Kurumsal süreklilik BT yatırımlarının önceliği
Dijitalleşme sürecinde siber güvenlik konumunu pekiştirirken, yapay zeka da birçok sektörde giderek ön plana çıkacak.
Dijital hizmetler için iş devamlılığı, geçtiğimiz 10 yılda her yöneticinin odaklandığı bir nokta oldu. Büyük ölçekli şirketlerin sağladıkları tüm hizmetler artık dijital. ‘Arıza nedeniyle hizmet verememek’ ise kabul edilemez. Bu farkındalık, sanallaştırılmış altyapılar üzerinde çalışan yüksek erişilebilirliğe sahip tasarımları doğurdu. Ancak, Veeam Türkiye Ülke Müdürü Ozan İnan’ın da dikkat çektiği gibi, 2017’de dünyanın birçok yerinde meydana gelen doğal afetler veri merkezi tasarımının tek başına yeterli olmadığına dair endişeleri artırdı. “Bu endişe, yükleri devretme anında birden fazla veri merkezi üzerindeki “aktif-aktif” yapılandırma çalışması maliyetleriyle birleştiğinde, buluta kopyalamayı da katlanarak büyütecek” beklentisini dile getiren Ozan İnan’a göre, bulut her zaman, değişken yük hizmetleri için mükemmel yatırım kârlılığı sağlıyor ve felaket kurtarma konusu da istisna sayılmaz. İnan, bunun da 2018’de kritik iş ihtiyaçlarını karşılamak için bulut kopyalamasının dikey büyümesine yol açacağı beklentisini dile getirdi. Ozan İnan, ile kesintisizliğin gereklerini ve kurumsal farkındalığı konuştuk:
Otomasyon yapısı, bu farkındalığın neresinde?
Birçok kuruluş, bulut kopyalamanın bir uzantısı olarak kurtarma zamanı hedeflerinin (RTO), kurtarmanın düzenlenmesine ve otomasyonuna çok fazla bağlı olduğunu görecek. Verinin yedeklemesinin olması ya da veriyi bir bulut sağlayıcıya kopyalamak, asgari RTO’yu elde etmek için yeterli değil. Bu da ileriyi düşünen büyük ölçekli şirketlerin ve hizmet organizasyonlarının, iş erişilebilirliğinin vazgeçilmez bileşeni olan düzenleme ve otomasyona odaklanmalarına neden olacak. Bu test planları, veri kurtarma hazırlığının kanıtlanması için düzenli bir program dahilinde tasarlanacak, test edilecek, belgelendirilecek ve çalıştırılacak. Bununla birlikte veri kurtarma otomasyonu, 2018’de büyük uçurumdan yaygın kabullenmeye geçemeyecek.
Kesintisizlik için kurumsal BT altyapılarında entegrasyon nasıl bir öneme, hatta gerekliliğe sahip?
BT yöneticileri artık tek bir noktadan tüm çözümleri almak istiyor. Dolayısıyla sizin bütün çözümlere entegre olmanız ve bütün ortamlarda çalışabilmeniz gerek. Bu durum da bizi fiziksel ortamlarda da ihtiyaçlara cevap verecek çözümler sunmaya yöneltti. Veeam olarak öncelikli faaliyet alanımız sanallaştırma olmasına rağmen, 2016 yılının ikinci yarısından bu yana Ar-Ge çalışmalarımızı fiziksel ortama uygun çözümler geliştirmek üzere yoğunlaştırdık. 2016’nın son döneminde Linux tabanlı, 2017 yılında ise Windows tabanlı sunuculara yatırım yaparak, bir tedarikçiden bütün hizmetleri alacağınız bir sisteme döndük. Bu sayede sadece sanallaştırılmış ortamda değil, fiziksel ortamda da hizmet vermeye başladık. Diğer bir deyişle, sanal ortamda yedekleme, replikasyon ve iş sürekliliği çözümü sağlayıcısı olmaktan çıkıp, fiziksel, sanal ve bulut ortamında hizmet veren bir firma haline geldik. Şu anda merkezi yönetime bağlı bireylerin hepsi aynı anda hem Windows hem Linux platformunda, hem yönetim hem raporlama alanında faaliyet gösterir hale geldi. Bu bizim için önemli ve son derece gerekli bir Ar-Ge ve strateji değişimi demek.
Bu entegrasyon adına farklı şirketlerle işbirliklerine imza attınız. Bu işbirliklerine nelerin katılmasını ve bu işbirliği ekosisteminin nasıl gelişmesini bekliyorsunuz?
Tüm uygulamalar ve veri için en üst düzeyde erişilebilirlik ve veri koruma sunan aracısız bir çözüm sağlamak için çalışıyoruz. Bu tip işbirlikleri ile şirketlerin BT kurulumlarını hızlandırmalarına yardım ediyor ve BT yönetimini çarpıcı biçimde basitleştirirken işletmelerin yeni hizmet alanları kurması için çok daha çevik bir yol yaratıyoruz. Böylece ortak müşterilerimizin dijital dönüşüm stratejilerini geliştirirken, kafalarının da rahat olmasına yardımcı oluyoruz.
Gelecek dönemde de şirketlerin daha güvenli, sürekli erişimi olan, kesintinin minimum olduğu dijital platformlar için artan yatırımlarına paralel çalışmalar yürüteceğiz. Ar-Ge çalışmalarımızı sürdürerek, HPE, Dell/EMC, NetApp, Cisco, Microsoft, AWS, IBM, Exagrid, Lenovo, Nutanix, VMware gibi teknoloji üreticileriyle devam eden küresel çözüm ortaklıklarımızı geliştirmeye; ayrıca ülkemizde de Türk Telekom, Vodafone, Turkcell ve Turksat'ın yanı sıra 700’ün üzerinde yerel iş ortağımız ile şirketlere sanal, fiziksel ve bulut teknolojilerinde ileri çözümler sunmaya devam edeceğiz.
Kurumsal beklentilerde gerek 2018 yılı gerekse orta vade için nasıl bir gelişim bekliyor, bu döneme nasıl hazırlanıyorsunuz?
Siber tehlikelere karşı koruma önlemlerini en üst seviyeye ulaştıran şirketler artık iş sürekliliğine yöneliyor. Siber ataklara karşı alınan önlemlerin yanı sıra şirketler, kontrollü ya da kontrolsüz bir şekilde kesintiye uğradığı süreleri kısaltacak çözümleri değerlendirmeye başladılar. Kesintisiz iş yapması gereken firmaların stratejilerinde iş sürekliliği de ön plana çıkıyor. Dijital dünyada kritik değişiklikler oluyor. Otomasyon, üretim, havayolu gibi faaliyet alanlarında yapay zekanın, otonom akıllı cihazların ön plana çıktığı ve kesintisiz çalışmaya ihtiyaç duyan bir ekosistemin oluştuğunu görüyoruz. Dubai ve Singapur havalimanında olduğu gibi yapay zekaya sahip robotların destek verdiği, neredeyse bütün operasyonun insansız yürütülebildiği havalimanları gündeme gelmeye başladı. Aynı zamanda perakendede de değişiklikler oldu. Ne kadar ünlü ve başarılı bir marka olursa olsun, dijital katmanı iyi olmadıkça büyüme, sürekliliği koruyamama gerçeğiyle karşı karşıya kalıyor. Artık market alışverişini bile dijital medyayı kullanarak markete gitmeden yaptığımızı düşünürsek, teknolojiden faydalanmayan perakende markaları için dönüşüm kaçınılmaz oldu. Dolayısıyla dijitalleşme sürecinde siber güvenliğin iyice oturacağı bir yılın ardından, 2018’de yapay zekanın ön plana çıkacağı bir dönemin adımlarını atacağımızı söyleyebiliriz. Kısacası, hatanın ve kesintinin olmadığı, akıllı robotların ve robotik çözümlerin ön planda olduğu bir dönemin başlangıcındayız. Biz de kurumların işlerinin yürütülmesini sağlayacak veri ve sistemlerin erişilebilir olmasına odaklanıyoruz.