KOBİ’lere alım güçlerine uygun özel paketlerle gidilmeli
KOBİ’ler ülke ekonomisinin büyük bir bölümünü oluşturuyor Türkiye’de. Peki KOBİ’ler iş zekâsı teknolojilerini yeterli derecede kullanabiliyor mu, daha da ötesi, KOBİ’lerde iş zekâsı konusunda bir farkındalık mevcut mu? Bazı KOBİ’ler için bu geçerliyken, bunu KOBİ’lerin tümüne genellemek ise şimdilik zor gözüküyor.
Bimsa Çözüm Yöneticisi Yeliz Korkmaz, bazı KOBİ’lerin iş zekâsındaki değeri görebildiğini ve çok başarılı çalışmaları hayata geçirdiğini söyledi. Korkmaz, KOBİ’lere alım güçlerine uygun paketler hazırlayarak ve sonucunda elde edilecek değeri anlatarak yaygınlaştırma yapılabileceği görüşünde.
Günümüzdeki yoğun bilgi akışı içerisinde doğru kararlara ulaşabilmek yalnızca büyük ölçekli şirketlerin değil, KOBİ’lerin de ihtiyacı olduğunu vurgulayan IBM Yazılım Satış Müdürü Arzu Gelgeç, gerek dünya, gerekse ülkemiz ekonomisinde yüzde 60’dan fazla paya sahip KOBİ’lerin ülkelerin gelişimi için de iş yapış şekillerini, kaynak kullanımlarını değiştirmeleri, yeni fırsat alanlarına yönelmeleri gerektiğini ifade etti.
HP İş Zekâsı Çözümleri Proje Yöneticisi Murat Özgül’e göre, KOBİ’lere belirli sektörlere göre hazırlanmış ve bazı standart özellikleri ekonomik fiyatlarla sunan özel proje paketleri ile yaklaşılabilir. Bu yaklaşım hedef sektörün ihtiyaçlarını karşıladığı için müşterilere çekici gelecek ve tüm sektörler için geçerli olan standart gereksinimleri de karşılayarak projelerin hayata geçirilmesini kolaylaştırıp destek maliyetlerini azaltacak. Bu da KOBİ’lerin hem standart hem de özel ihtiyaçlarının avantajlı fiyatlarla karşılandığı, kullanışlı ve güvenilir tasarımıyla kendini kanıtlamış çözümler sunarak pazara hakim olmak anlamına gelecek. Üstelik bu standartlaşma sayesinde proje geliştirme aşaması hızlanacak, projelerin hızla hayata geçirilmesi ve ihtiyaçların daha baştan doğru olarak karşılanmasıyla yatırım geri dönüşü artarak hızlanacak, müşteri memnuniyeti de maksimize edilecek.
KOBİ’lerin henüz bu teknolojileri ve ardında kuruma kazandırdıkları metodolojik ve analitik düşünme reflekslerini içselleştirecek olgunlukta olmadığını düşünen Software AG webMethods Teknoloji Birimi Müdürü Yalkın Yanık, “Oysa rekabet söz konusu olduğunda KOBİ’lerin de var olma yordamlarının büyük kurumlardan farklı olmadığını söyleyebiliriz. Bu bağlamda ürün sağlayıcıların ekonomik olarak daha uygun koşullarla pazara çıktığını ve daha etkin mesajlar vermeye çalıştıklarını da görüyoruz. Ancak, KOBİ’lerin de sonuçta birer kurum olarak süreçlere ve iş olaylarına dayalı olarak çalıştıklarını unutmayarak bu mesajı zenginleştirmek gerek. Bu da kurumsal performans ve süreç mükemmelliği ile iş zekâsı uygulamaları arasındaki yadsınamaz organik bağın daha net olarak ortaya konmasıyla mümkün görünüyor” dedi.
İş zekâsı uygulamaları, stratejik karar alması gereken her kurumda kullanılabilir. İnnova İş Çözümleri Grup Yöneticisi Feyza Narlı Güleç, uzun vadede planlama yapan, işin planlama sürecinde, işin varması gereken nokta konusunda analizlere ve raporlara ihtiyaç duyan her sektörü iş zekâsı için potansiyel olarak gördüklerini ifade etti. Güleç, bu yüzden İnnova olarak kurumları bazı özelliklerine göre 6 grup altında topladıklarını söyledi. Güleç, “Bu gruplar KOBİ seviyesindeki kuruluşlardan başlayıp, holding ve grup şirketlerine kadar uzanan bir yelpazeyi kapsıyor. Küçük, orta ve büyük ölçekli şirketlerin neyi nasıl ölçmesi gerektiği konusunda çalışmalar yaptık. Stratejik kararlar alan ve günü kurtarmak yerine ileriyi düşünen her kurumun iş zekâsı uygulamalarına ihtiyacı olabilir. Bütün sektörlerin yaşadığı en büyük sıkıntı ülkemizdeki ekonomik belirsizlikler. Ekonomi çok hızlı bir şekilde yön değiştirebiliyor ve bu yüzden şirketlerin ileriye yönelik kararlar alması zorlaşıyor. Araştırmalara göre Türkiye’de kurumların ömrü 7 ila 12 yıl ortalamasında değişiyor. Bu da bize gösteriyor ki Türkiye’deki şirketler rasyonel kararlarla yönetilmiyor. Genelde değişen koşullara göre alınan hızlı kararlar her zaman doğru kararlar olmayabiliyor. Halbuki Türkiye şartlarında hem hızlı hem de doğru karar almanız gerekiyor. İş zekâsı uygulamaları da tam bu noktada, belirsizliklerin içerisinde çok kritik bir öneme sahip oluyor. Şirketlerin riskleri önceden öngörebilmek, doğru ve zamanında aksiyonları alabilmek, değişen koşullara göre işin sürecini izleyebilmek için iş zekâsı uygulamalarının sunduğu gelişmiş raporlama sistemlerine ve anahtar performans göstergelerine ihtiyaçları var. Aksi takdirde bırakın kâr etmeyi, şirketler hayatta bile kalamıyorlar” dedi.
Şirketlerin hızlı ve doğru karar alabilmeleri, her geçen gün daha da önemli hale gelmekte. Teknolojinin ve özellikle iş zekâsı uygulamalarının bu konudaki etkisi de oldukça fazladır. Önceleri küçük boyutlu yazılım şirketleri tarafından geliştirilen, daha sonra bu şirketlerin uluslararası devler tarafından satın alınmasıyla, daha fazla gündeme gelmeye başlayan iş zekâsı uygulamalarının zekice kullanımı şirketlere fayda sağlarken, gerekli kültüre sahip olmayan şirketler için zaman, emek ve para kaybı demek. Inveon Yönetici Ortağı Yomi Kastro, finans, telekom, perakende gibi alanlarda büyük ölçekli şirketlerin yoğun ilgi gösterdiği bu teknolojinin kullanımına Türkiye’deki birçok KOBİ’nin ne yazık ki hala hazır olmadığını dile getirdi. Kastro, “Bu sistemlerin kurumlara, işgücü, zaman, para gibi parametrelerde verim kazandırdığı, iş yapış şeklinin disipline edilmesi, yapılan analizler sayesinde odaklanılması gereken alanların tespitini de mümkün kılmakta. Altyapı oluşturma sürecindeki faaliyetler de verilerde ortaklık sağlanması, tam ve tutarlı olmayan verilerin temizlenmesi, yapısal olmayan verilerin formal girişlerinin sağlanması gibi faydalar sağlamakta. KOBİ’ler üzerinde, bu konularla ilgili farkındalık yaratılmalı. TÜBİTAK gibi derneklerin bu noktada önemli bir rolü olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu