En az üç dil bileceksin…
Yandaki görselde Fransa Cumhurbaşkanı Macron diyor ki: “Her genç, 2024 yılına kadar iki Avrupa dilini konuşabilmeli. Ve 2025’ten önce, bir Avrupa ülkesinde en az 6 ay yaşamalı.”
Macron’un sözünü ettiği “genç” her halde Fransız genci olsa gerek. Yaşlı ve orta yaşlı Fransızlar, kendi dillerinden başka dili bilseler bile, yabancılarla o dille konuşmazlar. Kendi dillerine kıskançça sadıktırlar. Dünyada herkesin ille Fransızca bilmesi gerektiğini düşünürler. Ama gençlerde durum daha farklı. Zaten iş adamı/bankacı Cumhurbaşkanı bile bak, ne diyor?
Fransa’da, bir başka Avrupa dilini öğrenen ilkokul öğrencilerinin oranı yüzde 97.4. İki dil öğrenenlerin oranı yüzde 1.8. Macron’un “en az iki Avrupa dili” demesinin nedeni bu. Fransa’da ilkokul öğrencilerinin en çok öğrendiği yabancı dil İngilizce (% 93.2), ikinci dil Almanca (% 5.4).
Almanya’da bir yabancı dil öğrenenlerin oranı yüzde 71.3. İkinci bir dil öğrenenlerin oranı yüzde 1.4. İngilizce en çok, Fransızca ikinci sırada, ama epey düşük oranda (% 3.7).
Bu konuda AB ortalaması şöyle: Bir yabancı dil öğrenme oranı yüzde 79.5. İkinci dil öğrenme oranı yüzde 4.8. AB de önce İngilizce, sonra Fransızca diyor.
En dikkat çeken oran ise Norveç’ten: Bir yabancı dil öğrenme oranı yüzde 100. Ve bu, sadece İngilizce. (Bütün veriler Eurostat. 23.02.2017 Newsrelease)
Bizim için ise ne diyor Bedri Rahmi Eyüpoğlu? “En azından üç dil bileceksin. En azından üç dilde canımın içi demesini, kırmızı gülün alı var demesini, nerden ince ise ordan kopsun demesini, atın ölümü arpadan olsun demesini, keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini, insanın insanı sömürmesi rezilliğin dik alası demesini… Ne demesi be, gümbür gümbürdemesini becereceksin..”