TBD, 46 yaşında
Türkiye'nin en köklü sivil toplum kuruluşu olan ve bilişim politikalarına yön veren Türkiye Bilişim Derneği (TBD), 46’ncı yaşını kutluyor. TBD Genel Başkanı Rahmi Aktepe, “Türkiye’nin bilişim politikalarına yön veren sivil toplum kuruluşu olarak, küresel gelişmelere paralel bilişim vizyonumuz oluşması için mücadele ediyoruz. Türkiye'nin 2023 hedeflerine uygun bir dünya gücü olarak var olabilmesi için kendi bilişim teknolojilerini üreterek, uluslararası rekabet edebilen bilişim sektörüne sahip olması gerek. Bunun için Türkiye, bilişimde yerlileşme ve millileşme hamlesine hız vermeli” dedi.
Kurulduğu 22 Nisan 1971 tarihinden bu yana gerçekleştirdiği etkinlikler ve karar alıcılara sunduğu öneriler ile Türkiye'nin kültürel, toplumsal ve ekonomik kalkınmasına katkı veren TBD’nin Bakanlar Kurulu Kararı ile “kamu yararına çalışan dernek” statüsü verilen az sayıda dernekten biri olduğuna dikkat çeken Aktepe “TBD, bilişim sektörünün dünyadaki ilk sivil toplum kuruluşu, ülkemizde sektörünün adını kendisi üreten bir dernek. Bugün 12 bin üyesi ile faaliyetlerini sürdüren derneğimiz, 2023 vizyonuna yönelik bilişim politikalarına yön veriyor. Bilişim sektörünün öncülüğünü üstlenerek, bilişimin gerektirdiği hıza ulaşan çalışanlarımıza, sektörün temel problemlerine çözüm üretiyor, bilişim teknolojilerine ilişkin bilgilendirme, değerlendirme ve tespitler yapıyoruz. En büyük övünç kaynağımız aktif çalışan üye sayımız. Bu dinamik ve çalışkan yapımızla bilişime olan katkımızı daha da artıracak ve yeni yapımızla, yeni yılımızda çok daha başarılı çalışmalara imza atacağız” dedi. Aktepe, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye’nin uluslararası alanda rekabet edebilmesi için devletimizin bilişim sektörünü stratejik sektör olarak tanımlaması ve yerli bilişim ürünlerinin, markalarının geliştirilmesine ön ayak olması gerek. Yerli bilişim çözümlerinin üretilmesinde görev alan yetenekli ve nitelikli uzmanlarımız, şirketlerimiz var. Ülkemizin iletişim altyapısı ile nitelikli uzmanları ve şirketleri ile bilişim alanında güçlü potansiyeli var. Bu potansiyel iyi değerlendirilmeli. Ne zaman kendi yazılımlarımızı hazırlar ve yerli üretime geçersek, o zaman daha da güçlü olacağız. Bilişimin gelişimini destekleyecek niteliklerle donatılmış insan gücü yaratılmalı, bilim ve teknolojiyi katma değer oluşturacak şekilde üretime dönüştürmeliyiz.”