Sağlığın gündemi ve gelecek öngörüleri Bilişim Zirvesi’10’da konuşuldu
Ekim ayında gerçekleştirilen Bilişim Zirvesi 2010’da e-sağlık ve telesağlık temalı düzenlenen oturum ve panellerde sağlık bilişiminin gündemi masaya yatırıldı, geleceğe dair öngörüler paylaşıldı.Bilişim Zirvesi’nin ikinci günündeki tematik konferanslardan biri de sağlık sektörü üstüneydi. E-Sağlık/ Tele-Sağlık Konferansı’nın sunuşunu yapan Tıp Bilişimi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Cenk Tezcan, sağlığın giderek birey odaklı olmaya başladığını ve kişiselleştiğini söylerken, bilişimin doktorların bir alternatifi değil, doktor ve hemşirelerin işini kolaylaştıran bir bileşen ve artık kullanımı zorunlu hale gelmeye başlayan bir ihtiyaç olduğunu vurguladı. Konferansta konuşma yapan Oracle Doğu Avrupa Sağlık Sektörü İş Geliştirme Direktörü Miroslav Koncar ise; sağlıkta maliyetlerin yükseldiğine, bu maliyetlerin önüne geçmek için bilişimden yararlanmak gerektiğine dikkat çekti. Avrupa e-sağlık pazarının 15 milyar avroya ulaştığını, EMEA Bölgesi’nde ise BT pazarının yüzde 6’sını e-sağlık yatırımları olduğunu söyledi. Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Dr. Ekrem Atbakan ise, son 8 yılda sağlık alanında gerçekleştirilen iyileştirmeler ve yenilikleri hatırlatırken, projelerin sonuçlarını alma dönemine girildiğini, evde sağlık hizmetlerinden elektronik reçete uygulamasına kadar birçok alanda ileriki bilişim zirvesi Ekim ayında gerçekleştirilen Bilişim Zirvesi 2010’da e-sağlık ve telesağlık temalı düzenlenen oturum ve panellerde sağlık bilişiminin gündemi masaya
yatırıldı, geleceğe dair öngörüler paylaşıldı.
Bilişimle sağlıkta bakım kalitesini yükseltmek
Zirvenin ikinci günü öğleden sonra da bir panel düzenlendi. Bilişimle sağlıkta bakım kalitesini yükseltmek amacıyla gerçekleştirilen panelin başkanlığını İstanbul Üniversitesi Hastaneleri Genel Direktörü Yrd.Doç.Dr. Haluk Özsarı yaparken, İstanbul Üniversitesi Bilgi İşlem Direktörü Dr. Yılmaz Keskindemirci, Tıbbi Görüntüleme Teşhis ve Tedavi Teknolojileri Derneği (TIPGÖRDER), Sağlık Bilgi Teknolojileri Çalışma Grubu Başkanı Dr. Alper Alsan, İstanbul Üniversitesi, Bakırköy Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatma Ay, Bayındır Hastaneleri Tıbbi Direktörü Genel Müdür Yardımcısı Doç.Dr. Yaman Zorlutuna da konuşmacı olarak yer aldı. Konuşmacıların sağlık sektörünün hemen her kesiminden olması panelde bilişimin sağlık sektörünün her alanına nasıl etki gösterdiğini ortaya koydu. Sağlıkta bakım kalitesi yükseltmenin yolu hastanın ihtiyaçlarının doğru zamanda, doğru yöntem ve uygun maliyetle karşılanmasından geçtiğini belirten Dr. Yılmaz Keskindemirci, internet kullanımıyla hasta ve yakınlarının da doktorlar kadar bilgilenebildiğini ifade etti. Bu sebeple beklentilerin de arttığını belirten Keskindemirci hizmet sunum standardizasyonu gerektiğini vurguladı. Keskindemirci konuşmasına şöyle devam etti: “İstanbul Üniversitesi’nin hastanelerinde de aynı standartları sunmak için teknolojik altyapıyı çalışmalarını sürdürüyoruz. Tam zamanlı kaynak oluşturarak hizmet kalitesini artırmak istiyoruz. Hasta durumlarını hekimlerin önüne hemen çıkarılabilmesini, hastaların dürüst sıralarla ameliyat olabilmesini, sayısal görüntüleme sistemlerini bütünleştiriyoruz. Bunun ardından da karar
aşamasında bilişimin etkisini ve ne denli bizleri rahatlattığını görüyoruz.”
Diğer panel konuşmacılarının aksine tıp doktoru olmayan Dr. Alper Alsan, TıpGörDer’i kısaca sektörün sorunlarını çözmeye çalışan bir dernek olarak tanımladı. Dernek bünyesinde yer
alan Sağlık Bilgi Teknolojileri Çalışma Grubu’nunsa özellikle bilinçlendirmek için kurulmuş bir ara birim olduğundan söz etti. Konuşmasında teletıbbın öneminden söz eden Alsan, teletıbbı şu şekilde tanımladı: “Tarafların aynı mekanlarda yer alamadığı durumlarda sağlık hizmetlerinin bilişim teknolojileri kullanımı aracılığı ile sunulmasıdır. Teletıp sağlık hizmetlerinin ulaşılabilirliğini artırıyor, hastaları bilgilendiriyor, hizmet eşitsizliğini azaltıyor, sağlık sistemi verimliliğini optimize ediyor.”
Teletıbbın getirdiği avantajları klinisyen, hasta ve topluma kazandırdığı avantajlar olarak gözlemleyen Alsan, farklı bakış açılarından çıkan sonuçlarda ölüm oranı azaldığını, hastaneye yatış sayısı ve yatış sürelerinde düşüş görüldüğünü, maliyetlerin düştüğünü ve ateşlenme gibi hastalıkların erken teşhisi yapılabildiğini belirtti. “Tablet bilgisayarlarla anında kayıtla sorunlar aşılabilir”
İstanbul Üniversitesi Bakırköy Sağlık Yüksekokulu Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Fatma Ay ise genel olarak hastanelerdekidüzensizlikten yakındı. Ay, kaliteli bir hizmetten anlaşılanın kısa
zamanda, en ucuza teşhis ve tamamen tedavinin yapılması gerektiğini ifade etti. Ay’a göre, elektronik hasta kayıt sistemleri etkili olmayan uygulamaların ayıklanmasını sağlıyor, maliyeti ve teşhis süresini azaltıyor. Yoğunluk sebebiyle hemşirelerin veri kayıtlarını mesai sonuna bırakarak ihmal edilebildiklerinden bahseden Ay, “Bu sorunu tablet bilgisayarları
kullanarak anında kayıt yapmak suretiyle aşabileceğimizi düşünüyoruz” dedi. Ay, oluşturulacak sistemin kayıt tutmasının yanında, hemşirelere yol göstermesini de istediklerini belirtirken, hemşire eğitiminin standart haline gelmemesinin de kalitede düşüşler yaşanmasına sebep olduğunu, teknolojiyle çalışanların uyumuna bakıldığında ileri yaş çalışanların teknofobik olduğunu gözlemlediklerini oluşturulacak sistemlerde menülerin daha basit olması gerektiğini düşündüklerini kaydetti. Sistemin özelleştirilmesi yoluyla farklılaştırılmasının
hastaneler arası bilgi akışını engellediğini savunan Ay, “Bu sebeple aynı işlemler farklı kurumlarda tekrar ediliyor. Bu da zaman kaybı yaratıyor. Belki bir havuz oluşturularak burada bilgi akışı sağlanabilir. Mevcut programlar hemşirelik işlevlerinin çoğunu karşılayamıyor. Yazılan programların geliştiricileri hemşireliği bilmediğinden programın kullanılması zorlaşıyor. Sistemler yönetimsel kararlara da yardımcı olmalı. Belki hizmete göre fiyatlandırma bile öneri olarak getirebilmelidir, bu sayede ortak bir standardizasyon sağlanabilir.
“Bilişimin yararlarının yanında hekimin hastaya dokunmayı unutmaması gerekiyor”
Panelin son konuşmacısı olarak söz alan Doç.Dr. Yaman Zorlutuna ise, etkin bir iletişim için klinik terminolojinin hazırlanması gerektiğini, hekimlerden veri akışının doğru gelmesi konusunda hassas davranılmasının önemini vurguladı. Farklı bilgilerin bütünleştirilmesi, güvenlik ve gizlilik gibi konuların teknolojik gelişmelerle önem kazandığını belirten Zorlutuna, ekip çalışmasıyla bilgi akışının arttığını ifade etti. Zorlutuna, teknolojiyle yine önem kazanan kavramlar ve avantajları bilgi depolama, anında erişim ve aradığını doğrudan bulabilme olarak sıraladı.
Bir dokunduk bin ah işittik
Sağlık sektörünün tüm kesimlerinden temsilcileri bulunca devletin ne sağlıkta bilişime nasıl bir katkısı olabileceğini sorduk, bir dokunup bin ah işittik. Amerika, 19 milyar dolar yatırdığı sayısal sisteme geçiş için, doktorlara da 40 bin dolar veriliyor. Peki, ülkemizde durum nasıl? Görüşler şu şekilde:
Keskindemirci: “İstanbul Üniversitesi olarak Sağlık Bakanlığı’nın ciddi uygulamaları olduğunu biliyoruz. Biz sadece SGK’dan payımızı zamanında ve düzenli almak istiyoruz”
Zorlutuna: “Devlet bilgi havuzu oluşturabilir, buradan her kuruma servis edebilir. Böylece bilgi kirliliği ortadan kalkar. Ayrıca devletin maliyetleri düşürmesi gerekiyor. Bu sayede ayakta kalınabilir.”
Ay: “Beklentimiz yüksek, kişinin kendine ait bilgilerin korunmasına ilişkin kanunların çıkarılmasını bekliyoruz. Sistemlerin kurulması için sadece ihalelerin alınması için kanun çıktı. İngiltere’de sadece 5 yazılım şirketi sağlık için yazılım üretebiliyor. Türkiye’de de bu denetimin gelişmesi gerekiyor. Her isteyen sağlık yazılımı üretebildiği için böyle hassas bir konuda sorunlar yaşayabilir.”
Alsan: “Devlet de hasta güvenliği ve ulaşılabilirliği açısından tam olarak karar verebilmiş değil. Uygulamaların denetimi yapılmalı ve ilgili mevzuatların çıkarılması gerekiyor. Devlet mevzuatları kısa sürede çıkarıp tarafları işin içine katmadan karar aldığında sorun yaşanabilir. Ancak her kesimin görüşleri alınarak bir mevzuat hazırlanabilir. Katılımcı bir süreç
ortaya konursa çok memnun oluruz.”
Özsarı: “Birlikte çalışılabilirliğin oluşturulması gerekiyor. Finansal, standart, teşvik ve denetim bir arada olursa, birlikte yapılırsa, bir arada çalışılırsa sonuç elde edilebilir.”