Öncelik toplumsal dönüşüm ve farkındalık yaratmak olmalı
Artık hiç kimse geleneksel süreçlere takılmak, kağıt işleriyle uğraşmak, tekrar tekrar aynı testleri yaptırmak, laboratuvar sonuçlarını öğrenmek için zaman kaybetmek istemiyor. Bu da sağlıktaki dijital dönüşümün, kendini tıbbi ve sağlık kayıtlarının elektronikleşmesiyle göstermesine sebebiyet veriyor. Özellikle bulut teknolojilerinin artmasıyla bu dönüşüm her geçen gün daha da yaygınlaşıyor. Bu şekilde tıbbi kayıtlar anlık olarak hastaların hizmetine online olarak sunulabiliyor. Sadece hayatlarında bir kolaylık sağlanmış olunmuyor, aynı zamanda da kendi sağlık bakımlarını potansiyel olarak yönetebilmelerine yardımcı olunuyor. Bu süreç sadece hastalara değil aynı zamanda hastanelere de fayda sağlıyor. Bir diğer kavram da Telemedicine olarak adlandırılan “Tele Sağlık”. “Bu sayede hastaların, doktorları ile görüşmek için herhangi bir yol kat etmeleri gerekmemekte” bilgisini veren Turcom Teknoloji Ar-Ge Yöneticisi Huzeyfe Esen, şöyle devam etti:
“Mikro cerrahideki ve robot teknolojilerindeki gelişmeler, video aktarımlarının gecikmesiz olarak sağlanmasının getirmiş olduğu olanaklar, bir hastanın uzak mesafelerden rutin kontrollerinin gerçekleştirilmesinin yanında, ameliyat edilmesine dahi fırsat verebilmekte. Bu sayede tele sağlık, hem hastalara hem de doktorlara erişebilirlik çerçevesinde özgürlük tanımakta. Dijital dönüşüm çerçevesinde değerlendirebileceğimiz bir diğer başlık da IoT ve giyilebilir teknolojiler. Bu şekilde teşhis konulmak üzere hastanelere gitmeniz gerekmiyor, bulunduğunuz yerden gerekli testlerin yapılmasını sağlayıp, doktorunuzla paylaşabiliyor ve zamanında önlem alabiliyorsunuz. İçinde bulunduğumuz dönemde, bu verilerin analiz edilerek anlamlaştırılması mümkün hale geldi. İlgili dönüşümün bütün dünyada yaygınlaşması halinde muazzam sonuçlar elde edilmeye başlanacak. Bütün geçmiş kayıtların da içinde bulunduğu veriler üzerinde, çeşitli algoritmalarla değerlendirmeler yapılarak benzer vakaların tespit edilmesi sağlanabilecek. Böylelikle otomatik olarak, normal şartlarda tespit edilemeyecek risk teşkil eden faktörler belirlenip, henüz bir hastalığın semptomları gözlemlenmemiş olsa dahi tedbirler alınabilecek. Dijital dönüşüm gerçekleştirilirken en çok önem verilmesi gereken nokta da güvenlik. Sağlıkta dijital dönüşüm altında başka alt kırılımlar yer almakta. Bunların başında, hastanelerdeki hastaların güvenliğinin arttırılması gelmekte. Özellikle yeni doğan ünitelerinde meydana gelen bebeklerin karıştırılması ya da kaçırılması gibi durumların önüne geçebilmek adına çözümler geliştirilmiştir. Alzheimer hastaları ve ruhsal sağlığı yerinde olmayan hastalar başta olmak üzere diğer hasta gruplarında da hastane içerisinde takip gerçekleştirilebilmekte. Kendileri ile eşleştirilmiş tag’ler sayesinde, hastane içerisinde adım adım izlenebilmekte ve gerektiğinde acil müdahaleler sağlanabilmekte, ilgili sağlık görevlisi, gerekli hallerde bulunduğu bölgeye acil yardım talep edebilmekte. Ekipman takipleri için gerçekleştirilmiş olan çözümleri de dijital dönüşüm kapsamında düşünebiliriz. Envanter takibinin önemli olduğu bir diğer konu da ambulanslar. Bahsi geçen uygulamalar ve teknolojiler, insan sağlığı ve memnuniyeti noktasında birçok fayda getirmekte. Ancak getirilen faydanın bir anlam ifade edebilmesi için, toplum içerisinde konu ile ilgili olarak farkındalık yaratılması gerek. Bütün dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de dijital dönüşümün en büyük engeli yaşlanmış teknolojiler. Bu teknolojilerin yerini yenilerine bırakması, sektörlerin daha önce yapmış olduğu yatırımların değiştirilmesi anlamına gelmekte. Herhangi bir sektörde, dönüşüm kapsamında uygulama ya da geliştirme boyutlarında bir strateji belirlenecek ise “dijital dönüşüm”den çok, öncelikle “toplum dönüşüm”üne odaklanılmalı.”