Aile şirketlerinde zorlu kariyer
Deloitte, her yıl hazırladığı ‘Gelecek Kuşak Aile Şirketleri Araştırması’nın bu yılki temasını ‘yıkıcı inovasyon ortamında aile şirketlerinde liderlik’ olarak belirledi. Toplam 21 ülkeden Deloitte aile şirketleri uzmanlarının, aktif görev alan 268 aile üyesiyle röportajlarla hazırlanan rapor, inovasyon ortamında liderlik için yapılması gerekenlere dair başlıkları içeriyor. Bu yılki araştırmaya katılan aile şirketlerinin yüzde 43’ü 200 milyon TL, yüzde 35’i 1 milyar TL, yüzde 22’si ise 1 milyar TL üzerinde cirolu şirketlerden oluşuyor. Söz konusu şirketlerin yüzde 14’ünün 100 yıldan büyük, yüzde 40’ının 50 ile 99 yıl arasında, yüzde 41’inin de 20 ile 49 yıl arasında olduğu görülüyor. Görüşülen yöneticilerin ise yüzde 53’ü ikinci nesil, yüzde 25’i üçüncü nesil, yüzde 22’si de dördüncü nesil aile üyelerinden oluşuyor ve yine katılımcıların yüzde 37’si 30’lu yaşlarında, yaklaşık üçte biri de 45 yaşın üzerinde yöneticilerden oluşuyor. Araştırmanın Türkiye’ye dair sonuçlarını Deloitte Türkiye Aile Şirketleri Lideri Ali Çiçekli, şöyle değerlendirdi:
“Türkiye’den anketimizde yanıtların genel sonuçlarla örtüşmesine rağmen, bazı noktalarda ayrıldığını görüyoruz. Örneğin yıkıcı inovasyonun, şirketin ardıl planlamasının doğal bir bileşeni olması gerektiğini düşünen Türk aile şirketlerinin oranı yüzde 30 iken, ankete katılan diğer ülke firmalarının oranı ise yüzde 73. Türkiye’deki aile şirketleri; en önemli etkinin yasa ve düzenleyici otoriteler tarafından yapılacak değişikliklerle yaşanacağını düşünürken, katılımcıların genel cevapları aile içi ilişkiler, piyasadaki değişiklikler ve ardıl planlama konularını öne çıkartıyor. Ailenin yıkıcı inovasyonda farkındalık seviyesini ise Türk firmaları daha önde görüyor. Türk firmalarının yüzde 90’ı, aile şirketlerinin bu konuda net stratejisinin, bakış açısının ve endüstriye, piyasaya ve şirkete ilişkin öngörülerinin olduğunu belirtirken, bu oran genel katılımcılar arasında ise yüzde 84. Yıkıcı inovasyonun tartışılması, farkındalık seviyesinin aile üyeleri ve organizasyon bünyesinde artırılması, olası yenilikler ve önlemlerde vizyoner bakış açısı ile çalışılması, şirketlerin sürdürülebilirliğine de katkı sağlar.”
Gelecek Kuşak Aile Şirketleri Araştırması 2017’de öne çıkan diğer sonuçlar şöyle:
- Aile şirketlerinin gelecek kuşak liderleri, 2-3 yıl içinde kendi faaliyet gösterdikleri piyasalarda yıkıcı inovasyonun gerçekleşeceğini, iş modellerini bu yeni ortama göre düzenlemek zorunda kalacaklarını düşünüyor. Katılımcıların yaklaşık üçte biri ise piyasaya yeni girecek oyuncular nedeniyle pazar payında kayıp öngörüyor.
- Katılımcılar yıkıcı inovasyon konusunda zorlukların dış etkilerden ziyade, firmanın kendi iç dinamiklerden kaynaklandığı kanısında. Bu zorlukların sadece şirketin faaliyet alanını ve piyasayı etkilemekle kalmayıp, ailenin şirket ve aile üyeleri arasındaki ilişkileri de değiştireceğine inanılıyor.
- Aile şirketlerinin yeni kuşak liderlerinin, önceki kuşaklara oranla yıkıcı inovasyon konusunda farkındalıkları daha yüksek, bunun önemi ve etkileri konusunda daha bilinçliler.
- Aile şirketlerinin hızlı karar alma ve koşullara hızlı adapte olabilecek çeviklikte olmaları yıkıcı inovasyonun etkileri ile başa çıkabilmeleri için temel özellikleri.
- Katılımcılar, şirket kültürünün mutlaka şirket stratejisini, şirketin risk alma seviyesini, şirket içi işbirliği ve çevikliğini desteklemesi gerektiği kanısında.
- Yeni nesil aile şirketleri liderleri; aile şirketlerinin yıkıcı inovasyon ile başa çıkmada daha uzun vadeli strateji ve planlar yaparak, şirket menfaatlerini kısa vadeli getirilere odaklanan finansal yatırımcılara göre daha ön planda tutacaklarını belirtiyorlar.
- Yıkıcı inovasyon ile başa çıkmada aile şirketlerinin önündeki temel zorluklardan biri liderlik ve yönetim mekanizmalarının konsantrasyonunun çok fazla aile ve yönetim kurulu odaklı olması ve piyasadaki gelişmelerin gözden kaçma riski.
- Liderler, firmalarının yıkıcı inovasyon koşulları ile başa çıkabilecek kadar yeterli insan kaynağı ve yeteneklere sahip olmadıkları kanısında.