Sanal ortam
Yaşamımız giderek daha fazla internet odaklı olmakta. Artık 3G ile her yerde bağlantı olanağına kavuştuğumuzdan, en temel ihtiyaçları bile ancak internet katkısıyla karşılayacak bir noktaya gidiyoruz. Fakat, internet “vahşi” (yaban / el değmemiş) bir ortam. Buradaki teknolojik kuralların ötesinde sosyal kurallar konulması, ortamın düzenlenmesi, bu ortamı kullanan insanların, kendilerine karşı işlenecek suçlardan korunması gerek. İşte bu ihtiyacın ülkemizdeki karşılığı 5651 sayılı yasa. Ancak uygulama, başlarda, “düzenliyorum” derken, “yasaklıyorum” görüntüsü verdi.
TÜSİAD’ın, konusunda uzman hukukçulara hazırlattığı bir inceleme var: “Türkiye’de internet sitelerinin erişiminin engellenmesi…”. 5651 sayılı yasanın uygulaması üzerine bir hukuk dersi niteliğinde. Hukukçu olmayanın anlaması için bir kısım cümleleri tekrar okuması gerekiyor. Ama kapsamlı, sosyal yaşamı da ihmal etmeyen, bu bağlamda, kuralların yaşamı düzenleyici etkilerini irdeleyen. Umarım bu incelemeyi 5651 sayılı yasayı uygulayacak olan (hakim ve savcılar dahil) kişiler okur, anlar ve yasayı sosyal yaşam dengelerini gözeterek uygularlar.
Sanal ortamın bir başka sorunu da kaçak yazılım kullanma. “Yazılım Hareketi” adlı oluşum, lisanssız yazılım kullanılmasına karşı bir kampanya başlattı. Aslında ülkemiz insanı “yağmacı ve çapulcu” değil; ve elbette, ülkede kullanılan her yazılımın lisanslı olması hedeflenmeli. Ama kaçak yazılım kullananların neden böyle yaptıklarına da bakmak gerek. Sanayimizin büyük çoğunluğu KOBİ. Bunlar kullandıkları yazılımları, çoğu durumda süreksiz biçimde kullanıyorlar. “Ayda-yılda bir kere” kullanılacak bir yazılımı da bedelini ödeyerek satın alacak zenginlikten yoksunlar. Eğer internet üzerinden bir sunumcuya bağlanıp ihtiyaç duydukları yazılımı saatlik ücret ödeyerek kullanma olanağı olsaydı, eminim büyük çoğunluk öyle yapardı.
Yazılım Hareketi”’nin kampanyasına harcadığı para ile böyle bir hizmet kurulabilir, “yanlış yolu karalayan” değil, “olanak sağlayarak sorun çözen” olunabilirdi.