DHL Express 2050’ye hazırlanıyor!
Birçok yeni teknolojinin ilk uygulandığı ve test edildiği sektörlerden bir tanesi de lojistik olurken, DHL Express de yeni teknolojilerle geleceğe hazırlanıyor.
Her geçen gün gelişimini sürdüren lojistik sektörünün bu gelişiminde bilişim teknolojileri önemli bir rol üstleniyor. Her gün milyonlarca gönderi ülke içinde ve ülkeler arasında yolculuk ederken hem bu sürecin yönetimi hem de gönderi bilgilerine erişim için sürekli teknoloji yatırımı gerçekleştiriliyor. Lojistik sektöründe teknolojinin kullanımı ve şirket içinde gerçekleştirilen projeler konusunda DHL Express IT Direktörü Serdar Dilmen, sorularımızı yanıtladı:
Lojistik sektörünün gelişiminde bilişim teknolojilerinin rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz?
Lojistik sektörüne baktığımızda müşteri beklentilerinin başında fiziksel gönderilerin teslimatından önce gönderi bilgilerine her zaman ve her yerden ulaşabilmek geliyor. Günün sonunda gönderi ile beraber ona ait tüm bilgilerin de taşınmasının en önemli işlerimizden biri olduğunu söyleyebiliriz. Buna ilaveten işimizin doğası gereği hergün zamana karşı yarışıyor ve bu mücadele lojistik sektöründe her sabah yeniden başlıyor. Bu bağlamda verdiğimiz hizmetin kalitesi yanında hız bizim için en önemli öğelerden biri. O nedenle müşterilerimize vaat ettiğimiz hızlı teslimatı yerine getirebilmek için bilişim teknolojileri süreçlerimizin en önemli parçalarından birini oluşturuyor. Günümüzde konuşulan birçok yeni teknolojinin ilk uygulandığı veya test edildiği sektörlerden birinin lojistik sektörü olduğunu söylemek gerekir.
Bu doğrultuda DHL’in dünyadaki teknoloji yaklaşımları hakkında bilgi verebilir misiniz?
DHL, geleceğin lojistik uygulamalarını önceden görerek buna yönelik çalışmaları bugünden hayata geçirmek üzere tüm trendleri yakından takip ediyor. Bu çalışmaları yaparken de Almanya’da bulunan Inovasyon Merkezi’ne ilave olarak, en son Aralık 2015’de Singapur’da ikinci İnovasyon Merkezini hayata geçirdi. Bu yatırımlar DHL’in konuya verdiği önemi ortaya koyuyor. Bu merkezlerdeki çalışmaları 3 ana başlıkta toplayabiliriz. Günümüz çözümleri, trendler ve 2050 yılında lojistik sektörü nasıl olabilir vizyoner senaryoları. Parcelcopter 3.0 (İnsansız Hava aracı), Vision Picking (Akıllı Gözlükler), Effi-Boat bu çözümlerden bazıları. Bunlar sadece birkaç örnek olarak karşımıza çıkıyor. Bunların yanında StreetScooter projesi ile yeşil lojistik alanında da liderlik ediyoruz. Ayrıca kendi yatırımlarımız olan e-ticaret siteleri ile de pazarda farklı bir noktaya gelmeye çalışıyoruz.
DHL Türkiye, bu kapsamda ne tür yeni projelere imza atmayı planlıyor?
DHL Türkiye olarak global ofisimiz tarafından hayata geçirilen bu çalışmaları yakından takip ediyor ve iç pazarın dinamiklerine göre zenginleştirmeye çalışıyoruz. Yakın gelecekte yukarıda bahsi geçen teknolojilerin birçoğunu burada da uygulamaya almayı planlıyoruz. Bu bağlamda üçüncü havalimanı için 135 milyon avroluk bir yatırım planımız var ve şu an DHL’deki en büyük yatırımlardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Bu proje kapsamında havalimanındaki tüm tesislerimizin ve özellikle antrepo alanlarımızın dünyadaki diğer DHL ülkelerine baktığımızda en modern ve teknolojik tesis olmasını planlıyoruz. Bu kapsamda kurulacak ayrıştırma sistemleri de projenin önemli bir kısmını oluşturuyor. Bunların yanında B2C pazarının giderek büyümesi üzerine müşterilerimize yönelik yeni mobil uygulamalarımızı ve saha ekiplerimizin süreçlerini hızlandıracak yeni el terminalleri ve yazılımlarını 2018 başı ile hayata almayı planlıyoruz.
DHL Türkiye’de geliştirilmiş ve yurtdışına örnek olmuş projeleriniz neler?
Daha önce belirttiğim gibi yerel pazarın dinamikleri ve müşteri beklentilerine göre DHL Türkiye olarak biz de trendleri yakından takip ediyoruz. Bu bağlamda cep telefonlarında kullanılan “Gönderi İzleme Takip” mobil uygulamasını ilk geliştiren ülkelerden biri olduk. Bununla beraber çağrı merkezimiz için geliştirilen dashboard raporlama çözümleri grup içinde örnek uygulama olarak gösterildi. Yine finans ve gümrük tarafında müşterilerimiz için geliştirdiğimiz online self-servis çözümler global uygulamaların geliştirilmesine öncelik etti diyebiliriz.
Bir teknoloji lideri olarak, şirketinizdeki diğer birim yöneticileri ile nasıl bir iletişim ve işbirliği içindesiniz, birlikte nasıl ne tür yeni projeler oluşturuyorsunuz?
Günümüz iş dünyasına baktığımızda en kritik konu müşteri ihtiyaçlarının çok iyi anlaşılması olarak öne çıkıyor. Bu yönden baktığımızda teknoloji liderleri olarak, bizlerin de diğer birimlerin süreçlerini ve ihtiyaçlarını çok yakından takip ediyor olmamız gerekiyor. Teknoloji liderleri olarak teknoloji trendlerini sosyal ve iş dünyası trendleri ile harmanlamak günün sonunda şirketlerimiz için katma değer yaratacaktır diye düşünüyorum. Bu noktada da diğer birimlerin en iyi kaynak olduğu görülüyor. Bu kaynaktan en iyi şeklide yararlanabilmek için de diğer birimlere yakın durmak ve iyi bir iletişim içinde olmak çok önemli. DHL içinde düzenli aralıklarla yapılan cross-departmental toplantılar, diğer yöneticilerle yapılan bire bir görüşmeler ve yönetim toplantıları normal sürecin bir parçası olarak devam ediyor. Bunun yanında DHL içinde uyguladığımız devamlı gelişim programımız First Choice sayesinde de şirket içindeki süreçlerin her gün bir adım daha geliştirilmesi için yapılan çalışmalar bu iletişimi bir üst seviyeye çıkarıyor. Teknoloji liderleri olarak burada yaptığımız süreç geliştirme projeleri ve süreç gözlemleme ziyaretleri ile vaktimizin önemli bir kısmını sahada iş birimlerinin yanında geçirerek süreçleri yerinde gözlemliyoruz.
Lojistik alanındaki yeni çözümler
Parcelcopter 3.0 (İnsansız Hava aracı): DHL Drone taşımacılık hizmetini gündemine alan ilk uluslararası express şirketi. İlk jenerasyonu 2013 yılından bu yana Almanya’nın zor ulaşılan kırsal bölgelerinde teslimat için kullanılan Parcelcopter’in 3. jenerasyonu 2016 yılında Almanya’nın dağlık bölgesinde toplama ve teslimat yapabilir hale getirildi.
Vision Picking (Akıllı Gözlükler): Normal şartlarda depo çalışanları istenen ürünleri bulmak için el terminallerini veya toplama listelerini kullanıyorlar. Şu an yapılan pilot çalışmalarda ise bu işler için akıllı gözlükler kullanılıyor. İhtiyaç duyulan tüm bilgileri detaylarıyla beraber çalışan kendi retinasında görebiliyor. Bu şekilde siparişin olduğu yere kolaylıkla ulaşabiliyor ve gözlük sayesinde iki elini de rahatlıkla kullanıyor.
Effi-Boat: Yine depolardaki operasyonu daha hızlı ve verimli hale getirebilmek için geliştirilmiş bir çözüm. Görevliyi takip eden aracın içine sipariş edilen gönderiler ilgili raflardan alınarak yerleştiriliyor. Araç dolduğunda bir komut yardımıyla araç boşaltım noktasına gidip daha sonar tekrar görevlinin yanına dönüyor. Yukarıdaki yararların yanında en önemli artılardan biri de çalışan sağlığının korunması.