Deneyim mühendisliğinin tüm incelikleri kullanılmalı
Dijital devrim ve dönüşüm hakkında çok şey yazıldı, çok şey söylendi. Tam olarak kavranabilmesi için analiz edilmesi gereken birçok yüze sahip. Genellikle kurumlar dijital teknolojiler arasından kendilerine en yakın olanlar üzerinden hareketle dönüşüme ayak uydurmaya çalışıyor. Bazıları sosyal medya, mobil teknoloji gibi alanlar ile ilgilenirken bazıları ise doğrudan büyük veri ve analiz konularını öne çıkarıyor. Ancak bütün bu çabalar işin özünü kaçırabilecekleri tehlikesini ortaya çıkarıyor.
Dijital devrimin geleceğimiz olduğunu ve her iş alanında eşit bir etkisinin olmadığını belirten Mind2Biz Operasyondan Sorumlu Kurucu Ortağı Hakan Kıran, “Örneğin baskı, müzik ve film endüstrileri doğrudan etkilendi ancak henüz etkisinin tam anlamıyla hissedilmediği iş alanları da var. Dijital devrim bu etkiyi SMAC (Social, mobile, analytics, cloud) kısaltmasında bahsedilen sosyal medya, mobil teknolojiler, büyük veri ve içerik analizi ile bulut teknolojilerinin bir araya gelmesi ile sağlıyor” dedi.
Günümüzde müşterilerin göründüğündün daha bilinçli olduğunu belirten Hakan Kıran, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Kurumlar, deneyim mühendisliğinin tüm inceliklerini kullanarak müşterilerine değer katan ürün ve hizmetleri en kısa yoldan ve ekonomik olarak sunmaya odaklanmalı. Kurumların sadece dijital teknolojileri kullanarak bu devrime ayak uydurması olası değil. Önemli olan iş modellerinin yeniden düşünülmesi ve teknolojik olanaklar ışığında müşteri gereksinimleri ve deneyimlerini ön planda tutarak yeniden tasarlanması.
Dijital devrimin sonucu olan dönüşümün kolaylıkla ele alınmasına olanak verecek bakış açılarından en önemlisi kurumsal mimari. Görünmeyeni değiştiremeyeceğimiz gerçeğini unutmamalıyız. Kurumların insan kaynakları, süreçleri, teknolojisi ve hatta değişim kabiliyeti, rekabet gücü, müşteri beklentileri ve bunların birbirlerine olan etkileri ile görünür hale gelmesi öncelikli aşama. Ancak bu şekilde dijital dönüşümün olası pozitif veya negatif etkilerini kolaylıkla izleyebilir ve geleceğe hazırlanabiliriz.
Şimdilik geleneksel kurumlar ellerindeki müşteri potansiyeli, fikri mülkiyet hakları ve finansal güçlerle ayakta duruyorlar ancak dijital devrimi göz önüne alıp modellerini ve yaklaşımlarını değerlendirmezler ise hayatta kalamayacaklar. Kurumların müşterilerine sundukları hizmet ve ürünlere ulaşımı nasıl sağladıklarını iyi analiz edip bir an evvel sıkıcı ve caydırıcı engellerden arındırmaları gerekiyor. İş yapış şekilleri, kullanılan teknolojilerin ve altyapıların değişikliğini gerektireceğinden bu arındırma kolay yapılamayacak. Engelleri aşmanın en azından etkilerini azaltmanın kısa vadeli yolunun odak süreçlerde iyileştirmelerle yapılabileceği göz önünde bulundurulmalı.”
Dijital teknoloji müşteri beklentilerini ve buna bağlı olarak kurumların çalışma şekillerini değiştiriyor. Unutmayalım ki devrim niteliğinde değişimler çok maliyetli, riskli ve zor olabilir. Buna karşın iyileştirmelerle fırsatlara odaklanmak daha güvenli ve etkin bir yöntem olabilir. Dijital devrim ve sonucu olan dönüşüm ile gelen olanaklar veya özetle dijitalleşmenin getirileri iş modellerine kolayca adapte edilebilecek sıradan değişikler değillerdir. Aksine iş yapış yöntemlerinin derinlemesine incelenmesini ve müşteri beklentilerini göz önünde bulundurarak değerlendirilmesini gerektirir.
Nelere dikkat edilmeli ?
- Kurumun gelecek pozisyonunu anlamak
- Durum değerlendirmesi yapıp öngörüleri var olan yapılarla eşleştirmek
- Öngörüleri sağlayabilecek teknolojik yenilikleri tanımlamak
- İnsan kaynaklarını yeni gereksinimlere hazır tutmak
- Değişimi ve iletişimi yönetmek.
Mind2Biz’in bu süreçte iki temel yaklaşım sergilediğinin altını çizen Hakan Kıran, şu bilgileri verdi: “Birincisi yapılandırmakta olduğu Mind2Biz Akademi bünyesinde bilgi teknolojileri, iş süreçleri ve kurumsal mimari başlıkları altında bilinçlendirme eğitimleri ve danışmanlık hizmeti sunuyor. Diğer taraftan bizzat temsil ettiği ve geliştirdiği ürün ve hizmetlerle dijital teknolojileri destekliyor. Böylelikle kurumların içinde bulundukları dijital dönüşüm sürecinde başarılı olmalarına katkıda bulunmayı hedefliyor.
Özellikle, kurumsal mimarinin rolü gittikçe daha kritik oluyor. Bu durumun en önemli göstergelerinden biri BT yatırımlarının büyük bölümünün BT dışı iş birimleri tarafından kullanılması. Dijital dönüşümün anahtarı olan BT’nin diğer iş birimleri ile birlikteliği sonucunda oluşacak sinerjinin en etkin kullanımı kurumsal mimari yönetim modeli ile sağlanır. Ülkemizdeki kurumsal mimari uygulamalarında çoğunlukla iş mimarisinin gözardı edildiğini gözlemliyoruz. Oysa, dönüşüm bir iş stratejisidir. Stratejinin gerçekleşmesi için işin tüm bileşenlerinin ortaya konması gereklidir ki bu noktada BT dışı iş birimleri aktif rol almalıdır ve bu birimlerin BT birimleri ile uyumu sonucunda hedefe doğru hep birlikte ilerlemek en sağlıklı yöntem olacaktır.”