TEKNOLOJİDE ÖNCÜ SEKTÖR HER ZAMANKİ GİBİ FİNANS-BANKACILIK OLACAK
Her sektör gibi finans sektöründe de regülasyonların, otomasyon ve verimlilik arayışlarının, inovasyon ve rekabet baskısının artacağı kesin. Bu artışlar beraberinde bilişim ve iletişim teknolojilerine olan gereksinimi de artacak. Önümüzdeki yıllarda bankalarda ve diğer finans sektörü kuruluşlarında en büyük yatırım ve efor mevcut sistemleri yenilemek, geliştirmek üzerine olacak. Her zaman yeniyi en çabuk kendine uyarlayan sektör, yine en çabuk ve en hızlı olacak. Türkiye’de de bu eğilim aynı dünyadaki gibi gelişecek. Nitekim krizde birazcık frene dokunan bankalar, önümüzdeki dönem gaza basacak, yeni şube ve personel alımlarına hız verecek. Önümüzdeki 1,5 yıllık süreçte 11 bin kişiye banka şubelerinde iş olanağı sağlanacağı öngörülüyor. 2010 hedeflerini belirleyen 10 bankanın ise gelecek yıl açacağı toplam şube sayısı 370’i bulacak. Bu bankalar, gelecek yıl 7 bin 500ün üzerinde kişiye de yeni istihdam yaratacak. Yani sektör hareketlenecek, bu da teknoloji kullanma ihtiyacını ve yeni teknolojiler geliştirme için Ar-Ge yapma zorunluluğunu artıracak.
Dev dış hizmet teknoloji şirketleri bankaların yükünü azaltacak
Dünya bankacılık sistemi son iki yıldır esasında belki de tarihinin en büyük yarasını aldı. Bu kriz sonunda sütten ağazı yanan dünya ekonomisinin yoğurdu üfleyerek yeme zamanı başladı. İki üç yıl dünyadaki büyük bankalar ve finans kurumları evlerinin içlerini düzelmek ve mali durumlarını yeniden güçlendirmek için uğraş verecekler. Ücretsiz hizmet vermemek için her bankacılık işlemi karşılığında müşterilerinden bir komisyon veya hizmet bedeli almaya başlayacaklar. Yeni dünya ekonomilerinde teknonoloji kullanımı her konuda, her alanda ve her yerde başarı için gerekli ilk şart olacak. Yeni dönem bankacılık bir yandan da yatırımsız teknoloji kullanma dönemi olacak. Teknolojide kullandıkça öde modeli uygulanacak. Teknoloji konusunda uzmanlaşmış dev dış hizmet teknoloji şirketleri bankalara yardımcı olacak. Teknoloji yatırımı ve teknoloji yönetiminin büyük masraf ve külfetlerini bankaların sırtından alacak. Bankalar banka içi sürdürdükleri teknoloji hizmetlerini dış hizmet şirketlerine verecek, hem yatırım hem de işletme maliyetlerini azaltacaklar.
Mobil teknoloji güvenliğinin önemi ve SOA’ya ihtiyaç artacak
Son dönemde sektörün gözü mobil teknolojilerde. Bu doğal çünkü özellikle bankalar müşterisine verdiği hizmetin her an her yerden ulaşılabilir olmasını istiyor. Mobil teknolojiler finans dünyasında iş yapış modellerini, müşteriye ulaşma ve onlara verilen hizmet çeşitlerini şekillendiriyor ve çeşitlendiriyor. Sadece Japonya’da 30 milyon kişi telefonlarını mobil cüzdan olarak kullanıyor. Teknoloji şirketlerinin amacı cep telefonunu bir akıllı asistan haline getirmek, müşterilere değer katan ve hayatı kolaylaştıran finansal servisler sunmak. Yeni mobil uygulamaların bankaların, müşterilerine verdikleri hizmet kalitesini artırıcı, dolayısıyla bankanın servislerini genişletici ve geliştirici bir özelliği var.
Görüntülü çağrı merkezleri, 3G üzerinden gelen görüntülü çağrıların karşılanması, insansız şubeler, özel müşterilerin banka temsilcileriyle görüşmelerinin video üzerinden yapılması, bunların şifrelenmesi ve sesli-görüntülü kayıtlarının tutulması gibi eskiden kullanımda olmayan birçok yeni uygulama/servis dünyada ve ülkemizde değerlendirilme ve uygulama aşamasında. Bankaların önümüzdeki dönem yatırımlarında ise mobil teknolojilerle, mobil bankacılıkla ve 3G ile yatırımlar yoğunlukta. Şu kesin ki finansta teknolojik açılım en fazla mobil dünyada olacak. Akıllı karar destek ve iş akış sistemleriyle bütünleşmiş bankacılık süreçleri bankacılığa hız katacak, hizmet kalitesini artırıp işlem maliyetini düşürecek. Ayrıca ülkemizde özellikle Avrupa Birliği uyum yasalarıyla birlikte, BDDK ve diğer kuruluşların teknoloji yönetimi konusunda getirdiği kurallar ile uyum gereksinimleri, önümüzdeki yılların gündemini oluşturacak.
Henüz yeterli olgunluğa ulaşmamış mobil teknoloji güvenliği, banka ve finans sektörü için daha fazla önem kazanacak, müşteri ihtiyaçlarına kısa sürelerde cevap verebilen, yeni ürünlerin kolaylıkla geliştirilebilmesine olanak sağlayan SOA mimarisinine duyulan gereklilik artacak.
Bakım maliyetlerini düşüren, enerji gereksinimlerini azaltan özellikle çevreci BT’yi destekleyen teknolojiler göz önünde bulundurulacak.
Finans-Bankacılıkta Teknolojiyle DÜN, BUGÜN, YARIN
Dün
Dün para yatırmak, çekmek, hesap açmak ve kapamak için şubeye gidiyorduk. Bir başka banka şubesine para göndermek için havale ücreti ödüyorduk. Şube bankacılığı tüm sektöre hakimdi. Daha sonra ATM’ler ve kredi kartları hayatımıza girdi. Ama bunlarla bize verilen hizmetler sınırlıydı. Evet şubelerde saatlerce beklemeler, kuyruklar tarihe karışmaya başlamıştı ama fonksiyonalite yetersizdi.
Bugün
Kredi kartı ve ATM’ye yeni alışırken bu kez karşımıza yeni bir şey çıkıverdi. Bunun ismi internet bankacılığı idi. Sonra onunla birlikte mobil imza ve sayısal klavye kavramları hayatımıza girdi. Artık tüm bankaların bir internet şubesi de var. İstediğimiz her türlü hizmeti artık bize internet şubeleri de veriyor. Hem de güvenliği ön planda tutarak.
Yarın
Gelecek sayısal paranın geleceği olacak diyor modern zaman kahinleri. Nakit para tarihe yavaş yavaş karışacak diyorlar. Elektronik cüzdanlar taşıyacağız hepimiz ve içinde sayısal paralar. Şube bankacılığı ciddi güç kaybedecek mi peki, bu bugünlerde en sık tartışılan konulardan biri gelecekle ilgili. Ama şube bankacılığı tarihe karışmayacak, devam edecekt de deniyor. Ama şu kesin, bankacılık hizmetlerinde internetle ve mobil teknolojilerle yaşanan değişim durmayacak, akılı almaz gelişmeler yaşanmaya devam edecek.
Finans sektörü içinde kart sektörü de son yılların yıldız pazarlarından. Kart pazarında gündemi temassız kartlar, NFC (yakın alan iletişimi) projeleri ve ortak ATM belirliyor. 2009 yılında kartlı ödeme sistemleri sektörü büyümeye devam etti. Teknolojik altyapılar yatırımlarla daha da güçlendi, yeni uygulamaların hayata geçirilmesi mümkün oldu. Temassız kart kullanımı artarken, NFC projeleri de hız kazanıyor. Temassız kartların bir adım sonrası ise NFC. NFC teknolojisi, manyetik kartlar, çipli EMV kartlar ve temassız kartlar şeklinde gelişim gösteren kartlı ödeme sektöründe gelinen son noktayı işaret ediyor. Cep telefonu ile kullanılan NFC teknolojisi, manyetik kartların veri saklama, EMV kartların güvenlik, temassız kartların ise taşıma, iletim özelliklerinin yanı sıra karşılıklı etkileşim ve ekran özelliklerini de kapsıyor. Türkiye ve dünya temassız kart ve NFC devri için gerekli altyapıyı oluşturuyor.
Temassız kartlar ve NFC’nin bir çok alışkanlığımızı değiştirerek hayatı kolaylaştıracak özellikleri önümüzdeki yıllara damgasını vuracak. Cep telefonu üzerinden kullanılan NFC sistemi ile kullanıcılar ulaşımdan alışveriş kampanyalarına kadar farklı konularda bilgi alabilecekler. Kullanıcılar cep telefonuna gelen mesajla hangi alışveriş merkezinde ne oranda indirim olduğunu, bu alışverişin kendisine kazandıracağı puan ve promosyon kampanyalarını öğrenerek alışveriş merkezinden beğendiği ürünü seçtikten sonra cep telefonunu kullanarak ödeme yapabilme olanağına sahip olabilecek. NFC teknolojisi ile konser, sinema veya maç bileti cep telefonu ile mesajla arzu edilen kişiye gönderilebilecek. Bileti kullanmak isteyenin ise sadece işleme uyumlu POS cihazına cep telefonunu tutması yeterli olacak. Kart teknolojilerinde gelişmeler tüketicilerin taleplerine göre şekilleniyor. Teknoloji dünyasındaki en önemli eğilimlerden biri tüketicilerin artık her işlem için farklı farklı cihazlar kullanmak yerine tüm işlemlerini birarada yapmayı tercih etmeleri. Pek çok fonksiyon tek bir platformda toplanıyor. NFC teknolojisi sayesinde cep telefonları da artık mobil cüzdan oluyor. Yakın gelecekte cep telefonlarımızla, farklı şehirlerde ve ülkelerde alış veriş yapmak, jeton almadan seyahat etmek mümkün olacak.
Görüntülü çağrı merkezlerinden sanal müşteri temsilcilerine
Görüntülü çağrı merkezi, sanal müşteri temsilcisi teknolojileri ve iş gücü optimizasyonu çözümleri finans sektöründe kullanılan çağrı merkezi teknolojilerinde önümüzdeki dönemin belirleyici eğilimleri olacak. Görüntülü çağrı merkezi, sanal müşteri temsilcisi teknolojisine giden ilk adımlardan biri. Günümüzde, özellikle işitme engellilere hizmet, mortgage gibi özel ürünlerin pazarlanması gibi kısıtlı alanlarda kullanılsa da gelecekte, çağrı merkezleri alanındaki tüm teknolojiler buraya yönelecek. Sanal müşteri temsilcisi teknolojisi, video, konuşma tanıma ve konuşma sentezleme teknolojilerini kullanarak müşteriye müşteri temsilcisiyle konuşuyormuş duygusunu vererek hizmet vermek olarak tanımlanıyor.
Güvenlik tehditleri çeşitlenecek
Finans ve bankacılık sektöründe teknolojiler gelişirken, bir yandan da güvenlik tehditleri farklılaşıyor ve çeşitleniyor. Özellikle mobil ve çevrimiçi bankacılıkta yaşanan güvenlik açıkları pek çok tehdidi de beraberinde getiriyor. Özellikle mobil dünyadaki gelişmelerle çeşitlenen tehditler, güvenlik çözümü ihtiyaçlarını da farklılaştırıyor.
Bilgilerin uygun bir şekilde saklanması, ilgili kişilerle paylaşılması ve bilgiye erişen kişinin kimliğinin doğruluğunun tespit edilmesi büyük önem taşıyor.
Güvenlik çözümü ihtiyaçları artıyor ve de artacak. Bankacılığa yönelik Truva atlarında da 2004’ten bu yana artış görülüyor, suçlular ve bankalar arasındaki silahlanma yarışı arttıkça, kullanılan teknolojilerin karmaşıklığı da fazlalaşıyor.
Bankalar, daha karmaşık delil sistemlerini uygulamaya başladıkça, Truva atlarının da yetenekleri artırıldı. Tek seferlik şifre sistemlerini alt etmek için, kullanıcı oturumunu gasp edebilen, tek seferlik şifreleri ve oturum kimlik bilgilerini bankaya ulaşmadan alıkoyabilen Truva atları olduğunu görüyoruz.
Hackerlar ayrıca sanal klavyelerdeki bilgileri çalmak için de yeni formüller geliştiriyor. Önümüzdeki dönemlerde tehditler çeşitlenecek, güvenlik şirketlerinin ve finans kurumlarının her adımına hackerlar da cevap
verecek.
ATM üzerindeki fonksiyonlarda çeşitlilik artacak
ATM sektörü de hızla gelişiyor. Birkaç yıl öncesine kadar sadece para çekme ve bakiye sorma gibi temel fonksiyonları olan ATM’lerden şu an döviz alan/veren, kontor yükleme, fatura ödemelerinin yapılabildiği ATM’lere geldik, bu ATM’ler standard hale geldi. ATM fonksiyonların aynı ivme ile artış göstermesi bekleniyor. Örneğin ATM’lerden milli piyango bileti satılması; temassız kartların ATM’lerde kullanımı gibi. Bankaların da müşteriyi ATM’lere yönlendirme stratejisi artıyor bir yandan. Sokak aralarında bile ATM’ler göreceğiz önümüzdeki yıllarda. Dünyada Ortak ATM uygulaması benzeri uygulamalara geçiş sonrası ATM adetlerinde ciddi artışlar olduğunu gözlemliyoruz. Türkiye pazarında ATM’ler ağırlıklı olarak büyükşehir merkezlerinde konumlanmış durumda. Fakat önümüzdeki yıllarda her ildeki ATM yoğunluğunun artması bekleniyor. Yakın gelecekte, son kullanıcının ATM’lerde gerçekleştirdiği işlemlerde ve ATM üzerindeki fonksiyonalitede çeşitlenme olacak. Bu durum ATM’lerin ve diğer self-servis cihazların kullanım oranını arttıracak. Bankaların şube maliyetleri minimum seviyelere çekilecek.
Önümüzdeki yıllardaki en önemli eğilimlerden biri, bankaların operasyonel masraflarını düşürmeye yönelik olarak geliştirilen, para yatırma ve çekmede aynı kasetleri kullanan Recycle (Nakit Çevirim) ATM’ler olacak. Recycle ATM’ler, bankalar için yarattıkları maliyet avantajı sebebiyle önümüzdeki yıllarda Türkiye ATM pazarının vazgeçilmez ürünü olacak gibi görünüyor. Müşterilerin ATM kullanım alışkanlıkları da değişecek. Parmak izi, parmak damarları, göz irisi tanıma özelliğine sahip cihazlar çeşitli ülkelerde yaygın olarak kullanılıyor. Japonya’da toplam 140 bin ATM cihazının yüzde 83’ü bu tür özelliklere sahip bulunduğu ifade ediliyor. Türkiye’de de bu özellikli ATM’ler yaygınlaşacak.