Bulutun temelinde yeşil teknolojiler yatıyor
Kurumsal ihtiyaçlar kadar kişisel ihtiyaçlarımızda da dijitalleşme çağına girdiğimiz bu dönemde, iş yapma yöntemlerimizde radikal bir değişime ihtiyaç olduğu aşikardır. Dijital dönüşüm globalleşmeyi beraberinde getirirken kurumlar artık “sürdürülebilir” kültürü dikkate almaktadır.
Sürdürülebilir iş kültürü ise bir organizasyonun kendi ortamındaki değişiklikleri öngörme ve bunlara adapte olma ve süreç içinde öğrenme kapasitesi ile ilgilidir. Sürdürülebilir iş kültürü inovasyonlar ile şekillenirken sadece daha iyi değil, aynı zamanda daha sürdürülebilir olan yenilikçi çözümler geliştirmek için verimli tasarımlar, süreçler ve stratejiler aramaktır.
“Aslında doğa, doğal seleksiyon yoluyla zamana dayalı test edilmiş etkili tasarımlar, malzemeler, süreçler ve stratejilerden oluşan geniş ve henüz çoğu keşfedilmemiş bir kütüphane sunar” diyen Fujitsu Türkiye Çözüm ve Tasarım Mimarı Turgut Haspolat, şunları kaydetti: “Dolayısı ile yeşil teknolojiler doğada bulunan bu başarılı tasarım ilkelerine dayanır. Doğadaki tüm etmenler, daha sürdürülebilir, başarılı ve en uygun çözümü bulmak için nasıl bir sürekli yenilik yapmanın yollarını önermektedirler.
Doğada bulunan bu başarılı stratejilere bakarak çok şey öğrenebiliriz. Örneğin Fujitsu’nun yazılım tabanlı veri depolama ünitesi ETERNUS CD10000 üzerinde entegre çalışan açık kaynak kodlu CEPH yazılımının kullandığı CRUSH (Controlled Replication Under Scalable Hashing) algoritması sayesinde veriler diskler üzerinde homojen bir şekilde dağıtılmaktadır. Söz konusu rastgele ama kararlı veri dağıtım yönetimi, veri depolama mimarisi içindeki tüm verilere herhangi bir darboğaza uğramadan performanslı bir şekilde erişebilmesini sağlamaktadır.
Söz konusu CEPH algoritması, aslında doğadaki balık sürüsü zekası algoritmasından (fish swarm intelligence) esinlenilmiştir. Bu sayede başlangıçta çok büyük yatırımlar yapmadan (enerji tasarrufu), ihtiyaç oldukça modüler büyüyebilecek, herhangi bir problemde kendi kendini iyileştirebilecek (self-healing), ve teknoloji yeniliklerine adapte olabilecek bir yeşil teknoloji sunmaktadır.
Bulut teknolojilerin temelinde de aslında yeşil teknoloji yatmaktadır. Kullanıcının ihtiyaçlarını fiziksel olarak kendi ürünlerine sahip olmak zorunda kalmadan yanıtlayan bir hizmet sunmakla ilgilidir. Mülkiyetten ziyade erişimle ilgilidir. Yenil nesil veri merkezleri artık tüm ortamı soğutmak yerine, enerji sarfiyatı daha düşük, gerektiğinde kendini doğal yollarla soğutabilen donanımlar kullanmaktadır.”