Davos gibi uluslararası platformlarda yokuz ve kaybediyoruz
Dünya Ekonomik Forumu’nun Davos zirvesi süregiderken, İstanbul’da bir panelde TÜSİAD Genel Sekreteri “dünyaya açılmayı” savunuyordu (http://bit.ly/2EAJ1AO) ama TÜSİAD Davos’da yoktu. Gerçi bireysel bağlamda ilişkiler geliştirmek için olsa gerek, Davos zirvesine katılan TÜSİAD üyesi şirket CEO’ları vardı. Demek ki, Türkiye’de raporlar yayınlayan, medya kanalıyla açıklamalar yapan TÜSİAD’ın bir STK olarak Davos’da küresel sorunlarla ilgili uluslararası standartlarda koyacağı bir katkı yoktu.
Hükümetten katılan bakanlar vardı. Başbakan yardımcısı Mehmet Şimşek ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi sadece iş dünyası temsilcileri ile düşük profilli bir sohbette Türkiye’yi anlatmakla yetindi (http://bit.ly/2G6yJ8B).
Bu yeni bir durum değil. Ne hükümet ne iş dünyası ne akademisyenler ne de sivil toplum kuruluşları küresel önemde konuların tartışıldığı uluslararası platformlarda herhangi bir katkı ortaya koyamıyor. Bu, ülkemizin uluslararası imajını olumsuz etkiler. Bunun ötesinde, katıldıkları toplantılardan Türkiye’ye toplumsal, ekonomik veya teknoloji konularında yararlı bilgi transferi de yapılmamış oluyor. Nitekim, Nihat Zeybekçi de bu durumu görmüş olmalı ki, Davos’da Türkiye’nin silik kaldığını kabullenip, gelecek sene daha güçlü bir katılım için gerekli çalışmaların yapılacağını açıkladı (http://bit.ly/2EyIBuF).
Ülke içinde iddialı açıklamalar yapanların, raporlar yayımlayanların, uluslararası platformlarda kayda değer bir söz edememesinden kaybımız sadece imaj ile ilgili değil. Örneğin, bu Davos zirvesinde, bir panelde Çin’in dev yatırımlarla desteklediği yeni İpek Yolu projesi de tartışıldı. Coğrafi konumu nedeniyle Türkiye’nin, İpek Yolu projesinde en önemli ülkelerden birisi olması gerekir. Nitekim, bu proje ile ilgili ülkemizde çok parlak ve iddialı açıklamalar yapıldı yıllar önce. Oysa, bilişim sektörünü de yakından ilgilendiren bu önemli proje üzerine Davos’daki panelde ne Türkiye’den katılan vardı ne de Türkiye’nin lafı geçti (http://bit.ly/2EXa0V1). Bu, hem bilişim sektörümüz hem de Türkiye için ciddi bir kayıptır.