Bu eksikliği ve dünyadan kopukluğu da bakan Özlü’nün dikkate alıp gidereceğini umarım.
Özlü’nün önemli girişimlerinde başarılı olması için, şeffaf bir şekilde gelişmeleri toplumla paylaşması ve katılımcılığı teşvik etmesi yararlı olur. Örneğin, bakanlar kuruluna dijital dönüşüm ile ilgili yapılan sunumun bakanlık sitesinde paylaşılması… Örneğin, Sanayide Dijital Dönüşüm Platformu’nun sadece uluslararası teknoloji firmaları ve iş dünyamız ile değil, akademisyenler, mühendislik odaları, STK’lar gibi tüm ilgili paydaşlarla şeffaf olarak tartışılarak kurulması… Örneğin, TÜBİTAK’ı yeniden yapılandırmayı hedefleyen yeni kanun tasarısı hakkında yorum ve katkıların teşvik edilmesi…