OECD tarafından yapılan PISA araştırmasının son bulguları 7 Aralık’ta açıklandı. 2003-2006 ardından 2009 verilerinde de Türkiye “yerini korudu.”
Matematik sorularını kavrama ve bunlara, “doğru” muhakeme yürüterek yanıt vermede Türkiye, 35 OECD ülkesi arasında 33. sırada.  Puanı: 445 (En yüksek puan Şanghay:600).
Fen sorularını kavrama ve bunlara “doğru” muhakeme yürüterek yanıt vermede Türkiye, 35 OECD ülkesi arasında 33. sırada. Puanı: 454 (En yüksek puan yine Şanghay:575).
Bu seferki PISA araştırması, her nasılsa basında biraz ilgi gördü. Türkiye’nin yetersizliğini ve temel yapısal sorunlarını her sefer gözümüze sokan bulgulara değinmeyen basından birkaç örnek:
• Eser Karakaş (Star,9/12): 21.yüzyılı ıskalamak istemiyorsak, eğitim süreçlerine ilişkin ülkemiz, çok radikal dönüşümleri üstelik hızlı bir biçimde yaşama geçirmek zorunda. Mevcut ortalama eğitim kalitesi, içinde bulunduğumuz çağın gereklerine uyum sağlamıyor.
• Uğur Gürses (Radikal,8 ve 10/12): Ekonomide mucize yok, eğitim var. Küresel ekonomide ilk 20’de yer alan gelişmiş ülkelere göre oldukça genç bir nüfus yapısına sahip olan ülkemizin, eğitimde sınıfta kaldığı çok açık. İşin kötüsü, bunu fazlaca dert edinen siyesetçi de yok. Uluslararası rekabete katılan insan sermayesinin tek donanımı eğitim. Üretimin de verimliliğin de yenilikçiliğin de gelişmenin de en önemli anahtarı eğitim.
• Pervin Kaplan (HaberTürk,13/12): Türk öğrenciler OECD ortalamasının 30 puan altında sonuç alıyor. Bu sonuçlar, eğitimde çözmemiz gereken sorunların neler olduğunu ve hala çözülemediğini gösteriyor.
• Kıvanç El (Cumhuriyet, 10/12): Raporun ayrıntılarına göre, Türk öğrencilerin en sorunlu alanı, okuduğunu anlamama. Öğrenciler, “bilginin açıkça belirtilmediği metnin sınırlı bölümünü” anlayabiliyor.