MIT İtaatsizlik Ödülü
Boston’daki Massachusetts Institute of Technology teknik üniversitesi (MIT) örneği olmayan bir yarışma için 250 bin dolar ödül koydu: Bilimcileri, öğrencileri, kurallara “sorumlu ve güvenli bir şekilde” aykırı davranarak, statükoya meydan okumaya, bir anlamda itaatsizliğe davet eden en “başarılı” projeye ödül. Web’in mucidi Sir Tim Berners-Lee ve dilbilimci Noam Chomsky’nin de hocalık yaptığı MIT Media Lab, bu yenilikçi yarışmanın kuralını açıkladı: Toplum yararına olacak sıradışı bir kural tanımazlık.
Yarışma sonuçları 21 Temmuz’da açıklandı. İtaatsizlik Ödülü’nü, ABD’de içine kurşun karışmış şehir içme suyu araştırmasıyla iki bilimci paylaştılar. Michigan eyaletinde Flint şehrinde içme suyuna kurşun karıştığı iddialarını yerel yönetim ve ilgili kurumlar yalanlamış, bu konudaki soruşturmalar hasır altı edilmiş, ama sonuçta konu ulusal boyut kazanmıştı. Bu iki bilimci, kendi meslekdaşlarına, bürokrasiye, yerel siyasetçilere “rağmen” araştırmaya devam ederek şehir şebekesinden su içenlerin resmen zehirlendiklerini saptadı.
Yarışmada başka ödüller de verildi. Örneğin, küresel ısınma konusunu ilk kez veri temelli iddialarla gündeme getiren, ama alayla karşılanan, sürekli küçümsenen, uyarılarına boş verilen Columbia Üniversitesi’nden bilimci James Hansen de bugüne kadarki “akıntıya karşı” çabalarından ötürü sembolik bir para ödülüyle övüldü. Hansen’in Türkçeye çevrilmiş kitabı var: Küresel Isınmanın Kırılma Noktası.
Yarışmanın web sitesinde MIT Media Lab Yöneticisi Joi İto’nun şu sözleri, MIT’in “neden ve nasıl” MIT olduğunu da gösteriyor: “Sadece size söylenenleri yaparak dünyayı değiştiremezsiniz.” Bu deyiş, aslında Nobelli bir bilimciye ait: MIT fizik hocası Jerome Friedman, protonda quark’ların varlığını keşfederek 1990 Fizik Nobelini almıştı. Ama nasıl? Kendisine, “Bundan iş çıkmaz, sen bu projeye devam etme boşuna” denilmesine rağmen CERN-türü bir araştırma kurumundaki çalışmalarına devam etmişti: Bir anlamda, “büyüklerinin” yapma dediğini yapmış, onlara boyun eğmemişti. MIT Ödülü, Trump’la birlikte gündelik dile yerleşen “post-gerçek, alternatif gerçek” gibi sahteciliklerin “yeni normal” sayıldığı bir dönemde, “gerçekten gerçek olanı” arama bulma konusunda anlamlı bir teşvik.