E-ticarette yüzde 97’lik mağaza müşterisini yakalamanın yolu omni-channel’dan geçiyor
Türkiye’de e-ticaretin toplam perakendeden aldığı payın yüzde 3,5 seviyesinde bulunduğuna dikkat çeken Positive Kurucu Ortakları Caner Istı ve Eren Dedeoğlu, e-ticareti tercih etmeyen yaklaşık yüzde 97’lik mağaza müşterilerine etkin bir biçimde ulaşabilmenin ipuçlarını verdiler. Istı ve Dedeoğlu, “Markalar, e-ticaret sitelerini fiziksel mağazalarının rakibi gibi konumlandırmaktan ziyade bir bütün olarak değerlendirmeliler. Omni-channel mantığını merkeze alarak online ve offline dünyaları bir araya getirmek, bu sayede satışları artırmaktan metrekare verimliliğini optimize etmeye kadar birçok avantajdan yararlanmak mümkün” diye belirttiler.
Online perakendede 17,5 milyar TL’lik hacme ulaşan Türkiye e-ticaret sektörünün markaların ilgi odağında yer aldığını söyleyen Positive Kurucu Ortağı Eren Dedeoğlu, “Markaların bu kapsamdaki hedeflerinden biri de e-ticaret yapılarını kullanarak henüz sipariş vermemiş tüketicileri kendilerine çekebilmek. TÜBİSAD ve ETİD’in 2016 verilerine göre, dünya genelinde e-ticaretin toplam perakendeden aldığı pay yüzde 8,5 iken, bu oran Türkiye’de 3,5 seviyesinde bulunuyor. Dünya ortalamasını referans aldığımızda ülkemiz e-ticaret sektörünün potansiyelinin çok yüksek olduğuna işaret etmek isterim. Potansiyeli doğru kullanabilmek için, perakende alışverişlerinde e-ticareti tercih etmeyen yaklaşık yüzde 97’lik kesimi online alışverişe çekebilmek büyük bir öneme sahip” dedi.
Perakende markaları için en önemli nokta online ve offline dünyaları bir araya getirmek
Günümüze kadar olan süreçte, e-ticaret sektörünün Türkiye’deki büyümesinde öncülüğü sadece online dünyada varlıkları bulunan markaların yaptığına değinen Positive Kurucu Ortağı Caner Istı, “2018’den itibaren, geleneksel perakendecilerin dijital dönüşümlerini tamamlamaları ile birlikte e-ticaret sektörünün büyümesinin ivmeleneceği ve perakendenin aldığı payın artarak küresel ortalamaya yaklaşılacağı düşüncesindeyim. Bu dönüşümü en iyi şekilde gerçekleştirmek isteyen perakende markaları için en önemli nokta, e-ticaretin tek ve ayrı bir kanal olarak değerlendirilmemesi gerektiğidir. E-ticaret, başta fiziksel mağaza olmak üzere diğer kanalların tamamlayıcısı olarak görülmeli ve tüm uygulamalar online ile offline dünyaları bir araya getirmeyi benimseyen omni-channel yaklaşımı ile hayata geçirilmelidir” diye konuştu.
Mağazadan alan kullanıcılar zaten öncesinde online araştırmasını yapıyor
Fiziksel mağazadan alışveriş yapan tüketicilerin yüzde 90’ının satın almadan önce mutlaka internette araştırma yaptığına (Webrooming) dikkat çeken Caner Istı, bunun markalara önemli bir fırsat vadettiğinin altını çizdi: “Bu oran, tüketicilerin dijital dünyaya ne kadar yakın olduklarını ve online’ı kullanmaya ne denli yatkın olduklarını açıkça gösteriyor. Bu yatkınlığı etkin biçimde kullanmak isteyen perakende markaları, omni-channel yaklaşımlara yapacakları yatırımlar ile alışverişlerini mağazalarda tamamlayan %97 oranında tüketiciye bir adım daha yaklaşacaklar diyebiliriz. Dünyadan ve ülkemizden çıkan başarılı örneklere baktığımızda da, e-ticaret sitesini mağazalarla rekabet etmesi gereken bir şube gibi konumlandırmayan, aksine mevcut mağazalarına ek yetenekler kazandırmak için kullanan markaların dijitalleşen dünyada fark yaratıp rakiplerinden bir adım önde olduğunu görüyoruz.”
Positive’in 2005 yılından bu yana markaların dijitalleşme süreçlerini yöneterek kullanıcı deneyimi odaklı omni-channel teknoloji çözümleri geliştirdiğini söyleyen Eren Dedeoğlu, “Bu çerçevede, yapı marketten gıda perakendesine, tekstilden ayakkabı ve oyuncağa kadar geniş bir yelpazede birçok markanın omni-channel yaklaşımları merkezlerine almalarını sağlıyoruz. Yaptığımız projelerde mağazalarının / depolarının metrekare verimliliğini optimize ediyoruz. Markalar bu sayede maliyetlerini düşürürken, satışlarını ve kârlılıklarını yükseltiyorlar” dedi.