Sonu gelmeyen yatırımlar, meyvelerini vermekte de gecikmiyor
Yeni müşterilere yeni çözümlerle ulaşan Epson Türkiye, böylece hem yerel yazılım desteğini alıyor hem de her bir müşteriye özel bir çalışmaya imza atıyor.
Epson, küresel bazda kendini yeniden yapılandırdı, ürün portföyü ile birlikte bir değişime imza attı. 2008 küresel krizinden sonra alınan bu kararların temeli ise ürün politikasına ve portföye dayanıyor. Ürünlerini değiştirdiği gibi, yüzünü de belli müşteri kitlelerine daha çok dönmeye başlayan Epson, KOBİ’lere ve kurumsal pazara odaklandı. “Bireysel tüketici için ürünler olsa da, ürün geliştirmede ağırlıklı olarak kurumsal odaklı hareket eden Epson’ın Asya, EMEA ve ABD olmak üzere üç büyük organizasyonu var ve ürün portföyündeki değişimle tüm bu bölgelerin sonuçlarını izlediğimizde, yönetimin aldığı kararlar bence şirketimizin yönünü ve geleceğini tamamen olumlu yönde değiştirdi” yorumunu yapan Epson Türkiye Müdürü Sevil Kanat, bu noktada müşteri ihtiyaçlarını dinleyerek, ciddi araştırmalar yaparak yeni ürünler geliştirmeye önem verdiklerini vurguladı.
Örneğin yazıcı kategorisinde son dönemde en önemli konular; toplam sahip olma ve sayfa başı baskı maliyeti. “Orijinal mürekkep tankı sistemini ilk biz geliştirip sunduk” diyerek, ürünlerdeki ana değişim stratejisinin bu teknolojiyle ilgili olduğunu vurgulayan Kanat, bireyler ve kurumların da Epson kalitesine çok daha düşük maliyetle sahip olabildiklerini gördüğüne işaret etti. Epson markalı bir üründe tüm parçalar Epson üretimi ve bu da kalite, müşteri memnuniyeti ve güveni açısından önemli. “Bu teknoloji ile birçok farklı ürün çıkartabiliyor, pazara yön verebiliyoruz” diyen Sevil Kanat, ekledi: “Türkiye gibi büyük ve zorlu bir pazarda, eğer ürün politikamız belirttiğim biçimde değişmeseydi, son yıllarda birçok Japon firmasının düştüğü zor durumla karşılaşabilirdik. Doğru zamanda doğru adımlar atıldı.” Sevil Kanat, Türkiye pazarında yatırımların hızla devam ettiğinin altını çizerken, potansiyel yüksek olduğu için Epson merkezin de Türkiye’de istihdamını artırdığına, ekibi genişlettiğine dikkat çekti. Detayları ve hedefleri Sevil Kanat ile konuştuk:
2017 yılı planlarınız neler?
Yeni ürünler sunmaya devam edeceğiz. Kiralama seviyesinde baskı cihazlarımız ile ‘kullandığın kadar öde’ yapısına giriş yaptık. Bu Türkiye’de yeni bir alan bizim için ve 2017’nin belki de en büyük yeniliklerinden diyebiliriz. Bu segment dahilinde, dakikada 70-100 sayfa basan yazıcılarımızı satmaya başlıyoruz. Bu açıdan baktığımızda, rakiplerimiz de değişiyor. Klasik ofis pazarına yönelik üretim yapan markaların üstüne çıktık, farklı segmente seslenen konuma geldik. Projektörde de durum böyle. Ev sineması dediğimiz alanın yanı sıra 2017’deki ana odağımız projeksiyonda kurumsal çözümler. Tüketici tarafında her çeşit ürün için zorlu bir süreç var, fiyatlar erozyona uğruyor. Kur dengesinin dalgalı olduğu bir dönemde tüketiciye yansımayı minimumda tutmak, BT şirketleri için zorlu bir mücadele. Sahip olduğumuz teknolojiyi herkesin kazanabileceği ve memnun olacağı ürünler yaratmakta kullanıyoruz. Yazıcı tarafında çok uzun zamandır odağımız inkjet teknolojisi ve 2017’de de böyle olacak. Inkjet teknolojisinin lazere kıyasla avantajlarını anlatıyor ve deneme imkanı sunuyoruz. Tüketici de tasarruf ve avantajlar nezdinde tercihini doğru yönde kullanıyor. Özellikle KOBİ’lere sattığımız ürünler ‘tanklı yazıcılar’ ve bunların 4 bin sayfalık mürekkepleri var. Modele göre değişse de, genel ortalama en çok sattığımız modellerde ortalama rakam bu ve sayfa başı baskı maliyeti neredeyse yok. Bu alanda yürümeye ve büyümeye devam edeceğiz. Tüketicinin kendisi için faydalı olan bir şeyi ne kadar hızlı algılayabildiğini görüyor, her alım gücüne göre yetkin çözümler sunuyoruz. Sonuçta tüketim maliyetini düşündüğünüz zaman, cihaz için verdiğiniz para da kısa sürede kendini amorti ediyor. Tüketici ilk sahip olma ve toplam sahip olma maliyeti arasındaki farkın bilincinde. Sadece Türkiye değil, küresel bazda da bu yazıcıların satışları çok olumlu. 2016 zorlu bir yıldı hem küresel bazda hem Türkiye için. Yine de rakamlarımız son derece olumlu. Mali yılımız Nisan ayında başladı ve olumlu sonuçları bazı ürün gruplarımızda özellikle görüyor, 2017’de de böyle olmasını bekliyoruz. Çünkü şirket sürekli yatırım yapıyor. Yeni ekip arkadaşlarımız aramıza katılıyor, yeni ürünlerimiz çıkıyor, bunların etkilerini süreç içinde göreceğimizi biliyoruz. Stratejik ve planlı adımlar atan bir şirketiz.
Büyümenin hangi ürün gruplarında öne çıkmasını bekliyorsunuz?
Özellikle yazıcıda pazar ortalamasının üzerinde büyüme bekliyoruz. 2015 ve 2016’da pazar küçülürken dahi, biz adet ve ciro bazında büyüdük. Bu yıl da büyüme bekliyor, rakiplerden de pay alıyoruz. Yani yazıcı pazarı küçülse bile müşteri bize geliyor. Üstüne bir de sürekli yeni ürünlerimiz de pazarda yerini alıyor, onların satışı da ciroya ekleniyor ve büyüme geliyor. Buna karşılık, video projektör pazarı Türkiye’de genel olarak çok parlak değil. Çünkü ağırlıklı olarak tüketici modellerinin satışı var. Bizde bu başlıkta 90’ın üzerinde model var ve küresel bazda en büyük video projektör üreticisiyiz. Kendi üretimimizin yanında, bazı markalara da LCD panel veriyoruz. Çok model seçeneğimiz var. Eğitim sektörü projeksiyonda büyük bir pazar. Bizim ultra kısa mesafe dediğimiz, yani perdede hiçbir gölge veya kesinti olmaksızın ders verilmesini sağlayan, akıllı teknolojiyle interaktif eğitim imkanı sunan modellerimiz mevcut. Bunlar, tamamen eğitim kurumlarının ihtiyacı düşünülerek tasarlandı ve bu segmentte de çok güçlü ilerliyoruz. Üst ve orta üst uç parlaklıklar başlığında da pazar hızlı gelişiyor. Bu başlıkta da yeni ürünlerimiz var. Ama projektör sektörü bence küçülecek. Çünkü en büyük sıkıntı, tüketici tarafındaki büyük pay. Bu alanda en geniş model yelpazesine biz sahibiz. Yani projektör segmentinde genel küçülme öngörsem de, biz büyümeye devam edeceğiz.
İş çözümlerinde odak noktanız kurumsal iş çözümleri olacak. Bunları nasıl sınıflandırmak mümkün?
Kurumsal müşteriye en iyi çözümleri sunmak üzere hareket ederken, uzmanlığımız da baskı ve görüntüleme sistemleri tarafında ve bu sistemlerin içine tarayıcı da giriyor. Özellikle Türkiye gibi dijitalleşmenin hız kazandığı ülkelerde özel sektör ve kamu, ciddi oranda doküman arşivleme altyapısına ihtiyaç duyuyor. EBYS sistemlerine yönelik yatırımlar böylece artıyor. E-dönüşüm bunu gerektiriyor, doküman arşivleme tarayıcılarımız, yazıcılarımız ve bazı projektörlerimiz birbirini destekliyor. Bunlar kurumsal BT yapısıyla entegrasyon yetkinliğine de sahip. Görüntüleme sistemlerinde MOVERIO BT-2000 akıllı gözlüğümüz mevcut. Bu gözlük tamamen kurumsal çözüm odaklı. Özel yazılımla çalışıyor, tamamen ihtiyaca yönelik çözüm sunuyor. Mesela otomotiv sektöründeki bir markanın onarım departmanına yönelik bir uygulama geliştirdiniz. Epson’un akıllı gözlüğünü takarak motora baktığınızda, arızanın nerede ve ne olduğunu görebilir, çözümünü ekrandan okuyabilirsiniz. Bu ürünümüzle ilgili birçok proje üzerinde çalışıyoruz ve 2017’de kurumsal iş çözümlerinde odaklarımızdan biri olmaya devam edecek.
“Türkiye’de işbirliklerimizin gelişmesini isteriz”
“Eğitim sektöründe ürün ve çözümlerimiz yoğun kullanılıyor. Kamuda DMO nezdinde aktif biçimde iş ortaklarımızla çalışıyoruz. Misal, birçok devlet kurumunda varız tarayıcılarımızla. Sektöre özel uygulamalar var. Çoğu yazılım uygulaması merkezi olarak hazırlanıyor. Şirketin merkezi olarak yaptığı anlaşmalar kapsamında ihtiyaç duyulan ürünü biz Türkçeleştiriyoruz. Çoğu ülkede de bu strateji ile ilerleniyor. Lokal yaptığımız çalışma örneği ise MOVERIO BT-2000 için geliştirilen yazılımlar için işbirliklerimiz. Gözlüğümüz kurumsal süreç kontrolü odaklı ve yerel müşteri ihtiyaçları bu noktada çok önemli. Sektöre ve ihtiyaca özel uygulama geliştirmede Türkiye’de iki firmayla çok yakın çalışmalarımız oldu ve bu işbirliğimiz devam ediyor. 2017’de bu tarz işbirliklerimizin daha fazla olmasını isterim. Çünkü yeni müşterilere yeni çözümlerle gidiyoruz. Yerel yazılım desteğini almak, müşteriye özel bir çalışma demek. Bu tarz çalışmalar, Türk yazılım geliştirme sektörünün yetkinliğinin Epson merkez tarafından benimsenmesini de sağlıyor. Yatırım isteği aynı hızda devam ederse, yazılım firmaları ile geçen yıllara kıyasla çok daha fazla işbirliği yapacağız.”
“Merkez, Türkiye’ye yatırıma ara vermiyor”
“Türkiye büyük bir pazar, tüketim ilgisi yoğun. Dolayısıyla merkez, Türkiye’nin potansiyeline hep vurgu yapıyor, bu nedenle yatırımlara hiç ara vermiyorlar. Bizler için istikrar çok önemli. Sadece Türkiye’de değil, küreselde de misal çalışan sirkülasyon oranımız çok düşüktür. İstihdamda istikrar ve insan kaynağına bakışta genel bir şirket kültürü var. EMEA’nın Orta Avrupa’dan başlayıp doğudaki sınırı Türkiye olmak üzere yaklaşık 21 ülkenin bulunduğu bir alt yapılanması mevcut. Bu alt bölgenin ismi de ‘Central East Europe ve Turkey’, yani ‘CET’. CET’te gelişme beklenen ülkeler Polonya, Çek Cumhuriyeti, Romanya, Bulgaristan gibi ülkelerle Türkiye ve Yunanistan. Sürekli büyüyen ama zor bir bölgenin içindeyiz ve pazar olarak en büyük ülke biziz.”