“Bir devlet politikası olarak desteklenmemiz gerekiyor”
Ülkemizde deri sektörünün gelişimini ve son durumunu doğrudan sektörün içindeki oyunculardan biri olan Yücel Yılmaz’dan öğrendik.
İnsanlık neredeyse var olduğundan beri hayvan derisinden kendine kıyafet üretiyor. Bu konuda dünya çapında bilinen Türk dericiliğiyse son zamanlardaki çıkışının aksine daha fazla destek bekliyor. Sektörün önemli oyuncularından biri olan Kuzu Deri Yönetim Kurulu Başkanı Yücel Yılmaz’a konuyla ilgili sorularımızı yönelttik.
Son yıllarda deri sektöründeki gelişmeleri hem ülkemiz hem de sizin açınızdan değerlendirebilir misiniz?
Şirket olarak 2010 yılında yüzde 30, ülke olarak yüzde 15 ihracat rakamlarımızı artırdık. Son yıllarda dünyada da yukarı doğru giden bir eğilim yaşandığı görülüyor. Düşük fiyat ve son dönemde tasarımcıların gösterdiği ilginin de artması nedeniyle hazır giyimde doğrudan deri kullanılması piyasa hacmini artırdı. Türkiye’de görülen artışlara rağmen, dünyadaki artan bu pastadan yeterince pay alamadığımızı düşünüyorum.
Türkiye istediği payı neden alamadı?
Üretim maliyetlerinin yüksek olması ve kur politikalarının ihracat aleyhine gelişmesi en büyük sorun olarak önümüzde duruyor. Öte yandan ham deri fiyatlarının deri piyasasında yüzde 300 artması nedeniyle üreticiyi zor durumda bırakıyor. Bu nedenle şartlar böyle giderse 2011 yılında kötü senaryolar bizi bekliyor. Bu kadar maliyetlerin artarken fiyatların düşmesi nedeniyle üretim daha ucuz piyasalar olan Uzakdoğu pazarına kayacaktır. Özel ürünler geliştirerek fark yaratmaya çalışıyoruz ancak daha düşük fiyata satılan ürünle rekabet edilemediğinden belirleyici olamayız. Ne kadar Ar-Ge yapılırsa yapılsın fiyat hep önemli konuda yer alıyor.
Peki, Türkiye bu sektörde nasıl ivmelenir?
Türkiye’nin şu anda dünyada ayakta kalmasını sağlayan ürünse kürk süet olarak göze çarpıyor. Ancak şartlar öngörüldüğü gibi giderse o da sektöre ilaç olmayacaktır.
Kürk sektörü Türkiye için yeni bir sektör değil, bu tarihi değerin kaybedilmemesi gerekiyor. Türkiye’de düşük gibi görünse de deri sektöründe 1,2 milyar dolar ihracat rakamı bulunuyor. Bakıldığında hayvancılığın sadece yan ürünü olduğu için çok yüksek bir katma değer sağlıyor. Sektöre doğrudan devlet eli değmesi gerekiyor. Deri kültürünün ülkemizde yüksek olması nedeniyle yaptığımız yatırımlar sonucunda farklılaşabiliyoruz ancak maliyetlerin altından kalkmakta zorlanıyoruz. Geliştirdiğimiz Türk derileri açık ara dünyada bir numarada yer alıyor. Özellikle de Fransa ve Kuzey Avrupa’ya ihracatımız sürüyor. Ar-Ge çalışmaları nedeniyle havalar ısındığında da kullanılmak üzere çok ince, 2-3 mikron kalınlığında deriler ürettik. Sadece 175 gram ağırlığında deri üretmeyi başardık. Devlet işçilikler konusunda destekleyebilir. Dericiliğin çevreye de zarar vermemek için girdiği maliyetler sübvanse edilebilir. Ayrıca bürokratik işlemler nedeniyle önemli bir zaman kaybı yaşıyoruz. Bu konular öncelikli olmak üzere doğrudan devlet politikasına ihtiyaç duyuyoruz.