Mark’a göre “amaç” nedir?
Her yıl ABD üniversitelerinde mezuniyet törenlerinde “ünlüler” motivasyon konuşmaları yapar. Bu yıl Harvard’daki konuşmacı, oradan mezun olmadan ayrılan Mark Zuckerberg’di. Yarım saat süren, sık sık alkışlarla kesilen güzel konuşmasını, operatik sesiyle ve mükemmel diksiyonuyla yaptı. Kısa bir özet:
Harvard’dan en güzel anım, (eşim) Priscilla’yla tanışmamdır. Üniversite yönetimi benim ifademi almak istiyordu. Herkes atılacağımı düşünüyordu. Annem babam geldiler, toplanmama yardım için. Arkadaşlarım, bana güle güle partisi yaptılar. Priscilla da oradaydı. Her halde bütün zamanların en romantik cümlesini kurdum ona: “Üç gün içinde atılıyorum, çabucak çıkalım”. Bu cümle sizin de işinize yarar!
Neticede, atılmadım. Kendimi dışarı attım. Priscilla’yla çıkmaya başladık. O hayatımdaki en önemli kişidir. Harvard’da kazandığım en önemli şey O’dur. Çoğumuz burada yaşamboyu dostluklar ediniriz, bazımız aile kurarız. Bu nedenle buraya şükran duyuyorum. Teşekkürler Harvard.
Size, yaşamda amaçtan söz etmek istiyorum. Hayır, burada size, bir amacınız olmalı demeyeceğim. Bizler milenyum kuşağıyız. Zaten doğal olarak amacımız var. Bunun yerine ben, amacınızı keşfetmeniz size yetmeyecek demek istiyorum. Sevdiğim öykülerden biridir: Başkan Kennedy, NASA Uzay Merkezi’ni ziyaret eder. Elinde süpürgeyle bir görevli yerleri süpürmektedir. Sen ne iş yapıyorsun diye sorduğunda şu cevabı alır: Bay Başkan, ben Ay’a insan göndermeye yardımcı oluyorum.
Amaç, kendimizden daha büyük bir şeyin parçası olmaktır. Bize ihtiyaç duyulduğunu hissettiren, bizim de daha iyi bir gelecek için çalışmamızı gerektiren… Amaç, gerçek mutluluğu yaratandır. Sizler, bunun gerçekten önemli olduğu bir zamanda mezun oluyorsunuz. Anne babanız mezun olduklarında amaçları işlerinden, inançlarından, içinde yaşadıkları çevreden kaynaklanıyordu. Ama bugün teknoloji ve otomasyon, çoğu işi yok ediyor. Çevre dağılıyor. Çoğu insan kendisini bağlantısı kopmuş ve kötümser hissediyor, ve bir boşluğu doldurmaya çalışıyor.
Bizim kuşağımız, milyonlarca işin otomasyonla (örneğin sürücüsüz araçlarla) yapılacak olmasıyla başaçıkmak zorunda. Ama biz, birlikte daha çok şey yapacak potansiyele sahibiz. Aya insan yollamak için 300 bini aşkın kişi çalıştı – o, yerleri süpüren görevli dahil. Milyonlarca gönüllü, çocuk felci aşısı yapmak için dünyayı dolaştı. Milyonlar, büyük barajlar ve projeler için çalıştı. Bütün bu projeler, insanlara çalışma amacı sağladığı gibi, büyük işleri başaracağımıza dair halkımıza bir amaç da sağladı.
Şimdi sıra bizim kuşakta. Ama diyebilirsiniz ki ben bir barajın nasıl yapılacağını bilemem, veya milyonlarca kişiyi bir amaca doğru sürükleyemem. Size bir sır vereyim: Bunu hiç kimse, en başta bilemez. Fikirler, tamamen olgunlaşmış olarak ortaya çıkmaz. Ancak üzerinde çalıştıktan sonra olgunlaşır. Sadece başlamanız gerek. Facebook’u bugünkü haline getirmeden önce, yapmam gereken herşeyi anlamış olsaydım, Facebook’a başlayamazdım bile. (Gerisi için: http://time.com/4795031/mark-zuckerberg-facebook-harvard-commencement-transcript/