Teknoloji üreten ülke olmamız için tüm olanaklarımızı seferber ediyoruz
Şüphesiz ki zamanın ruhu vardır ve insanoğlu geçirdiği zamanları hep o çağa uygun bir isim ile adlandırmıştır. Bildiğiniz gibi 1784’te buharlı makinelerin icadı ile başlayan Birinci Sanayi Devrimini, 1870’te elektrik enerjisinin kullanımı, kitlesel üretim ve üretim bandı ile sembolize edilen İkinci Dönem izlemiştir. 18. yüzyıl sonlarında başlayan Sanayi Devrimi ve sonrasında gelen makineleşme 19. ve 20. yüzyıla adını yazdırmıştır. Bu dönem makinelerin çağı olmuş ve maalesef insanlık tarihine önce sömürgecilik ardından da iki büyük dünya savaşı ve yıkıma neden olan paylaşım kavgası olarak damga vurmuştur. Maalesef o dönemde insanlık teknolojik yeniliklerle bir yandan tekâmülünü sağlarken, öbür yandan insanlık tarihine kara leke olarak geçecek acılara sebep olmuştur. 1970’lerden sonra ise bilgisayarların ve otomasyonun yaygınlaşması ile yaşanan sıçramayla Üçüncü Sanayi Dönemine girilmiştir. İçinde bulunduğumuz 21.yüzyıla damgasını vuran en önemli dinamik ise hiç şüphesiz bilgisayarlar ve iletişim teknolojileridir. Son dönemdeki teknolojik değişimin hızı ve dönüştürücü gücü o kadar ileri noktalara ulaştı ki, artık içinde olduğumuz dönem “Endüstri 4.0” ya da Dördüncü Sanayi Devrimi olarak anılmaya başlanmıştır. Dördüncü Dönemi belirleyecek kavramlar ise hiç şüphesiz bugün sıkça dile getirdiğimiz; bilgi ağları, online ve mobil teknolojiler, nesnelerin interneti, sanal gerçeklik, siber-fiziksel sistemlerdir.
Bugün heyecanla izlediğimiz bilim kurgu filmlerinde ki gelecek profilleri gerçek hayatta bir bir tezahür etmektedir. Anlaşılmıştır ki bugün hayal ürünü dediğiniz şey, yarının gerçekliğidir. Dolayısıyla etkileri ve katkıları itibariyle, eğitimde, sağlıkta, sosyal ve kültürel ilişkilerde, seyahatte, alışverişte, güvenlikte, özetle hayatın her alanında bilişimden daha baskın bir tetikleyici yoktur. Sizlerde çok iyi biliyorsunuz ki 2000’li yıllar başlangıç olmak üzere günümüze değin bilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişim, küresel olarak köklü değişimleri de beraberinde getirdi. Çok değil daha 1990’lı yılların başında haberleşme hizmetlerinde temel amaç sadece bireylerin kullanımına sunma çabasıydı. Bugün ise bu hizmeti daha hızlı, daha güvenli ve daha ekonomik olarak en yenilikçi teknolojilerle insanlara ulaştırma anlayışına hâkimiz. Bugün Türkiye dünyanın hızla ve istikrarlı büyüyen ülkeler listesinde en ön sıralarda yer almaktadır.
Bilişim sektörünün tüm sektörler açısından itici güç olarak değerinin farkında olarak bunu avantaja dönüştürmek ve 2020’li yıllarda ülkemizi dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisinden birisi haline getirme hedefimiz var. Bu nedenle teknoloji kullanımının yanı sıra teknoloji üreten ülke olmamız için de tüm olanaklarımızı seferber etmekteyiz. Ülke olarak son yıllarda bilişim sektöründe büyük gelişmeler kat etmekle birlikte daha önümüzde uzun bir yol olduğunun da bilincindeyiz.
Son 14 yılda altyapı çalışmalarında çok önemli yollar kat edildiği gibi sektörün önünü açacak yasal düzenlemeler de yine bu süreçte yapıldı. Ses tekeli kaldırıldı ve telekomünikasyon sektöründe serbestleşme sağlandı. Vergilerde düzenlemelere gidildi. Bütün vatandaşlarımızın internete erişimini kolaylaştırmak ve yaygınlaştırmak için, Başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı görevinde bulunduğu 60. Türkiye Hükümeti döneminde, internet üzerindeki Özel İletişim vergisini tam 20 puan düşürerek %5’e indirildi. Sektörde kayıt dışılığın önüne geçecek düzenlemeler yapıldı. İnternetin 3 yönetim merkezinden biri, İnternet Tahsisli Sayılar ve İsimler Kurumu ICANN’ın (AYKEN) İstanbul ofisini açması ile Türkiye oldu. Bu çalışmalar neticesinde ülkemiz internet kullanımında dünyadan çok daha hızlı büyüdü.
Türkiye’nin 2023 hedefleri doğrultusunda hayata geçirmeye çalıştığımız Türk toplumunun bilgi toplumuna dönüşümü yolunda attığımız adımlarda bu sektörün gelişimine ayrı bir ivme kazandırdı. 2003 yılından itibaren “e-dönüşüm Türkiye Projesi” ile bilgi toplumuna dönüşüm süreci başlattık. Bu uygulamalara yönelik ön önemli proje olarak “e-Devlet Kapısı” olduğunu söylemek mümkündür. Günümüz itibarı ile eğitimden sağlığa, sosyal güvenlikten tarıma kadar pek çok alanda toplam 2025 kamu hizmeti 332 kamu kurumu aracılığı ile yaklaşık 33 milyon kullanıcıya hizmet vermektedir. “e-Devlet Kapısı” ile gerek devlet kurumlarının bilişim teknolojilerinden en iyi şekilde faydalanması ve vatandaşların devletle olan işlemlerini daha hızlı yapabilmeleri ve gerekse devletin daha hızlı ve şeffaf yapıya kavuşması sağlanmıştır. Genişbant abone sayımız 2003 yılında 20 bin iken bugün 64,3 milyon aboneye yükseldi. Genişbant internet altyapısını sağlayan fiberoptik kablo uzunluğumuz ise 297 bin 620 kilometreye ulaştı ve fiber abone sayısı 2 milyonu aştı. Mobil iletişimde pazar büyüklüğü 75,7 milyon aboneye ulaştı.
Sadece şehir merkezlerinde ya da yüksek gelire sahip nüfusun yoğun olduğu yerlerde değil, ülkemizin istisnasız her noktasında internete erişilebilmesi gerekir dedik. 2008 yılının sonlarında 3G ihalesini gerçekleştirdik ve 2009 yılında ülkemizi mobil internetle tanıştırdık. 2015 yılında da 4.5G ihalesini gerçekleştirdik. Sayın Cumhurbaşkanımızın koyduğu vizyonla bu ihalemizi 5G’ye ve ötesine ilişkin açılımları da içerecek şekilde yaptık. Bu çalışmaların neticesinde, kısa bir süre önce, 31 Mart 2016’yı 1 Nisan 2016’ya bağlayan gece 81 ilimizde 4.5G hizmetlerinin startını verdik. 4.5G hizmeti aboneliğine, birinci yılın sonunda yaklaşık 56,4 milyon vatandaşımız geçti. Ancak bazı vatandaşlarımızın cihazı veya SIM kartının 4.5G hizmetine uyumlu olmaması nedeni ile aktif olarak bu hizmeti kullanabilenlerin sayısı yaklaşık 22 milyon. 4.5G abonelerinin data kullanımı ise aylık 5,5 GByte’ı geçmekte. 15 yıl öncesine kadar internet altyapısını telefon hattı üzerinden sağlayan yurtdışı çıkış hızı 7 GB/saniyenin altında olan bir ülke olduğumuzu düşününce bu alanda ne kadar büyük bir ilerleme sağladığımız ortaya çıkıyor. Genişbant mobil internet ülkemizde her geçen gün daha fazla gelişiyor. Endüstriyel standartları henüz tanımlanmakta olan 5G’ye yönelik çalışmalar uluslararası arenada hızla devam ediyor. Biz de bu konuda çalışmalarımızı sürdürüyor, ülkemizin bu yarışta var olması ve dünyada 5G ile ilk tanışan ülkelerden birisi olmasını hedefliyoruz.