Güçlü bir işveren markası yaratmanız için 7 sebep!
Türkiye’deki yetenek kazanımına yenilikçi bir yaklaşım getiren online kariyer platformu Toptalent.co, günümüzde en iyi yetenekleri tanımlamak, onları şirkete çekmek ve şirkette tutmanın en güçlü yolunun işveren markasına yatırım yapmak olduğunu aktarıyor. Genç profesyonel ve yeni mezunları en iyi şirketlerle buluşturan Toptalent.co, şirketlerin daha fazla sayıda ve daha yetenekli adayı çekmesi, yeteneklerle etkileşim kurması ve işe alması için güçlü bir işveren markası yaratmalarına yol gösterecek pratik bir rehber yayımladı: “İşveren Markası Rehberi”
Career Builder’ın yaptığı araştırmaya göre güçlü bir işveren markası olan şirketler, aynı sektördeki rakip şirketlere göre yetenekleri çekmede 3,5 kat daha başarılı oluyor. Şirketi özel bir çalışma yerine çeviren değerleri ortaya çıkarmak ve vurgulamak, rekabetten ayrışmak ve şirketi insan odaklı hale getirmek en iyi yetenekleri kendine çekebilmek noktasında önemli bir rol oynuyor.
Bugünün yetenekleri sadece şirkete uygun muyum diye sormuyor, ilaveten şirket bana uygun mu sorusunu da soruyorlar. Şirketin kültürünü, birlikte çalışacağı insanları, şirket çevresini, kariyer basamaklarını ve her gün gidip geleceği işinin neye benzeyeceğini merak ediyorlar. Günün sonunda başvuru yapacağı şirketi seçerken, o şirketi ve kültürünü ne kadar anladığı ve sevdiğine göre başvuru yapıyorlar. Bu sebeple işveren markası bir lüks olmaktan çıkarak şirketler için bir ihtiyaç haline geliyor.
“İşveren Markası Rehberi”nde şirketlerin neden güçlü bir işveren markasına sahip olması gerektiği şöyle aktarılıyor:
1. Daha Yetenekli Adayları Çekme
Güçlü işveren markası olan şirketler yetenekleri daha az zaman ve maliyetle çekerler. Yetenekler şirketi ve değerlerini zaten bildiklerinden, kendisiyle şirket arasındaki uyumu hissederler. Tersi de doğrudur, iyi iletişimi yapılan işveren markası şirketle uyumlu olmayacak adayları uzak tutar, bu da ilgisiz adayları ayrıştırmak için harcanacak zamanı azaltır, tasarruf sağlar.
2. Daha Fazla Pasif Aday Çekme
Güçlü inşa edilmiş bir işveren markası aktif iş arayışında olmayan ancak ilerleyen dönemde yeni bir arayışa girecek adayları çekmekte de etkilidir. CLC (Corporate Leadership Council) tarafından yapılan global bir araştırmaya göre, etkili bir işveren markası olan şirketler daha geniş bir yetenek havuzuna sahip durumdalar. 90 Şirketten 58.000 kişiyle yapılan çalışmada, iyi yönetilen bir işveren markası olan şirketler işgücü havuzunun %60’ına erişebiliyorken yönetilmeyenlerde bu oran %40.
3. İşten Ayrılma Maliyetinde Düşüş
Mülakat ve işe alım sürecinde beklentileri doğru yönetmeyen şirketler, günün sonunda yüksek ayrılma oranlarının maliyetine katlanmak zorunda kalırlar. İşten ayrılan adayların %35’i neden olarak şirketin kendisini gösteriyorlar.
4. Daha Düşük İşe Alım Maliyeti
Adaylar, güçlü ve etkili şekilde iletişime taşınmış bir işveren markasına sahip şirketlere başvuru yapmayı daha öncelikli olarak düşünürler. Bu doğru yeteneğe erişmek için harcanan zaman anlamında ve iş ilanının iletişimi anlamında tasarruf anlamına geliyor.
5. Mutlu Çalışanlar
Çalışanlar kendilerini geliştirdikleri, katkılarının takdir edildiği, çabalarının görüldüğü şirketlerde daha mutlu ve verimli çalışırlar. Mutlu çalışanlar, mutlu ürünler ve hizmetler sunarlar ve bu mutluluk halkası son kullanıcıya (tüketiciye) kadar iner. Başarının bunları takip edeceğini söylemeye gerek dahi yok.
6. Şirket Fanatizmi
Şirketini ve işini seven çalışanlar bunu çevreleriyle de paylaşırlar. Mutlu çalışanlar hem ticari anlamda hem de şirkete yeni yetenekler kazandırma eşsiz araçlar olabilirler. Şirketi bilen çalışanlar, şirketin nasıl çalışanlar istediğini de bildiklerinden bu anlamda eşsiz aracılar olabilirler.
7. Asıl Önemlisi
İşveren markası gücüyle finansal performans arasında çok güçlü bir ilişki bulunuyor. Fortune’un yaptığı bir araştırmaya göre, çekici işveren markası olan şirketler, finansal olarak da öne çıkıyorlar. Soyut bir varlık olarak çalışanlarla kurulan güçlü bağlar, uzun vadede şirketin değer zincirinde net şekilde etkisini gösteriyor.