Dijital dönüşüm Türkiye için fırsatlar sunuyor
Gelişmekte olan ülkeler için dijital dönüşümde tren kaçmadığı gibi, sıfırdan ama doğru yatırımları yaparak pazarda çok hızlı şekilde öncü oyuncuya dönüşmek mümkün.
Dell EMC Forum 2017’nin ana konuşmacısı olan Dell EMC Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’dan Sorumlu Sistem Mühendisliği Başkan Yardımcısı Bertrand LaLanne, Dell EMC birleşmesini ve sağladığı faydalara dikkat çekerken, dijital dönüşümü tamamlamanın ipuçlarını sohbetimizde paylaştı:
Yeni şirket, birinci yılını doldurdu. Nasıl bir tablo çıktı bu bir yılın sonunda?
67 milyar dolarlık bir anlaşma sonucunda teknoloji dünyasının en büyük birleşmesinden söz ediyoruz. İki büyük organizasyon bir araya geldi. Önümüzde birçok zorluk vardı ama Şubat ayında başlayan finansal yılın ilk yarısında gelir beklentilerinin üzerine çıkmayı başardık. 2017’nin ilk yarısında iki şirketin ortak müşteri portföyünün de getirdiği avantajla sunucu, depolama, istemci ve CI çözümlerinde önceki oranları neredeyse ikiye katlayacak gelir artışı yaşandı. Şu anda 180 ülkede 138 bin çalışanla üretim zincirimizi bir araya getirdik. 25’ten fazla üretim noktası, 40’dan fazla dağıtım merkezi, bin 800 servis merkezi ile saniyede 2.5 ürün ihracatı gerçekleştiren hale geldik.
Ürün portföyünde nasıl değişiklikler oldu?
Birleşme ile birlikte ürün portföyümüzü uçtan uca hizmet verecek şekilde tamamladık. EMC’nin portföyü daha çok depolama, veri koruma, yakınsanmış ve hiper yakınsanmış altyapılardan oluşuyordu. Dell’in ise bireysel, sunucular ve ağ konularında gelişmiş bir portföyü vardı. Hepsi bir araya geldiğinde şirket içerisinde çok önemli bir öğrenme süreci de başladı. EMC’nin kurumsal müşterilerdeki başarısıyla Dell’in kamu, KOBİ’ler ve tüketicilerle birlikte orta segmentteki tecrübesi bir araya geldi. 2017’nin ilk yarısında Dell EMC’de iki şirketin ortak müşteri portföyünün de getirdiği avantajla sunucu, depolama, istemci ve CI çözümlerinde önceki oranları neredeyse ikiye katlayacak gelir artışı yaşandı. Birleşmeden yalnızca 27 gün sonra şirketin ilk entegre ürünü ScaleIO Ready Node ortaya çıktı. İlk yılımızda iki ayrı satış ekibi bir araya gelerek 35 milyar dolarlık Dell Technologies kanalını oluşturdu. 2017’nin ilk yarısında 10 bin yeni müşteri eklendi.
Forum kapsamında sunumunuzda “dijital dönüşüm”den bahsettiniz. Dijital dönüşüm ile nasıl bir gelecek öngörüyorsunuz?
Dell EMC olarak işletmelerin çoğunun, bugün dijital olarak dönüşmeye başlamazlarsa yakın gelecekte zorlanacağını biliyoruz. Günümüzün tüketicileri, satın alırken ya da bir hizmet kullanırken farklı yollar kullanıyorlar. UBER ve Nest gibi yüzlerce örnek verebileceğimiz yeni iş modelleri ortaya çıkıyor. Biz işletmelerin dijital olarak dönüşmelerini sağlayacak tüm altyapıyı sağlamak üzere hizmet veriyoruz. BT’lerini dönüştürmeleri, iş güçlerini dönüştürmeleri, güvenliğe ve bilgiye bakış açılarını dönüştürmeleri için çalışıyoruz. Yaptığımız araştırmalar gösteriyor ki, dijital dönüşümünü tamamlayan şirketler; yeni projelerde 3 kat önde gidiyor, bütçelerinin yüzde 33 daha fazlasını inovasyona ayırabiliyor, gelir hedeflerini 2 kat daha fazla artırıyor.
Gelişmiş ülkeler ile bu bölgenin dijital dönüşümdeki farkı nedir?
En önemli fark; var olan sistemler. Eğer var olan bir veri merkezi, BT operasyonu ve altyapı yatırımınız varsa, dijital dönüşüm çok daha zor olabiliyor. Çünkü var olan veri merkezinin verimini artırmak için çabalamak gerekiyor. Oysa, eğer Ortadoğu’da, İskandinavya’da ya da Türkiye gibi gelişmekte olan bir ülkedeyseniz, dijital dönüşümü gerçekleştirmek çok daha kolay. Zira henüz çok BT yatırımları yapılmamış oluyor ve yeni sistemlerle adapte olmak çok daha hızlı gerçekleşebiliyor. Örneğin; Finlandiya’daki telekom pazarını, 1980’lerdeki Nokia’nın yükselişini ele alalım. Büyük bir ülke olmak ve zorlu iklim koşulları nedeniyle hiçbir kablo yatırımı yapmadan, sıfırdan kablosuz iletişime geçtiler. Bu da kısa sürede pazarda öncü olmalarını sağladı. Aslında benzer bir durumu şu anda görüyoruz. Eğer sıfırdan doğru yatırım yapılırsa, o pazarda önemli bir oyuncu haline gelmek mümkün. Türkiye, bölgenin en dinamik pazarlarının başında. Çok gelişmiş çözümlerimiz önemli müşterilerimiz tarafından kullanılıyor. Türkiye; büyüklüğü, büyüme hızı ve stabil yapısı ile çok ilgi çekici gelişmekte olan bir pazar. Bu pazarda dijital dönüşümü tamamlamak ya da sıfırdan yatırım yaparak hem yerel hem bölgesel dijital pazarda önemli bir oyuncu haline gelmek mümkün.
Peki dijital dönüşüme nereden başlamak gerekiyor?
İşletmeler öncelikle dört adım atmalılar. Birincisi; dijital stratejinizi belirleyin. Sizi stratejik olarak öne çıkaracak, pazarda daha iyi yer almanızı sağlayacak hangi ürün ve hizmetleri almanız gerektiğine bakın. Bu strateji, işletmeden işletmeye farklılık gösterir, bunu da unutmayın. İkincisi; BT’nizi modernize edin. Var olan altyapınızı sadeleştirin. Yakınsanmış altyapılar ile daha hızlı kurulum sağlayarak ilerleyebilirsiniz. Uygulama geliştirmeye odaklanın. Üçüncü olarak; işgücünüzü modernize edin. İş gücünün verimliliğini ve kabiliyetini artırın. Doğru iş için doğru cihazı belirlerken, ürün yaşam döngüsünü sadeleştirmeyi de unutmayın. Dördüncü gereklilik ise güvenlik dönüşümü. Bir iş ortağı ile birlikte en gelişmiş bileşen seviyesinde güvenliğin sağlanması ve gerekli uyum sürecinin başarıyla tamamlanması gerek. Biz de tüm bu dönüşüm sürecinde şirketlere yardımcı olabiliyoruz.
İşletmeler neden hibrit bulutu tercih ediyor?
Genel buluttan hizmet olarak alınabilen teknolojilerin yanı sıra özel bulutun sahip olma ve güvenilirlik avantajları bir arada alınmak isteniyor. Elbette işletmelerin ihtiyaçlarına ve uygulamalarına göre tercih edecekleri bulut bilişim platformları değişebiliyor. Yine de, günün sonunda maliyetlerin en düşük seviyede kaldığı, performansın en üst seviyede tutulduğu, istenildiğinde kapasite değişikliği yapılabilen esnek çözümler isteniyor.
Hibrit bulut çözümlerinin işletmeler tarafından tercih edilmesi Dell EMC gibi üreticilerin işine mi geliyor, yoksa onları zorda mı bırakıyor?
Kesinlikle Dell EMC için kârlı bir iş ortaya çıkarıyor. Şirket içerisinde tutulan sistemler satın alındığında Dell EMC zaten hem sunucu hem depolamada endüstri lideri. Genel bulutta ise kendimizi iki şekilde konumlandırıyoruz: İlk olarak Amazon ile VMware üzerinden iş ortaklığı yapıyoruz. Böylece VMware müşterileri, iş yüklerini Amazon’a taşıyabiliyorlar. İkinci olarak ise tüm teknoloji ürünlerimizle bulut çözümlerinin baştan sona kurabiliyoruz. İster yazılım, depolama ister işlem gücü, hiper yakınsanmış bir ortam olsun, biz tüm bulut sağlayıcılara sistemlerini kuruyoruz. Ayrıca müşterilerimize de isterlerse hibrit bulut ortamları yaratabiliyoruz. Bu strateji son dönemde çok işe yaradı ve tüm ana alanlarda çok hızlı büyüme elde ettik.