Uydu haberleşme sektörü feryat ediyor
TELKODER, Uydu Haberleşme Hizmetleri Raporu’nu yayımladı. Raporda, Türkiye uydu haberleşme sektörünün en az 10 kat fazla büyümesi gerektiği belirtilirken, sorunlar ve çözüm önerileri de sıralandı.
Türkiye hem stratejik hem ekonomik olarak daha da güçlenmek için birçok alanda önemli atılımlar yaparken, ülkemizin geleceği için kritik bir konumu bulunan uydu haberleşme sektörünün adeta ayaklarından zincirlenmiş olduğu gerçeği karşımıza çıkıyor. TELKODER’in yayımladığı “Türkiye’de Uydu Haberleşme Hizmetleri: Tehditler ve Fırsatlar” başlıklı rapora göre, uydu haberleşme sektörünün dünyayla rekabet edebilmesi için en az 10 kat büyümesi gerekiyor. Önündeki büyük imkânlar ile önemli ihtiyaçlara çözüm sağlayabilecek olan uydu haberleşme sektörünün ve Türksat’ın, iç ve dış piyasadaki fırsatları kaçırmaya itildiği ifade ediliyor.
Hem yerel hem de küresel olarak pazarı büyütülmeyen bir uydu sektörünün uydu yapmak hedefinden söz edilmesinin; hayalci bir yaklaşım olacağını belirten TELKODER, kaynakları heba etmeyecek gerçekçi bir yaklaşımla dikkatlerin mutlaka uydu sektörüne yöneltilmesi ve bu gidişatın acilen değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
TELKODER Başkanı Yusuf Ata Arıak, “Ülkemizde bazı bölgelere coğrafi nedenlerden dolayı fiber altyapısının ulaşması mümkün değil. Bu nedenle yaklaşık 5 milyon kişi fiber üzerinden hızlı internete erişemiyor. Oysa uydularla son kullanıcı arasında haberleşme imkânı sağlayan Ka-band uydu internet teknolojisi ile fiber ve mobil internet erişiminin mümkün olmadığı bölgeler de dâhil her yere hızlı internet ulaşabiliyor. Üstelik ADSL ile mukayese edilebilir fiyatlarda ve çok kısa sürede erişilebilecek bu hizmet sayesinde, internet kullanımının artması ve yurt genelinde yaygınlaşması sağlanabilir. TSK, MİT, Bakanlıklar, AFAD gibi stratejik öneme sahip devlet kurumlarında hizmet kalitesinin artırmasına katkı sunulabilir. Ülke ekonomisinin ve elektronik haberleşme sektörünün gelişmesi, herkesin hızlı ve ucuz internet hizmetine sahip olabilmesi için uydu sektörünün önündeki engellerin kaldırılması gerekiyor” dedi.
Uydu haberleşme sektörün gelişmesini engelleyici tutumlardan vazgeçilmeli ve mevcut durumu iyileştirmek için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir diyen Arıak, “Uydu işletmecilerine Haziran 2018’e kadar Türkiye içinde yer istasyonu kurulması zorunluluğu getiren düzenleme sektörün gelişmesinin önünde büyük bir engel. Bu düzenlemenin en kısa sürede yürürlükten kaldırılması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Dünya’da 5-6 sene öncesine kadar uydudan genişband erişiminin sınırlı bir seviyede olduğunu aktaran Yusuf Ata Arıak, bu durumun Ka-band teknolojisine sahip uyduların devreye alınmasıyla değiştiğini ifade etti. Uydu hizmetleri sektöründe Türkiye 10 Gbps’lık uydu kapasitesiyle 10 bin aboneyi geçememişken, ABD’de yaklaşık 2.000 Gbps kapasiteli uydulardan 1,5 milyon abonenin hizmet aldığını söyleyen Arıak, “Yeni teknolojilere, yaşanan bu değişmelere ayak uydurabilmek için gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır. Mevcut tutumumuzu sürdürmekte ısrar ettiğimiz takdirde önümüzdeki 5-10 yıl içerişinde, ülkemizi geri dönüşü olmayan bir yolda bulmamız hiç şaşırtıcı olmayacaktır. Yüksek Hızlı Uydu Sistemleri’nin (HTS) sahip olduğu band genişlikleri daha yüksek, fırlatma ve bit başına düşen maliyetleri daha düşük, daha küçük alanlara odaklanıp, noktadan noktaya hizmet verebiliyorlar. HTS’nin küresel pazar talebinin 2024 yılına kadar 1,5 Tbps'ye ulaşacağı bekleniyor. Dünyanın hemen her yerinde artan bir talebin olduğu bu alanda Kuzey Amerika, olgunlaşan ve büyüyen bir pazar olarak lider konumda. Asya Pasifik, Latin Amerika ve Afrika'da gelişmekte olan pazarlar olarak öne çıkıyor” diye konuştu.
Rapora göre, Türkiye’de telekomünikasyon sektörü, hizmet ve veriye olan talebin yüksek olması, genç nüfusun büyüklüğü gibi nedenlerle hızlı büyüme potansiyeli taşıyor. Ancak, rekabet eksikliği, sektör üzerinde mali yükler, yatırımın önündeki hukuki ve rekabet engelleri nedeniyle son 8 yıldır büyüyemiyor. Türkiye’de uydu sektörünün toplam telekomünikasyon sektörü içinde çok küçük bir yere sahip olduğunu gösteren raporda, elektronik haberleşme hizmetlerinin uydu haberleşme hizmetleri içindeki yeri dünyada yüzde 10,2 iken Türkiye’de bu oran yüzde 1 olarak görülüyor. Dolayısıyla uydu haberleşme hizmetlerinde dünya ile rekabet edebilmesi için Türkiye uydu sektörünün 10 kat büyümesi gerekiyor.
Türkiye’de uydu hizmetleri sektörünün büyük potansiyel taşımasına rağmen istenen düzeyin çok gerisinde kaldığını aktaran Arıak, “Dünya’da 2010 yılından bu yana yıllık ortalama yüzde 5,5 büyüyen ve 2015 yılı için toplamda 127 milyar dolarlık bir hacme sahip olan uydu haberleşme hizmetleri sektörü, Türkiye’de toplamda sadece 152 milyon dolar gibi oldukça düşük bir seviyede. TELKODER olarak uydu hizmetleri alanında yatırımların artmasını engelleyen nedenlerin ortadan kaldırılması ve yatırımların teşvik edilmesi gerektiğini her fırsatta vurguluyoruz. Önündeki büyük imkânlar ile önemli ihtiyaçlara çözüm sağlayabilecek olan uydu haberleşme sektörü ve Türksat, iç ve dış piyasadaki fırsatları kaçırmaya itiliyor. Hem yerel hem de küresel olarak pazarı büyütülmeyen bir uydu sektörünün uydu yapmak hedefinden söz edilmesi hayalci bir yaklaşım olacaktır. Kaynakları heba etmeyecek gerçekçi bir yaklaşımla dikkatlerin mutlaka uydu sektörüne yöneltilmesi ve bu gidişatın acilen değiştirilmesi gerekiyor. Bu doğrultuda atılacak adımlarla sektörün gelişmesi ile Türkiye’nin rekabet gücü ve ülke refahı da artacaktır.” diye konuştu.
Uydu haberleşme sektörünün beklentileri…
Yüksek hızlarda ve ekonomik olarak sağlanan uydu internetin, ADSL, fiber ve mobil internet hizmetlerini tamamladığı aktarılan raporda, Türkiye uydu sektörünün istenen boyutlara gelebilmesi için sunulan temel öneriler şu şekilde sıralanıyor:
- Uydu işletmecilerine Haziran 2018’e kadar Türkiye içinde yer istasyonu kurulması zorunluluğu getiren düzenleme yürürlükten kaldırılmalı. Ya da sadece bundan sonraki yeni yatırımlar için bu zorunluluk getirilmeli. FSS işletmecilerinin çoğunun, var olan uydular için Türkiye’de yer istasyonu kurmaları teknik nedenlerle mümkün değildir. Bununla birlikte aynı bölgeye hem ağ geçidi (gateway), hem de yer istasyonunun kurulması, teknik ve ekonomik açılardan verimli değildir. Yatırımların tek bir bölgeye yapılmasının, hizmet kalitesi üzerinde olumsuz etkileri (hava koşullarının kötü olması halinde o bölgede bulunan bütün sistemlerin etkilenmesi gibi) olmaktadır. Türkiye’de yer istasyonu kurulmadan da güvenlik nedeniyle talep edilen yasal bilgilerin ilgili kurumlarla paylaşması teknik olarak mümkündür. Bu amaçla, uydu hizmeti veren işletmeciler yurt dışına indirdikleri trafiği şebekelerini uzatarak, akıllı teknolojiler ile Türkiye’ye getirilebilmektedirler. Güvenlik amacıyla alınan tedbirlerin, konunun uzmanı teknik personel tarafından anlaşıldıktan sonra, gerekli mevzuat çalışmalarının yapılması, akılla ve teknolojiyle çözülebilecek bu konuların, yanlış ve hizmeti engelleyici bir biçimde düzenlenmemesi daha uygun olacaktır. Mevcut durumda, yer istasyonu bulunmadan da trafik ilgili güvenlik birimlerine teslim edilebilmektedir. Ayrıca yer istasyonu kurulsa dahi, trafiğin farklı teknolojiler yardımıyla güvenlik birimlerine teslim ediliyor gibi gösterilip aslında teslim edilmemesi de olası bir durumdur. Bu tutumdan ziyade, tarafların, kamu kuruluşlarının ve işletmecilerin beraber alacakları kararlar ile birlikte uygulanacak yöntemlerin en iyi çözümler olacağı değerlendirilmektedir.
- Uydu haberleşme sektörünün gelişmesini engelleyici tutumlardan vazgeçilmeli, mevcut durumu iyileştirmek için ihtiyaç duyulan yasal düzenlemeler hayata geçirilmelidir.
- Türksat’ın hem toptan hem de perakende pazarda faaliyet göstermesi ve sektörün gelişmesine engel olan ayrıcalıklı durumu devam ettirilmemelidir. Türksat, faaliyetlerini toptancı statüsünde sürdürmeli. Bununla birlikte, ülkemizde haberleşme tekelinin tamamen kaldırılmasına yönelik ve AB kıstaslarıyla da örtüşen düzenleme, Türksat’ın uydu hizmetleri pazarında yasal tekel olmaktan çıkarılması olmalıdır. Ayrıca mevcut durum, Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 1. maddesinde belirtilen, “Elektronik haberleşme sektöründe düzenleme ve denetleme yoluyla etkin rekabetin tesisi, tüketici haklarının gözetilmesi, ülke genelinde hizmetlerin yaygınlaştırılması, kaynakların etkin ve verimli kullanılması, haberleşme alt yapı, şebeke ve hizmet alanında teknolojik gelişimin ve yeni yatırımların teşvik edilmesi” amacına da ters düşmektedir.
- Türkiye, uydu haberleşme hizmetleriyle ilgili uluslararası işbirliklerinin içinde bulunmalıdır.
- Kamu hizmet alımlarında uydu haberleşme hizmetlerine yönelik kısıtlamalar getirilmemelidir. Kamu kurumlarının hizmet alımlarını Türksat’tan yapacağına yönelik düzenlemeye son verilmeli.