Patent kavgaları
Akıllı telefon pazarının patlamasının ardından beklenen patent davalarının gelmesi de çok gecikmedi.
Akıllı telefon üretenlerin arasında şimdi patent kavgaları da gittikçe yayılıyor ve şirketlerin birbirlerine karşı açtıkları patent davaları hızla büyüyor. Ekim ayının son haftası içinde Motorola Apple’ı mahkemeye verdiğinin ertesi günü Microsoft da Motorola’ya karşı dava açtı. 2006 yılından bu yana Amerika’da mobil telefon bağlantılı patent haklarının çiğnenmesi ile ilgili şikayetlerin yılda yüzde 20 büyüdüğü görülüyor.
Patent davalarını açanların bir bölümünün başka bir endüstride olması da bu tür davaların bir özelliğini oluşturuyor. Bir zamanlar fotoğraf endüstrisinin devi sayılan ve şimdi pek çok patente sahip Kodak ile üretim için değil ancak patent satın alarak koleksiyon yapıp ilerde bu şekilde sahiplendikleri patentli buluşları kullananlara karşı dava açıp para kazanma yolunu izleyen kuruluşlar da davacı şirketlerin arasında yer alıyor.
2010 yılında satılan akıllı telefonların sayısı henüz açıklanmamış ise de pazar araştırma kuruluşu IDC tarafından bu sayının 2009 yılına göre yüzde 55 daha büyüyerek 270 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Bu denli büyük bir hacimdeki üretimin yapıldığı ve satışları hızla büyüyen bir endüstride fikri mülkiyetin korunması da son derece zor oluyor.
Akıllı telefonlar artık sadece bir cep telefonu olmaktan çıkarak bilgisayar, kamera gibi çeşitli işlevleri olan bir ürüne dönüşürken değişik endüstrilerin çoğu patentli olan teknolojilerini de içeriyor. Bu karmaşık durumda mahkeme ve avukatlar tarafından hangi parçanın patentine kimin sahip olduğunu saptamak uzun bir süre alıyor.
Değişik endüstrilerin aynı odak noktasına yönelerek birbirine yaklaşması kültür çakışmasına yol açıyor. Bu durum karşısında mobil telefon üreticilerinin çoğu zaman fikri mülkiyet konusunda bir kulüp gibi hareket ettikleri görülüyor. Örneğin, yeni nesil ağlar için yeni teknik standartlar oluşturan bu üreticiler aralarında anlaşarak makul koşullar ile bu standartlar için lisans veya patent değiş tokuşu yapabiliyorlar.
Böyle bir toplu davranışa alışık olmayan ve katılmayan Apple ise akıllı telefon endüstrisinde açılan ilk büyük davada davalı durumda oldu. Bir yıl önce Nokia iPhone’nın içinde kullanılan önemli parçaların patentlerinin kendisine ait olduğu gerekçesi ile Apple aleyhine dava açarken Apple da birkaç ay sonra aynı şekilde Nokia’nın da akılı telefonlarında iPhone’nın bazı özelliklerini kopyaladığı suçlaması ile karşı dava açtı. Bu davalara açıldıklarından bu yana tarafların yeni suçlama eklemeleri sürüyor.
Akıllı telefon pazarında rekabet sadece bireysel ürün bazında olmayıp tüm platform ve işletim sistemlerini de kapsıyor. Kodak Apple’a kamera için dava açarken Nokia Apple’a donanım için, Apple HTC’ya kullanıcı arayüzü, HTC de Apple’a gene başka bir kullanıcı arayüzü, Oracle Google’a Android’ın Java’yı kullandığı ve Microsoft da Motorola’ya yazılım için dava açmış bulunuyorlar. Bütün bu davaların ve bundan böyle açılacak davaların sonuçlanmasının uzun sürece alacağı bekleniyor. Öte yandan 2011 yılında 55 milyon dolayında satılması beklenen tablet bilgisayarlar ile patent davalarının sayısı da doğal olarak artacak. Uzmanlarca yapılan bir araştırmaya göre akıllı telefon üreticilerinin ödeme yapmaları gereken patentlerin toplam sayısı 200’e yaklaşıyor. Patent ücretleri de satış fiyatının yüzde 15 ile 20’i arasında değişmekte olup bu miktar donanım maliyetinin yarısına yaklaşıyor.
Patent davalarının bugünkü yoğunluğunun sürmesi halinde bilgi teknolojisi endüstrisindeki antitröst davalarında olduğu gibi akıllı telefon üreticilerinin üzerinde ciddi bir baskı oluşacağı açıkça görülüyor. Bu işten en karlı çıkacak olanlar ise bu tür davalarda uzmanlaşmış avukatlar olacak.