Dinleniyor, gözleniyorsunuz!
İletişimin her türlüsü, IP ortamına kaymakta. Bu ortamın işletici (operatör) için tatlı tarafı, eldeki altyapıyı neredeyse boşluk bırakmamacasına kullanabilmesi, dolayısı ile yatırımın karşılığını en üst düzeyde geri vermesi. Bunun kullanıcıya geri dönüşü de iletişim bedellerinin düşmesi. Ama diğer taraftan bir kere iletişimi IP dünyasına taşıdınızmı, dünyanın hangi köşesinde kimin size kulak misafiri olabileceğini, sizi gözetleyebileceğini elden kaçırıyorsunuz. Nasıl mı? İki yolu var.
Biri sizin koşa koşa verdiğiniz bilgi. “Gizli servis”lerin ya da güvenlik güçlerinin özel veri tabanları falan tutmasına neredeyse gerek kalmadı. Sosyal paylaşım sitelerinde herkesin her türlü “kirli çıkı” bilgisi ve görüntüsü, üstelik ya kendisi ya da çok yakınları tarafından bir araya getirilmiş durumda. Kendim için baktım, çeyrek saniyede 5 değişik fotoğrafım önümde. Video çekimlerim bile var. Üstelik hiçbir sosyal paylaşım sitesinde de aktif üye değilim.
Diğeri kullandığınız açık kaynak kod (OS) kullanan iletişim cihazları. Bunların içinde ne yazılım (parçaları) olduğunu bilebiliyor musunuz? Üreticisinin umurunda mı? ithalat izni veren BTİK denetledi mi? Hayır, hayır, hayır. Telefonunuzda, telesayarınızda (bilgisayar işlevleri olan cep telefonu anlamında), bilgisayarınızda, tablet PC’nizde, xPad’inizde, güvenilirliği onaylanmamış açık kaynak kod işletim sistemi veya uygulama yazılımı (ya da parçası) varsa; bilesiniz, sizi öyle bir izlemek mümkün ki, nerede kimle ne konuştunuz, hangi bankaya ulaşmak için ne kullanıcı adı ve ne şifre yazdınız, nereye gittiniz, ne gördünüz dakika dakika kayda geçebilir.
Çaresi? Birileri, gene açık kaynak kod kullanarak işletim sistemi hazırlar, başka birileri gene açık kaynak kodlar kullanarak uygulama yazılımları geliştirirler, ama güvenilir bir milli otorite, bunları sertifikalandırır. Siz de, “içerisinde bilgi sızdırmaya yönelik bir yazılım parçası bulunmayan” sertifikalı yazılımları alır, gönül rahatlığı ile kullanırsınız.
Sorun, o “birileri”ni bulmakta!