Telsiz sistemleri ile uçtan uca ses ve veri aktarımı
Ses ve veri iletişiminde uçtan uca telsiz çözümleri sunan Novatel, mobil şebekeler üzerinden gerçekleştirdiği “Telsiznet” uygulaması ile bas – konuş hizmetlerini geniş bir müşteri portföyüne ulaştırmayı hedefliyor.
Sesli iletişimin önemli platformlarından biri olan telsiz sistemleri ile GSM teknolojileri arasındaki yakınsama her geçen gün artıyor. Geleneksel bas – konuş teknolojileri artık sesin yanı sıra veri iletişiminde de önemli bir platform haline geliyor. Ses ve veri iletişiminde uçtan uca telsiz çözümleri sunan Novatel, mobil şebekeler üzerinden gerçekleştirdiği “Telsiznet” uygulaması ile bas – konuş hizmetlerini geniş bir müşteri portföyüne ulaştırmayı hedefliyor. Novatel Genel Müdürü Cem Ankara, telsiz teknolojilerindeki gelişmeler ve bu yönde yaptıkları çalışmalar konusunda sorularımızı yanıtladı:
Novatel, uzun yıllardır telsiz sistemleri sunuyor. Yeni teknolojik gelişmeler doğrultusunda ne tür yeni eğilimler ortaya çıkıyor?
Novatel, telsiz sistemleri alanında ürün ve hizmet sunuyor. Bas – konuş servislerinin yanında zaman içinde bütün kablosuz teknolojilere ve servislere de dokunur hale geldik. Servisin yanında genişband veri aktarımı da bizim uzmanlığımızın içine girdi. Hem ses hem de kablosuz veri aktarımı konusunda oldukça deneyimli bir firma haline geldik.
Veriyi hangi kanaldan gönderebiliyorsunuz?
Farklı frekanslarda çalışan farklı sistemler mevcut. Telsiz frekansları üzerinden düşük kapasiteli verileri gönderebilen uygulamalar mevcut. Fakat örneğin dağların tepelerinden görüntüler göndermek zorundasınız ve oralarda fiber yapılar mevcut değil. O zaman bunu kablosuz bir ortamda çözmeniz lazım. Dolayısıyla daha yüksek frekans bandlarını kullanan sistemler kurarak projeler gerçekleştiriyoruz. Böylece uzak noktalardaki verileri tek bir merkezde toplayabiliyoruz. Bu veri görüntü olduğu gibi SCADA sistemlerinden toplanan veriler de olabilir. Bu konularda farklı üretici şirketler ile işbirliği yapıyoruz.
Kapsama alanları konusunda bir sıkıntı oluyor mu?
Frekansınız olan her bölgeyi kapsayacak şekilde projelerinizi geliştirebilirsiniz. Bir havalimanını kapsayacak şekilde de sistemler kurabilirsiniz, telsiz baz istasyonları kurarak bir şehri kapsayacak şekilde de projeler geliştirebilirsiniz. Bu projeler ülke geneline bile genişletilebilir. Tabii bu boyuttaki projeler daha çok kamu kurumlarından çıkıyor.
Bu noktada GSM şirketleri ile kesiştiğiniz noktalar neler?
Kamu olsun, özel olsun sahada elemanları olan her kurum bu teknolojileri kullanıyor. Bunlar bireysel kullanıcıya hitap eden teknolojiler olmadığı için raflarda da görmüyoruz ama yüzbinlerce kullanıcısı olan bir alandan bahsediyoruz. İnşaat, turizm, enerji, lojistik gibi alanlarda çalışan bu kişiler bas – konuş teknolojilerinin kullanıcılarını oluşturuyorlar. Bu sayının yüzbinlerle kısıtlı kalmasının sebebi, geleneksel telsiz sistemlerinden servis almaları. Geleneksel telsiz hizmetleri için önce bir altyapının kurulması gerekiyor. Haberleştirilecek olan alan ve insan sayısına göre de bu yatırımın miktarı büyüyor. Ayrıca bu altyapının ayakta tutulması da başlı başına ayrı bir iş. Dolayısıyla bas – konuş alanında pazar çok fazla gelişmiyor. Mobil opeeratörler de bas – konuş servislerini uzun süredir kendi şebekeleri üzerinden veriyorlar ama bunlar da çok fazla gelişmedi ve bugünün ihtiyaçlarına yanıt veremiyor. 3G ve 4G yatırımlarından sonra şebekeler çok daha fazla yetenekli hale geldiler. Diğer taraftan akıllı telefonların da bu yönde özellikler sunması da bas – konuş servislerinin yeniden doğabilmesine olanak sağlıyor. Dolayısıyla bas -konuş sistemlerini kullanan kurum ve kullanıcıların sayısında gözle görülür bir biçimde artış olacak.
Bu noktada sizin fonksiyonunuz ne olacak? Nasıl bir dönüşüm süreci yaşıyorsunuz?
Geleneksel telsiz kullanıcıları birden mobil şebekelere geçiş yapacaklar diye bir şey yok. Telsiz şebekelerinin ayrıcalıklı bir konumu var ve bu altyapılar her zaman gerekli olacak. Bu yöndeki projelerimizi yapmaya devam edeceğiz. Ayrıca mobil şebekeler tarafında da projeler geliştirmek üzere biz 2016 yılının başından bu yana çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu işi yapan farklı çözüm geliştiriciler ile temasa geçtik, bazı sistemleri Türkiye’de kurarak test ettik ve 2016’nın sonunda da ilk bas – konuş servisimizi hizmete aldık. Bunu da Telsiznet olarak markalandırdık. Bugün bas – konuş dediğimizde geniş bir kesimin gözünde 90’lı yıllardaki ortamlar canlanıyor ama artık yeni durum hiç de öyle değil. Telsiznet uygulaması ile geleneksel telsiz sistemlerini kurmadan, mobil şebekeler üzerinden telsiz hizmetlerinin tümünü verebiliyoruz.
Bu servisleri hangi cihazlar üzerinden veriyorsunuz?
Bu hizmeti geliştirirken cihazların nasıl olacağı oldukça önemli bir konuyu oluşturdu. Çünkü telsiz kullanıcılarının alışkanlıklarına yanıt verebilmesi gerekiyordu. Örneğin bir elektrik direğinin tepesindeki bir kişinin eldivenle akıllı telefon üzerinden konuşabilmesi neredeyse imkansızdır. Ya da arkada çok yoğun bir ses varken de akıllı telefon cihazları üzerinden verimli bir konuşma gerçekleştiremezsiniz. Dolayısıyla çağrı kalitesi yüksek ve sahadaki çalışanın kolay kullanabileceği bir tasarıma sahip cihazların olması gerekiyor. Ayrıca navigasyon desteklerini de içermesi, bir olay anında sahadan canlı yayın yapabilmesi gibi özellikleri desteklemesi gerekiyor. Bu tür cihazların üreticisi çok fazla değil. Telsiz tarafından gelen şirketler genellikle bu tür cihazları üretiyorlar. Biz de bu firmalarla işbirliği yaparak servis ve cihazları sunmaya başladık.
Güvenlik konusunda ne tür gelişmeler var?
Üçüncü bir firmanın altyapısı üzerinden haberleşmek istemeyen kuruluşlar kendi telsiz altyapılarını kuruyorlar. Bir mobil operatörün şebekelerinin üzerinden haberleşme yapacaksınız burada da küresel standartlar mevcut. Tabii terminal tarafında da yapabileceğiniz ek güvenlik unsurları var.
Peki pazar büyürken, müşterilere ulaşım kanallarınız konusunda da bir gelişim olacak mı?
Yıllar içinde hem doğrudan hem de Türkiye’nin farklı bölgelerindeki iş ortaklarımız üzerinden müşterilerimize ulaştık. Dolayısıyla Telsiznet hizmetini götürdüğümüz kurumların büyük bir çoğunluğu bizim mevcut müşterilerimiz. Bugüne kadar bu yatırımı ertelemiş olan kuruluşlara da ziyaretlere başladık. Örneğin birçok belediyenin geçmişte kurduğu ve bugün eskimiş olan telsiz altyapıları var. Bu yapıların artık değişmesinin zamanının geldiğini düşünüyoruz.