Yeni bir darbe türü: İnterneti “kesmek”
Geçen yılı Wikileaks ile kapatıp yeni yılı “Arap Baharı” ile açtık… Medyadan diplomasiye, şirketlerden hükümetlere hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının işareti Wikileaks ve Tunus’dan başlayarak, Mısır, Cezayir, Yemen, Ürdün, Suriye gibi otokratik Arap devletlerine yayılan devrim dalgası… Bu dönüşüm işaretlerinin her birinde internetin ve bilgi-iletişim teknolojilerinin güçlü bir mevcudiyeti var.
Tunus isyanının domino etkisi önce Mısır’ı vurdu. İnternet, Tunus’da olduğu gibi Mısır’da da, örgütlenme, eylem, iletişim ve küresel yayın aracı olarak yoğun bir biçimde kullanılıyor. Mısır Hükümeti, herkesi şaşırtarak, 27 Ocak – 2 Şubat 2010 tarihleri arasında, ülkenin internet erişimini kesti! Mısır, bir anda küresel ağda kara deliğe dönüştü. 2011, Arap Baharı’nın yanı sıra, internetin görece kısa tarihinde bir ilkin yaşandığı yıl olarak da anılacak.
Tüm internet, cep telefonu, sabit hatlar, her türlü veri ve ses iletişimi, yani denetlenemeyen uydu iletişimi dışındaki her şey kesildi! Bu, yeni türde bir “darbe” sayılmalı. Çünkü kesintinin iki nedeni var: ilki, milyonlara ulaşması beklenen protestocular arasındaki iletişimi kesmek; ikincisi ise Mısır’ı dünyadan kopararak isyanı sert bir şekilde bastırma serbestliği kazanmak. Nitekim sonradan, polisin yerini silahlı milislere bıraktığını, 300 protestocunun öldüğünü, binlercesinin yaralandığını, çok sayıda aktivistin tutuklandığını duyduk. Mısır hükümetine bu kesintide ve muhaliflerin izlenmesinde “yardımcı” olanın, Pentagon’la da çalışan “Narus” adlı bir ABD-İsrail şirketi olduğunu, özellikle “derin paket sorgulaması” (DPI), “gerçek zamanlı trafik istihbaratı” gibi teknolojileri Mısır’a sattığını da öğrendik.
İnternet ve ulusal ekonomiler arasındaki bağımlılık ilişkisi malum. Nitekim OECD zararın 90 milyon dolara ulaştığını tahmin etti. Demek ki karşımızda bu darbeye kalkışabilecek kadar umutsuz bir iktidar var. Ama bu çılgınlık da işe yaramadı. Mısırlılar, internet faks köprüleri, amatör radyo, uydu telefonlarıyla kurulup paylaşılan gayri merkezi ağlar gibi “eski” tekniklerle bu kesintiyi bile aştı. Hükümet sosyo-ekonomik baskıya dayanamadı. İnternet “normal”, yani ağır sansürlü haline geri döndü.
İletişim ve siyasetin yeni tartışma konularından biri de böylece gündemdeki yerini almış oldu.