Bölgenin merkezi neden Türkiye olmasın?
Avrasya Blockchain ve Dijital Para Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Kadir Kurtuluş’a göre, bu sistemin yaygınlaşması Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayacağı gibi, Türkiye, Avrasya bölge ülkeleri için de önemli bir merkez olabilir.
Dünyanın birçok ülkesi tarafından tanınan ve tanınacağı öngörülen Blockchain teknolojisi; birey, kurum ve ülkelerin gerçekleştirdikleri işlemlerde güven otoritesi olabilmesi ışığında ‘Global Delil’ tanımlamasına uyuyor. Bu nedenle ülkeler tarafından, son yasa ve yönetmeliklerine göre oluşturulan Çoklu-Local Delillere ek olarak, Blockchain teknolojisine dayalı Global Deliller, Copyrobo platformunda birlikte kullanılıyor. Hasan Kurtuluş ve avukat Kadir Kurtuluş'un kurduğu Türk girişimi Copyrobo, hem teknolojinin getirdiği yeniliklere hem de ülkelerin uygulamaya koyduğu son yasa ve yönetmeliklere göre, bugün veya yıllar sonrasında dahi kullanılabilecek yasal delillerin; üretilebileceği, doğrulanabileceği ve yönetilebileceği, güvenli ve istikrarlı bir platform oluşturmayı amaçlıyor. Copyrobo ise, dünyada bir ilk olarak, hem Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin sertifika sağlayıcılarına hem diğer ülkelerin sertifika sağlayıcılarına hem de Blockchain teknolojisine dayanan delilerin elde edebileceği tek platform olma özelliğine sahip.
Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı’ndan Lisanslı Melek Yatırımcı olan, Avrasya Blockchain ve Dijital Para Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Kadir Kurtuluş ile görüştük, bu iki konseptin sunduğu potansiyeli, Türkiye’nin gecikmeden atması gereken adımları konuştuk. Bitcoin ilk çıktığında, kişiler arasında bir para transferinin yapılması da gerekiyordu. Küresel bazda insanlar merkesizleşmeye, bunun yanında gizlilik ve güvenliğe de ihtiyaç duyuyorlardı. “Devlet otoritesi kişiler arasındaki güvenliği sağlar, bu amaçla bankalara lisans verir, oradaki kayıtları geçerli kabul eder, olası bir sorunda o kayda bakılır ve mahkemeler bu kaydı kabul eder” bilgisini veren Kadir Kurtuluş’a göre, Bitcoin çıkış noktasında bir otoritenin bu parayı takip etme isteği yoktu. İnsanların birbirine güveni sorusuna yanıt olarak da Blockchain doğdu. Bu yönüyle Kurtuluş’a göre, aslında Bitcoin ile birlikte doğmak zorundaydı. İşte sohbetimizin detayları:
Neden böyle bir gereklilik vardı?
Gelinen noktada Blockchain ile ‘Peer2Peer’, yani kişiden kişiye giden ve dağınık bir veri tabanında blok zincirlerine herkesin işleminin gölgesi kaydediliyor ve bu işlemler birçok bilgisayarda tutulup parçalara dağıldığı için güvenlik onay mekanizmaları sağlanıyor. Bitcoin, 21 milyon adet üretilecek. Bunu altın rezervleri gibi düşünün. Zaten bu nedenle kripto çözen madenciler var ve altın aramak gibi, bu da belli bir sürede ve belli bir zahmetle yapılabilir. Madenciler ortaya çıkınca görüldü ki, insanlar arasında güvenliği sağlayan zincir esasında hayatımızda her alanda çok daha hızlı bir şekilde nesnelerin gerçek tarihini yazmamızı sağlayacak. Misal, her ürünün tüm serüvenini takip edebilirsiniz.
Uranyum kötü, ama sağlık ve nükleer tıp gibi alanlarda ne kadar faydalı olduğunu gördükçe, dünya da ‘Bu zararlı ama biz bunu kontrol altına alacağız, bu şekilde kullanacağız’ dedi. Şu anda Blockchain’de yapılmaya çalışılan da tam olarak bu, yani sınırlarını çizmek. Hatta FBI'ın bunu takip edebildiği söyleniyor. Şu anda US Coin'in çalışmaları var. Çünkü altın ve petrole endeksli olan dolar yaşar, tüm merkez bankaları da bunu kabul eder, belli işlemler dolar üzerinden yapılır. Ama küresel bazda altın ve petrol eskisi kadar ilgimizi çekmiyor. Sonuçta savaşların sebebi bir yerde petrol olması değil, onun hangi para birimi üzerinden değerlendirileceğidir ve bu yüzden ABD bu konuda hassastır. Ama artık bu sistem değişiyor.
Nasıl bir değişim söz konusu?
Misal ben Bitcoin ve Ethereum kullanıyorum. Hangisi daha çok kullanılırsa işte o para birimi dünyada doların yerini alacak. Petrole ve altına dayalı olmaktansa, bu yapıda tüm işlemler ölçülebildiği ve istatistikle bunun gelecekte tahminlemesini yapabildiğimiz için artık buna bağlı olarak para birimleri gelişecek. Bu nedenle ABD, US Coin yapmayı, hem altın hem petrol hem de gerçek hayattaki işlemlerin buna dayalı olmasını hedefliyor. Rusya da Ethereum’un yaratıcısı Vitalik Buterin ile görüşmeleri olduğunu belirtiyor, Putin ve Buterin arasında görüşmeler paralelinde, onlar da kendi kripto paralarını yapmaya uğraşıyor. Singapur, bu konuda daha uzun zaman önce adımlarını atan ve Bitcoin’i kabul eden Güney Kore, Japonya da kendi paralarını yaratmaya çalışıyor. Çünkü bunu yok saymanın, bunu reddetmenin onlara çok daha büyük zarar vereceğini biliyorlar ve bu teknolojiye ‘evet’ dediler. Bu gelişimin bir tarafında olmak lazım. Türkiye’de 200-250 milyon avroluk bir kripto para alışverişinden bahsediliyor. Bizim de bunu reddetmememiz gerek. Bu teknolojiyi alırsanız insan kaynağını beslersiniz ve kendi pazarınızı yaratmış olursunuz.
Neden Avrasya?
Bir süre önce Türk Cumhuriyeti ülkelerinden birinde bankalara BT desteği sunan bir şirket bizimle görüşmek istedi. Biz Türkiye olarak Blockchain ile ilgili çalışıyoruz ve o coğrafyanın bir ihtiyaç anında ilk durağı hep Türkiye oluyor. Bu gerçek paralelinde, biz de bu bölgenin bilgi merkezi olalım, yetkin İK’mızı yetiştirelim, Avrasya bölgesindeki tüm şirketlere hem danışmanlık hem altyapı desteği verelim, bu bölgedeki para işlemlerinin hepsi bizim üstümüzden dönsün istiyoruz.
Siz bir finans kuruluşu veya ödemelere aracılık sunan bir kuruluş değilsiniz. Sizin kimlerle işbirliği yapmanız, kimlerle paydaş olmanız gerekiyor?
Hem Copyrobo hem dernek olarak bakalım. Copyrobo; Vietnam’da abim Hasan Kurtuluş ile kurduğumuz, 25 kişilik ekibi, hukuki yapıyı ve Blockchain ile alakalı 4 yıllık çalışmayı içeren bir yapı. Şu anda dünyanın tek uluslararası Blockchain projesiyiz. Dubai, 2020 yılına kadar tüm altyapısını Blockchain’e geçirecek ve orada birkaç ay önce bir yarışmaya katılıp jüri özel ödülü alarak, söz konusu altyapıyı yapacak 5 şirketten bir tanesi olarak seçildik. Burada hukuk büromuzda bu işin hukuki derinliğini çalıştık ve regülasyonla bilişimi doğru ve stratejik biçimde birleştirip bunu Türkiye’ye kazandırmak istedik. Bu, Türkiye finans sisteminin geleceği ile alakalı olduğu için çok farklı bir katma değer söz konusu. Çünkü uluslararası para transferlerinde bankalar yerine artık yeni oyuncular öne çıkıyor.
Nasıl bir yapı ve önde gelen oyuncular kimler?
Para transfer uygulaması Circle var. TenX’in çıkarttığı bir debit kartla istediğiniz yerden para çekiyorsunuz. Xapo da Visa ile, dijital para alım satım platformu Coinbase ise Western Union ile işbirliği yaptı. Yani uluslararası para transferlerinde bankaların rolü azalacak. İsveç, kadastro sistemlerinde kullanmaya başladı, İngiltere kadastro ve tapu sistemleri için pilot çalışmalara başladı. Çin'de kripto para borsası Okcoin, müşterilerinin borsa üzerinden Ethereum (ETH) işlemi yapabilmesini sağladı. Ayrıca Enterprise Ethereum Alliance (EEA) isimli bir oluşum hayata geçti ve dünyanın en büyük şirketleri de buna üye oldu. Biz de bunu burada oluşturmamız gerektiğini söylüyoruz. Ama kullanıcı alışkanlıklarının önemini de unutmamak gerek.
Alışkanlık neleri kapsıyor?
Veri, güvenlik ve kullanıcı alışkanlığı önemlidir. Bu nedenle misal, mevzuatı yapsak bile ya sonra? İK’mız da yok ve bunun üzerine artı değer koyamayacağız. Bu nedenle bunun adına ‘2021 Türkiye Blockchain Stratejisi’ diyelim ve Finans Merkezi’nin içine bunu koyalım. Bu stratejiyi gören şirketler ve İK’lar da gelişir, üniversiteler bu konuda yatırım yapar. Bu yönüyle hem uluslararası iş yapacağız hem Türkiye’de bu sistemi geliştireceğiz. Finans bir ülkenin temelidir ve bu, hem dünya hem Türkiye için çok önemli bir fırsat. Buna alternatif üretebilirsiniz ve bu fırsatı görüp bizlerin buna yatırım yapması gerek. Blockchain başlığında fırsat sadece kripto paralarda değil.
Peki fırsatlar Blockchain’de nasıl şekilleniyor?
Ekonomik sıkıntılar her ülke için belirleyici olurken, açlık ve sefalet de zaten bu nedenle savaşları doğurur. Barış ise ekonomik olarak güçlü olmakla beslenir. İnsanın özü aynıdır: Var olmak ve neslini devam ettirmek. Bu noktada, Blockchain ile beraber hayatımızın ve şirketlerin iş akışları değişiyor, büyük veri ekseninde önemli veriler elde ediliyor. Örneğin Blockchain ile inanılmaz doğru öngörüler elde edeceksiniz, çünkü her şeyin bir verisi var. Bunun üstüne doğru iş zekası çözümünü kurguladığınızda ‘gerçek zamanlı’ sonuç görebilme imkanınız olacak. Kendi veri merkezinizde bu kadar yüklü veriyi barındırmak yerine verimli ve güvenli hibrit mimariler de hayata geçirilebilecek.
Ayrıca biz uluslararası işler yapıyoruz ve Türk girişimciler dünyanın her yerinde. Eğer bu girişimciler Blockchain ile işlerini yapabildiklerini, hızlı olduklarını, yani Türkiye tarafında yaptıkları bir işlem karşılığında misal ABD’de de hash’lerinin onaylandığını görürler, işlemleri bu şekilde dünyada kabul edilirse fark yaratırız. Çünkü burada noterde yapığınız bir işleme karşılık, Avrupa Birliği (AB) ‘ben bunu saymam’ diyebiliyor. Çünkü burada varlığı kanıtlayan ‘noterdeki kişi’. Süreçleri kişiden bağımsız hale getirdiğimiz zaman çok farkı olur. Türkiye’nin Blockchain’ini yapsak, kamu ve sektör bazlı onay mekanizmalarını, ülke onay mekanizmasını kursak, bunu kim reddedebilir ki.
Bu durumda nasıl bir Blockchain yapısı kurmak gerek?
Public ve Private, yani özel ve genel, kapalı devre ve açık Blockchain’ler yapabilirsiniz. Ethereum misal açık bir Blockchain ve bunu kapalı yapıp, belli merkezlerden onaylama mekanizması kurabilirsiniz. Sonuçta para birimi yapmak apayrı bir iş. Para birimini yapmanızın temelini bu paranın kullanımı oluşturur. Biz kendi blok zincirimizi yaparsak, sonra bu zincirin dışa açılan noktaları olur ve bu açık noktalarda bir para birimi üzerinden işlem yapılır. Burada hangi para birimi öne geçerse, Türkiye’de de işte o bizim para birimimiz olur. Çünkü bu bağımsız bir yapı ve kimseye ait değil.
Türkiye özelinde kamunun buna bakışı nasıl?
Devlet şu anda izliyor. Bununla ilgili yapılan ufak tefek çalışmalar da var. Ama gelinen noktada hızlı olmak çok önemli. Çünkü bu konuda gelişmeler inanılmaz hızlı. Rusya yarın para birimini çıkartabilir ve şu olur: O para birimine bağlı işlemler artar, onların uluslararası alandaki işlemleri çok daha fazla olur, herkes işlemlerini o para birimine entegre edebilir. Ticarette ruble, yuan, yen ve TL’nin kullanımında işbirliği açıklamaları paralelinde, böyle ilişki zincirleri oluşturabilirsiniz. Dünyada kapalı devre ticaret örgütleri, kendi aralarında bu tarz işlemler yapabilirler. Bunu tümüyle dijitalde işleyen bir takas sistemi gibi düşünün. Türkiye’de biz ilgi oluşturmaya çalışıyoruz, gözlem var ama ciddi bir aksiyon yok. Türkiye’nin tek projesi şu an bizim yaptığımız proje. Keşke başkaları da olsa, ama mevzuat olmadan insan gücünü bu konuda çalıştıramazsınız bile.
Mevzuatta kime bağlı olmak gerek? Kendi Blockchain’imizi yaratmak istiyorsak, düzenleyici yapı kimlerden oluşmalı?
Bu işin çok farklı boyutları var. E-imzalara ilişkin kanunlar var ve gerek bu kanunlardaki mevzuat değişiklikleri gerekse paraya ilişkin kara para aklamaya karşı adımlarla bunu iki türlü düşünebiliriz. Bu açıdan baktığımızda Ekonomi Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Başbakanlık bunun en önde gelen ilgilileridir.
Blockchain sadece Türkiye değil, küresel bazda bir gereklilik ve bu yapıda herkes yerini almalı diyorsunuz. Bu noktada Türkiye ve küresel bazda BT şirketlerinin, ayrıca diğer sektörlerin Blockchain ilgisini nasıl görüyorsunuz?
Burada aslında herkesin BT yapısının değişiminden bahsediyoruz. Ekonomik açıdan birçok şirket zorlu ekonomik koşullarla mücadele ediyor tamam, ama sonuçta bunu yapan kazanacak, bu da bir gerçek. Kişiden kişiye alışveriş ile misal tarımdaki aracıları ortadan kaldırabilirsiniz. İsterse bu aracılardan biri bunu yapsın veya bir girişimci çıksın. Kim ucuz yaparsa o kazanır. P2P dediğimiz zaman, doğal olarak tüm sektörler için yeni oyuncular gündeme gelecek. Özellikle de bankacılıkta… Coinbase mesela dünyanın en büyük bankalarından biri oldu. Ama bir banka değil, o bir start-up. Uluslararası para transferleri Circle üzerinden yapılıyor, banka değil ama Visa ile anlaştı. Start-up’lar bu yönüyle finans kurumları için büyük bir tehdit. Çünkü Blockchain ile beraber bu alanlara giriş engelleri kalktı. Lisansa ihtiyacınız yok. Güvenlik ve hız sorunlarınızı Blockchain çözüyor. Lojistik sektörü bunu istemesin, ama ben öyle bir sistem kurarım ki, lojistikteki tüm aracıları kaldırır, sadece en son kamyoncuyla anlaşırım. Girişimi bu noktaya getirdiğim zaman ya bir lojistik şirketi bunu satın almak ya da buna ortak olmak ister. İstemeyen bu yatırımı yapmasın, bunu yapanlar zaten gelecek. Sonuçta bu kaçınılmaz. Çünkü insanların isteği belli: Ucuz, hızlı, kolay kullanımlı ve güvenli.
Dernek ile hedefleriniz neler?
Bu sistem sayesinde sanal ortamda güven garantiye alınıyor. Blockchain sistemi gelecek ile dijital bir köprü kurmamızı sağlayan, son dönemin en hızlı ve temel prensiplerini yerine getiren bir ağ. Dernek olarak Türkiye’de mevzuat çalışmalarının hızlıca yapılmasını ve bu teknolojinin yayılması, araştırılması ve geliştirilmesini hedefliyoruz. Blockchain; önümüzdeki yıllarda tüm bankacılık işlemleri, tapu devirleri, ödeme sistemleri, değerli taşlar, telif hakları ve diğer hakların korunması, e-devlet çalışmaları, yerel ve genel seçimler, sağlık hizmetleri, e-ticaret, dijital sözleşmeler ve daha birçok alanın teknolojik altyapısı olacak. Bu sistemin diğer sistemlerden farkı ise merkezi bir veri tabanı yerine, dağınık bir veri tabanı ve blok zincirleri kullanması, böylece tek bir kuruma olan ihtiyaç ortadan kalkarken, güvenlik ve depolama maliyetinin de azalması. Bu teknolojinin Türkiye’de önde gelen kurum ve kuruluşlarla yaygınlaşması için derneğimizi belirli sayıda katılıma açacağız. Üye kurumlarla birlikte Blockchain sistemini araştırmayı ve katkılarıyla geliştirmeyi, mevzuat çalışmalarının günün ihtiyaçlarına göre yapılmasını, Blockchain ve kripto para alanında önemli bir sinerji merkezi olmayı benimsiyoruz. Ülkemizi bu alanda geliştirmek, bu teknolojilerin ve sistemlerin ana merkezlerinden biri haline getirmek amacımız. Bu sistemin yaygınlaşması Türkiye’nin büyümesine katkı sağlayacağı gibi, Türkiye, Avrasya bölge ülkeleri için de önemli bir merkez olabilir. Coğrafi konumumuzu böylece daha da doğru kullanabiliriz. Finansta güven mekanizmasını burada oluşturursanız, o zaman sizin tahkim merkeziniz dünyanın en önemli tahkim merkezi olur. ‘Avrasya’nın amacı da bu. Yani sadece ekonomik amaç ve finansal bir enstrüman değil, bu gibi alanlarda bir güven ve parasal işlemlerin merkezi olduğunuz anlamını taşır. Bu durum, doğal olarak hukuk merkezi olduğunuz anlamına gelir, sonuçta arzın merkezi olduğunuz görülür.
Dünyanın kanıtlarını üretiyoruz
“Copyrobo olarak küresel bazda telif haklarının tapu kütüğü, yani delil motoruyuz. İşimiz delil üretmek. Blockchain dağınık bir veri tabanı olarak güvenlik sağlar, üçüncü bir kişiye ihtiyaç duymaksızın bir işle veya olayın olduğuna dair varlığı kanıtlar. Gerçek asla değiştirilemez ve 50 yıl sonrasının tarihi o kadar gerçek bir tarih olacak ki, kanıtlarını 50 yıl sonra bir hash koduna bakarak görebileceksiniz. Tüm dünyadaki üretilen her eserin ortağı olmayı, telif ekosisteminin bizim üzerimizden dönmesini istiyoruz. Bu yapıda birisi eserinizi haberiniz olmadan alırsa, bir ihtarla ihbarı alabiliyorsunuz. Yani her sektörde aracıları sıkıntı bekliyor ve biz de bu aracı hazırlayan tarafız. Copyrobo çok büyük uluslararası bir ödeme aracı da olabilir ve bunun, dünyanın telif ekosisteminin sahibi olacağına inanıyoruz. Yani küresel bazda tüm telif hakları bizim üstümüzden ilerleyebilir. Bitcoin ve Ethereum ile entegreyiz. Kamu Sertifikasyon Merkezi’nin yanında, dünyada her yerde Blockchain kabul edilmediği için elektronik servis hizmet sağlayıcılarıyla, yani e-noterlerle da anlaştık. Küresel bazda Blockchain’in hukuki bir zemine oturması adına en büyük inovasyonu yaptık. Halen Jandarma Genel Komutanlığı ile de kapsamlı bir çalışma için görüşüyoruz. Çünkü sonuçta delil üretiyoruz. Copyrobo tüm dünyada telif haklarında kullanılıyor, ama daha fazlası da olabilir. Mesela sigorta şirketleri ile de görüşüyoruz. Kaza oldu, çıkın videoyu çekin, tuşa basın ve koordinatı, görüntüyü alsın, zaman damgalasın, sonra siz oradan gidin. Bu kayıtlar ilgili sigorta şirketine düşüyor, hasar tespiti yapıyor, süreci izliyorlar. Birçok banka ve sigorta şirketi ile görüşüyoruz.”
Üç Blockchain girişiminden biri de Copyrobo
TechCrunch, 18-20 Eylül arasında San Francisco’da düzenlenecek Disrupt FC Startup Alley etkinliği için yeni girişimleri seçerken, Copyrobo da Blockchain kategorisinde seçildi ve gelecek vaat eden üç girişiminden biri oldu. Türkiye’nin ilk uluslararası Blockchain projesiyle yer almaktan gurur duyduklarını ifade eden Kadir Kurtuluş, şu detayları paylaştı:
“Copyrobo olarak geliştirdiğimiz teknolojiyi, kullanım alanlarını ve sağlayacağı faydaları yetkin bir jüriye sunacağız. Copyrobo, ülkelerin yetkilendirdiği sertifika otoritelerini, Türkiye’den TÜBİTAK- Kamu Sertifikasyon Merkezi ve Bitcoin, Ethereum, Litecoin gibi Blockchain teknolojisini tek bir platformdan, iOS, Android, web ve Chrome uygulamaları üzerinden kullandırabilen ilk ve tek şirket olması sebebi ile davet edildi.
Herhangi bir telif veya patent başvurusundan önce devlet otoritelerince tanınan deliller üretmek önemli. Ama birçok ülkede bu tür yasal delilleri elde etmek hem masraflı hem de uzun bir süreç. Copyrobo ise dünya noterine benzer bu delileri saniyeler içinde sağlayabiliyor, tüm dünyada geçerli yasal delil üretirken, “Varlığın Tespitini” yapıyor. Kullanım alanları da çok geniş. Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) dahil 28 ülke ve diğer birçok ülke mahkemesinde geçerli belgenin varlığını, üretildiği zamanı ve değiştirilmediğini ispatlayan Çoklu-Lokal delillere Copyrobo ile ulaşılabiliyor. Türkiye’de 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre; Elektronik Sertifika Hizmet Sağlayıcılar nezdinde; yapılan işlemler tüm resmi kurumlar ve mahkemeler nezdinde notere eşdeğer delil elde etmeye olanak sağlıyor. Avrupa Birliği eIDAS yasası 910/2014 ile uyumlu resmi servis sağlayıcıları; Almanya-Exceet, Estonya-SK, Macaristan-Microsec, İspanya-Tractis, Fransa-Universign, Slovakya-Disig gibi 28 AB ülkesinde notere eşdeğer deliler elde edilebiliyor.”