Fizik nasıl sevdirilir?
Fizik, bir televizyon dizisi nasıl olur? Bir fizikçi, uzayın hallerini nasıl anlatır? Millet, en çok izlenen (prime-time) saatte böyle bir diziye neden nasıl yapışır?
İngiliz BBC yapımı bir “olay”ı anlatmaya çalışıyorum. 43 yaşındaki fizik profesörü Brian Cox, geçen yıl Mart ayında hazırladığı “Güneş Sisteminin Harikalığı” dizisindeki popstar
cazibesiyle İngiltere’de
“fizik bilimine ilgiyi” artırdı. Bu, Daily Mail gazetesinin
bir saptaması:
Üniversitelerde fizik
bölümüne başvuru artışı yaşanmış. Teleskop satışlarında artış olmuş.
Brian Cox, tipik hımhım akademikçe konuşan, kimsenin anlamadığı
terimler ve sözcüklerle bir şeyler anlatmaya uğraşan
biri hiç değil: Genç.
Androjen denilecek bir tip. İnce. Buradaki resminde görüldüğü gibi. Ama evli, çocuklu, ciddi ve saygın bir bilim adamı. CERN’de de çalışıyor. Dizisini kendisi yazıyor. Sunuyor. Ülkenin kuzeyinden aksanı var.
Bu, elbette bir BBC dizisi: İki cümle söylesin diye onu Grand Canyon’a götürüyorlar. Sonraki dört cümleyi
Kuzey Kutbu’nda söylüyor. Bilişimin bütün grafik
katkıları bol bol. İzlenesi.
Brian Cox şimdi de
yine BBC’de “Uzayın Harikalığı” dizisine başladı.
Bu da yine olay oldu.
Çünkü dizide rock ve pop müzik kullanması ayrıca dikkat çekti. Burada amaç, bilimi popüler hale getirmek. Herkese sevdirmek.
Herkesin anlayacağı şekle sokmak. Bilimin sihir değil, akıl işi olduğunu göstermek. Bunun için, güncel ve
popüler kültüre uygun
her öğe kullanılıyor.
Her an değişen görüntüler
ve grafiklerle, ona eşlik
eden müzikle ve anlamlı bir senaryo ile her saniyeyi hakkıyla kullanarak… Bilgi Toplumu seyircisi
bunu talep ediyor çünkü.
Aksi takdirde seyretmez.