Yeniliklerin sonu ve sınırı yok
Almanya’da Türkler tarafından kurulan Kobil, Mobil Uygulama Güvenliği Teknolojisi (mAST) ile insanların, makinelerin ve eşyaların yanı sıra mobil uygulamaları, cihazları, işlemleri ve süreçleri dijital dünyada birbirine bağlayan akıllı bir yazılım çözümü sunuyor.
Worms; Frankfurt yakınlarında çevresi oldukça yeşil, tarihi ve sevimli küçük bir şehir. Bir ucundan diğer ucuna gitmek için yarım saatlik bir yürüyüş bile yeterli olabilir. Bu küçük şehrin büyük ve önemli binası Kobil’deydim geçen hafta. Kobil, 1986 yılında adını İsmet Koyun’dan alarak kurulmuş bir Türk bilgi güvenliği firması. Yakın yıllara kadar OTP, PKI gibi bankacılık çözümleri ile oldukça güçlü bilinen KOBİL’in geliştirdiği yeni projesi hakkında detaylı bilgiler aldık.
Seyahatin her dakikasında bizlerle ilgilenen, biran olsun yalnız bırakmayan hoş sohbet CEO İsmet Koyun’un bir başarı öyküsü bu. Zor yılların ardından artık bir servet sahibi olduğunu söyleyen İsmet Bey, sevdiği ve sıkça dilinden düşürmediği Porsche otomobili ile bizleri, tarihi ile ünlü masal şehri Heidelberg’e de götürdü.
Dijital imza alanında ilk patent sahibi şirket
Cebinde 20 Alman Markı ile geldiği Almanya’da, şimdilerde 150’ye yakın çalışanı olan bir firmayı anlatırken, içindeki bitmek bilmeyen heyecan ve inanç ile bir güzel hikayenin nasıl yazılabileceğini gösterir gibiydi İsmet Bey. 50li yaşların sonuna yaklaşan, Anadolu’nun bağrından kopup gelen İsmet Bey’in oldukça kaliteli mühendislerden oluşan bir ekibi var. 18 ülkede ofisi olan KOBİL, 7 ülkede de Ar-Ge yapıyor. Tarihinin kilometre taşlarında en dikkat çekenler; 1995 VESA Bus keşfi ve ürünlerin Deutsche Telekom tarafından kullanılması, 98’de ilk dijital imza patentini alması, 2009 yılında dünya bankalarının ilgisi ve 2011 yılında Kobil Inc, USA’in açılması. Kobil’in bu dönem işbirliği yaptığı firmalar arasında Commerzbank, DATEV, Deutscher Bundestag (Federal Diet), IBM, Migros Bank, Société Générale, ZDF ve SAP gibi dünya devleri var.
1995 yılında Alman Telekom’un Kobil teknolojisini tercih etmesiyle birlikte devler sahnesine adım atan Kobil, bu yıldan sonra dijital imza alanında ilk patent sahibi şirket unvanını elde etti. 2005 yılında Rheinhessen Ticaret Odası tarafından en yenilikçi girişimci seçilen İsmet Koyun, aynı yıl Bill Gates’in Münih'te internet güvenliği hakkında yaptığı sunumunda mIDentiy ürünüyle de örnek gösterildi. 2006 yılında online bankacılık alanında Türkiye’de önemli başarılar elde eden Kobil’in teknolojisi 2013 yılına gelindiğinde birçok Avrupa ülkesinde yaygınlaşırken, bu dönemin ardından uluslararası bankalar da KOBIL tarafından sunulan mobil güvenlik teknolojisini tercih etmeye başladı.
Dijital dünyayı birbirine bağlıyor
Kobil, artık kendini platform üzerinden sunduğu güvenli uygulamalara odaklamış durumda. Migros’ta pilot çalışmasına başlanan bu platformun en büyük özelliği; gelişmiş zeka, yani ‘deep learning’ teknolojisi. Uygulamaya girildiği anda kullanıcının yüz ve sesini tanıyan uygulama, el ve parmak hareketlerini de kontrol ediyor. Yapay zeka ile kullanıcın zaman içinde oluşabilecek gözlerdeki kanlanmalar, sesteki çatlaklar ve hatta parmaktaki kireçlenmeler gibi değişiklikleri bile anlayıp öğreniyor bu uygulama. Bir kullanıcının tüm bilgilerini elde etseniz bile sisteme girmeniz mümkün değil bu durumda.
Özetle, 2010’lu yılların başında Google ve Facebook gibi markaların ellerindeki bilginin gücünün farkında olan Kobil CEO’su İsmet Koyun, daha o dönemlerde bankaları, online bankacılığın değişimi konusunda uyardığını belirtiyor. Çok fazla bilgiye erişebilen bu gibi markaların geldiği nokta itibariyle, güvenlik konusu günden güne çok daha fazla önem kazanırken, Kobil sahip olduğu teknolojiyle daha o dönemden şirketlerin, müşterilerinin dijital kimliklerini koruyabilmelerine olanak sağlamaya başladı.
Kobil'e ait Public-Key-Infrastructure (PKI) ve sanal akıllı kart teknolojisi ve sayısız entegre güvenlik özellikleriyle, müşterinin kimliği ve verileri tüm platformlarda koruma altına alınıyor. Mobil Uygulama Güvenliği Teknolojisi (mAST) ile Kobil, insanların, makinelerin ve eşyaların yanı sıra mobil uygulamaları, cihazları, işlemleri ve süreçleri dijital dünyada birbirine bağlayan akıllı bir yazılım çözümü sunuyor.
Yedi aşamalı koruma
Uygulama açıldıktan itibaren sizin sosyal hayatınızda ihtiyacınız olabilecek seyahat, sağlık, banka ve benzeri her kullanıma yönelik kısa yol karşınıza çıkıyor. Örneğin; yapmayı düşündüğünüz bir seyahatin uçak, otel ve araç kiralama işlemlerini en güvenli şekilde yapabiliyor, aynı anda hem bu aracı şirketler hem de bankanız ile güvenli bir şekilde haberleşebiliyorsunuz. Uygulamanın temelini oluşturan mIdentity ile kimliğinizi tanıyan her nokta ile güvenli bilgi alışverişi ve mesajlaşmanız mümkün. Bir de sağlıkla ilgili örnek uygulama izledik. Hastane sunucuna ulaşan mIdentity sahibi kişi, bilgilerine ve randevularına tek tıklamayla ulaşabildiği gibi, hastane sunucusu doktor ile, doktor hasta ile, hasta sosyal güvenlik kurumu ile yani her uç birbiri ile güvenle haberleşebiliyor. Kobil’in güvenlik çözümü sunan ürününde, yalnızca bu ürüne ait olan yedi özellik KOBIL tarafından “güvenliğin yedi katmanı” olarak tanımlanıyor. Bu sayede, dijital kimliğiniz yedi aşamalı olarak koruma altına alınmış oluyor.
- Güvenli ve Akıllı Cihaz: Cihazın dijital kimliği güvenli hala gelmeli.
- Güvenli Uygulama: Uygulamanın dijital kimliği korunmalı ve izlenmeli.
- Dijital Akıllı Kart: Fiziksel olmayan, sanal fakat akıllı kart kullanımı ile gerçek güvenliğin sağlanması.
- Digitanium Channel: Özel bir Kobil sunucusu üzerinden kurulan ayrı bir kanalla atakların önlenmesi. Dijital dünyada titanyum sağlamlığında güvenlik.
- Contextual Security (Bağlamsal Güvenlik): Zamana, duruma ve yere göre bir dolandırıcılığın söz konusu olup olmadığının anlaşılması. Gerçek zamanlı durum ve yer analizinin yapılması.
- Güvenilir Dijital Kimlik: Etrafınızdaki herkesin kimliğinin, sizinkiyle birlikte koruma altına alınması. Zenginleştirilmiş kimlik anlayışı.
- Dijital İmza: KOBIL PKI teknolojisiyle son onay kısmı. Dijital imza altyapısı bankaların sistemlerinde mutlaka yer almalı.
Yarat ya da yok ol!
“Biz müşterilerimize kendi müşterilerinizin bilgileri ile para kazanın diyoruz. Aynen Google’ın yaptığı gibi” diyerek sözlerine devam eden Koyun, “Bu uygulama ile yeni bir Google olacağız. Zaten teknolojilerimiz Silikon Vadisi’nden aşağı kalır değil, hatta daha da iyi” diyerek iddialı bir de konuşma yaptı. Kendi SSL ve Blockchain ‘ini oluşturduğunu söyleyen CEO, orta vadede milyar dolarlık şirket olma hedefinde güçlü adımlarla ilerliyor.
Dijital kimliğin korunması ve PSD2 konularına dikkat çeken İsmet Koyun, “Dijital dünyada güvenli bir kimlik her şey değildir, ancak bu olmadan her şey, hiçbir şeydir. 31 yıldır Kobil bunun peşinde. Bugün Türk bankaları ‘AB’ye tabi değilim’ diyebilir, ancak global saldırılara tabiler. Böyle düşünüp gerekli önlemleri almalılar. Son zamanlarda bankaların da saldırıya uğramasıyla birlikte, artık güvenlikte de geleceği koruma altına alan üst düzey bir standart oluşturulması gerekiyor. Bu ortamda PSD2 standartları ile korunabilirsin, ancak seneye bunu daha da artırmak gerekecek. Artık bankalar hesaplarını FinTech’lere açmak zorundalar. Bu da çok üst düzey güvenliği ve dijital kimliğin korunmasını beraberinde getiriyor. Kobil teknolojisini kullanan tüm bankalar şu anda buna hazır. PSD2’ye dikkat etmezseniz oyuncu olmaktan çok, seyirci oluyorsunuz. Kobil, global bir Türk markası olarak bunu yapabilen tek ve ilk teknoloji güvenlik firması. Bugün Almanya’da 20 milyon kişi Kobil’in teknolojisini kullanıyor. SAP ile teknoloji ortaklığımız var. 2017 yılı sonuna doğru dünyada bir ilk olacak ve tüm dengeleri değiştirecek, kod adına Ecosystem dediğimiz bir platformu duyurmayı planlıyoruz. Yine dünyada ilk defa yapılacak olan, aynı anda yüz, ses ve hareket ile çalışan son derece yüksek güvenlikli bir ürün üzerinde çalışıyoruz. Kobil’de 70 mühendis var. Türkiye’de de dört dörtlük bir Ar-Ge ekibi kurarak yatırımlarımıza devam edeceğiz ve güvenlik alanındaki bir numaralı şirket olacağız. Çok sevdiğim bir söz var: ‘Innovate or die’ (yenilikçi ol ya da yok ol). Bu durumu sürdürülebilir kılanlar ve bizimle birlikte fırsata çevirenler gelecekte üst sıralarda yerlerini alacaklar.”
Başarı hikayeleri artmalı
Gelirlerinin sadece yüzde 10’unu Türkiye’den sağlayan firmanın, buna rağmen bir de kendisini sorumlu hissettiği, ‘ülkemizden de Kobil gibi pek çok büyük firmanın ortaya çıkması, dünya çapında marka oluşturması’ gibi bir dileği var. Bu nedenle yurtdışına taşınan, yatırım almış startup’ların sorun teşkil etmediğini, ne kadar çok startup ABD’ye giderse, ülkenin teknoloji bilinirliğinin o kadar artacağını savunan İsmet Koyun, uygun ortam bulduğunda Türkiye’de de yatırım yapmayı düşünüyor. Teknokent’te yeri bulunan Kobil’i, Türkiye de en az Almanya’daki kadar büyük bir yapıda görmek dileğimizi iletirken, ülkemizi orada ve çevre ülkelerde başarıyla temsil eden ve yakında ABD’de de güçlü bir şekilde temsil edecek bu firmamız için gurur duyarak, bu sevimli şehirden güzel anılarla ayrıldık.