Eğlencenin geleceğine etkileşim damgasını vuracak
Teknoloji geliştikçe ve bu teknolojilerin sunduğu olanaklara bağlı olarak üretilen içerik çeşitlendikçe..Teknoloji geliştikçe ve bu teknolojilerin sunduğu olanaklara bağlı olarak üretilen içerik çeşitlendikçe, çağdaş yaşamın eğlence anlayışı da bir dönüşüm içine girdi. Günümüzde insanların en çok keyif aldıkları aktiviteleri sıralamaları istendiğinde aile ve arkadaşları ziyaretin hemen ardından televizyon izlemek, internette gezinmek, bilgisayar oyunu oynamak, telefonla görüşmek gibi aktivitelerin gelmesi, teknolojinin hepimizi çepeçevre sardığının bir kanıtı. Ev başına düşen televizyon sayısı ikiyi bile çoktan geçti, çoğu evde üçe doğru ilerliyor. Bir zamanlar ahşap mobilyaların içine gömülen televizyonlar kağıt gibi incelip devleşti. Beceri ve kapasitesi sürekli artan bilgisayarlar gittiğiniz her yerde size eşlik etmeye başladı. Hiç tanımadığınız kişilerle doğrudan kurmak, içeriğe ulaşmak ve kendinizi ifade etmek dünya üzerinde daha önce hiç olmadığı kadar kolay hale geldi.
MOBİL iletişimin hızla yaygınlaşmasına paralel olarak mobil cihazların becerilerinin giderek artması, mobil platformu günümüzde içeriğin en yoğun olarak tüketildiği platformlar haline getirdi. Gelecekte de bu eğilimin hızla artacağı ve yakın bir zamanda mobil cihazlar üzerinden gerçekleştirilen bilgi erişiminin, geleneksel yöntemlere kıyasla çok daha fazla ön plana çıkacağı öngörülüyor. 3G ve 4G gibi iletişim teknolojilerinin hızla yaygınlaşması ve bunların tüketiciler tarafından yoğun bir taleple karşılanması, bu ilginin en büyük göstergelerinden biri olarak kabul ediliyor.
KİŞİSEL bilgisayarların gelişmesine paralel olarak yaşanan gelişmeler, kullanıcılar açısından birçok avantajı beraberinde getirdi. Ekran çözünürlükleri artarak ekranlar netleşti, ağırlık 1 kilonun altına kadar geriledi, pil ömrü tüm bir çalışma gününü kaplayacak kadar uzadı. Hatta son zamanlarda 3G teknolojisinin yaygınlaşmasıyla, mobil iletişim ve güçlü bilgiişlem altyapısı kolayca taşınabilen ve rahatça kullanılan dizüstü platformunda bir araya geldi.
Kişisel bilgisayarlar konusunda, özellikle de dizüstü bilgisayarlarda teknoloji artık ergonomi konusunda belli bir sınıra dayanmış vaziyette. Bundan sonrası için söz konusu olan gelişmeler, daha çok bilgi işlem gücünü artırmaya veya küçük alanda daha fazla bilgi göstermeye yönelik olarak dikkat çekiyor.
Öncelikle yakın zamanda mobil cihazların faydalanması düşünülen katlanabilir ekranlar, şüphesiz taşınabilir bilgisayarların tasarımını da değiştirecek ve bambaşka fikirlerin uygulanabilmesinin önünü açacak.
Bilgi işlem kapasitesini artırma konusunda her ne kadar silikon yongaları geliştirme yolundaki çabalar devam etse de, asıl sıçramanın organik, optik veya kuantum bilgiişlem teknolojilerinin uygulanabilir hale gelmesiyle yaşanacağı öngörülüyor.
Yavaş yavaş sınırlarına yaklaşan silikon yongaların yerini alacak ve performans çıtasını bir anda şimdikiyle kıyas kabul etmeyecek noktalara yükseltilecek bu teknolojileri gündeme almak için, dünyanın dört bir yanından araştırmacılar ve dev şirketler yoğun bir çaba gösteriyor.
UZUN zamandır ses ve görüntü iyileştirme teknolojileri üzerine yoğunlaşan oyun endüstrisi, son zamanlarda oyun deneyimini zenginleştirmek için hareketleri de oyunun parçası haline getirme eğiliminde. Hatta önümüzdeki yıl içinde sadece elinizde tuttuğunuz kontrolcülerin havadaki hareketini takip etmekten öte, tüm vücut hareketlerinizi izleyerek oyuna uyarlayan teknolojiler de piyasaya çıkacak. Bunun yanında, ses ve görüntü konusundaki gelişime paralel olarak 5 duyunun tamamını oyunun bir parçası haline getirebilmek, oyunlara dair gelecek vizyonunda önemli bir yer tutuyor. Halihazırda milyonlarca oyuncunun içinde yaşadığı etkileşimli devasa dünyalar, sanal gerçeklik yardımıyla oyuncuyu tıpkı gerçek bir dünyanın içindeymişçesine çepeçevre saracak. Oyun oynarken baktığınız her yönde oyuna dair manzaraları görmenin yanında ayaklarınızın altında ezilen çimenin kokusunu duyacak, tuttuğunuz ağaç dalının sertliğini hissedeceksiniz.
Özellikle telekom alanındaki fikirleriyle bilinen İngiliz fütürist Ian Pearson’un eğlencenin geleceğine dair oldukça ilginç öngörüleri var. Pearson’a göre yaşanacak gelişmeler, 2040 yılına kadar bizi Matrix filminde gördüğümüz şeylere adım yaklaştıracak. Bakın nasıl:
2015
Televizyon, bilgisayar ve iletişime dair tüm ihtiyaçlarınız, duvara asılabilen ve 3 boyutlu görüntü sağlayabilen dev ekranlarda bütünleşerek zevkinize ve ihtiyacınıza uygun şekilde sunulacak. Ekran kullanılmadığında orman, mavi gökyüzü, sahil gibi manzaralar eşliğinde oturma alanınıza farklı bir hava katmak için kullanılabilecek.
2020
Aktif kontak lenslere uyarlanan nano ölçekli ekranlarla televizyon yayınları, internet, telefon görüşmeleri ve çevrenize dair bilmek istediğiniz herşey doğrudan retinanıza taşınacak. Kontrol başlangıçta kablosuz araçlarla, sonrasındaysa düşünce gücüyle sağlanacak. Görüntüleme işi istendiğinde göz kapalıyken de gerçekleştirilebilecek.
2030
Mikroskobik boyutlu nanobotlar beyninizle doğrudan iletişim kurarak, düşünceleriniz üzerinden gerçeğinden ayırt edilemeyen deneyimler yaşamanızı sağlayacak. Düşüncelerinizdeki her şey, sanki çevrenizde olup biten gerçekliklermiş gibi algılanacak. Program sesli komutlarla çalıştırılıp sonlandırılabilecek.
2040
Yazar Raymond Kurzweil’e göre insan beyni ve makinelere özgü yapay zeka bütünleşecek. Tıpkı Matrix’te olduğu gibi yepyeni dünyalar hayal etmek ve içinde yaşamak mümkün olacak. Kapsamlı bir dünyayı beyinde canlandırmak, ancak çok kapsamlı bir bilgiişlem kapasitesi sayesinde mümkün olabilecek.
Peki bütün bunlar
gerçekten mümkün mü? Belki Pearson zaman konusundaki tahminlerinde biraz iyimser davranmış olabilir, yine de uzmanlar tüm bunları gerçeğe dönüştürmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Örneğin HP ve Nantero gibi şirketler geniş kapasiteli bellek sistemleri üzerinde çalışırken, Allen Brain nöronların teknolojiyle nasıl etkileştiğini ortaya koyma peşinde.
Belki bu arada birileri biyolojik veya kuantum tabanlı bilgiişlemin sırrını çözebilirse, bazı süreçler hayal bile edemeyeceğimiz kadar hızlanabilir. Kimbilir…
GÜNÜMÜZDE içerik paylaşım modelleri ve sunulan içeriklerin niteliği büyük bir değişim yaşıyor. Bir zamanlar gelir modelinin merkezinde yer alan içerik, sayısal dünyanın nimetleriyle kolayca kopyalanabilen ve paylaşılabilen bir biçime dönüştükçe doğrudan gelir yaratma potansiyeli önemli ölçüde azalıyor. Diğer yandan içerik üretmenin ve paylaşımının alabildiğine kolaylaşması, alternatifler arasından sıyrılmak için daha fazla çabayı gerektiriyor. Bunun için içerik paylaşımına dair geleceğe yönelik modeller arasında içeriği farklılaştırarak, süzerek ve gerekirse özetleyerek daha da özgün ve kolayca hazmedilebilir hale getirmek, sosyal tabanlı içerik paylaşımı sunan yapılar üzerinden aynı tarz beğeniye sahip kullanıcılar arasında köprüler oluşturarak içeriğin keşfini kolaylaştırmak, kopyalanabilen içeriği bedavaya sunarken bunun yanında kopyalanamaz değerler yaratıp pazarlamak ve IPTV benzeri yaklaşımlarla etkileşimi doğrudan yayının bir parçası haline getirmek büyük önem kazanacak.
Diğer yandan son zamanlarda hızla yayılan sosyal mecralar da, hayatın içinde önemli bir yer edinme yolunda hızla ilerleyen yapılar olarak dikkat çekiyor. Bu mecralar gelecekte gerçek kimliğimizin bir parçası haline gelecek. Farklı sosyal mecralar arasında dağılan profiller ortak platformlarda birleşip sanal dünyadaki evrensel varlığımıza dönüşürken, sosyal grafiğimiz tanıdığımız insanlardan öte onların üzerinde oluşturabildiğimiz etkiyle nitelendirilecek. Markaların sosyal mecra üzerinde oluşturdukları etki de pazarlamanın başarısında en ön planda tutulan kriterler arasında yer alacak.
TEKNOLOJİNİN ses ve görüntü konusunda sağladığı gelişmeler, günümüzde bir sinema veya konser salonuyla kıyaslanabilecek bir eğlence deneyimini evlere taşıma olanağı sunuyor. HD çözünürlük kalitesine sahip dev ekranlar, çevresel ses teknolojileri, geniş frekans aralıklarına sahip üst düzey ses üreteçleri sayesinde bugün görüntü ve sesi gerçeğe en yakın haliyle oturma odalarımıza konuk edebiliyoruz. Üstelik ev eğlence sistemini oluşan bileşenler, internet dahil tüm mecralardan gelen içeriği kullanıcıya sunmak için kapsamlı ve bütünleşik bir platform ortaya koyuyor. Oyun konsollarının Blu-ray oynatıcı olarak kullanıldığı, bir parmaktan daha ince televizyonların internete bağlanabildiği, merkezdeki ses sisteminizin evin diğer odalarındaki uydu ünitelerine müzik taşıdığı, bilgisayarınızdaki medya oynatıcıdan yayınlanan içeriğin ev ağı üzerinden DVD oynatıcınız yardımıyla televizyona aktarılabildiği bir dönemde yaşıyoruz.
sıradan teknolojiler haline dönüşecek.