Eski bildiklerimiz yenileniyor
Trump: “Duyduğuma göre bizim seçime karışmıyorsun.”
Putin: “Karışsam, ayıp olurdu.”
Dilimizde çok anlamlı bir atasözü var: Yedisinde neyse, yetmişinde o… Facebook ve diğer sosyal medya henüz 10 yaşında ama, “ne amaçla, nasıl bir iş modeliyle” kurulduysa, ona uygun davranmak zorunda. Yoksa, dükkanı kapatması lazım. Genetiği böyle. Aynı şey Cambridge Analytica için de doğru. Kuruluş ve işleyiş sistemi “öyle.” CA’nın işleri anlaşılalı bir yıl olmuştu. Bu bir yıldır, dünyayı izleyenler, CA ile Facebook’un flört öykülerini okudular, haber programlarında izlediler.
Taa geçen yıl Ağustos ayında, Trump’ın seçim kampanyasının dijital kısmını yöneten Theresa Hong, BBC muhabirine, “Facebook olmasaydı, seçimi kazanamazdık” demişti. Bayan Hong’un konuştuğu yer, Texas eyaletinin San Antonio kentinde, sıradan bir iş merkezinde bomboş bir oda. Yerde sadece mavi döşeme var. Oda boş, çünkü taşınıp gitmişler. Burası, Trump seçilene kadar, 220 milyon Amerikalının Facebook hesaplarını inceleyen CA veri analiz şirketi elemanlarının çalıştığı yer. Trump seçilmiş, onların işi bitmiş. Bayan Hong, bu boş odayı ilk kez BBC’e gösteriyor. BBC de dünyaya.
Trump’ın seçilmesini İkinci Seçmen Kurulu’nda kazandığı oylar sağlamıştı. ABD’de bizdeki gibi nispi temsil sistemi olsaydı, Trump’tan 3 milyon kadar fazla oy alan Clinton seçilirdi. Ama orada sistem farklı. Trump, başarısını kendisine olduğu kadar, “ihtiyaç duyduğu” İkinci Seçmen oylarını kazandıran bir stratejiye de borçlu. Bu stratejinin nasıl kurulduğu, 2017 Mart ayında Batı gazetelerinde ilk kez açıklanmıştı: CA, Trump için Facebook üzerinden çalışmıştı. CA web sitesine şunlar yazıyordu: “220 milyon Amerikalı için 100 değişken üzerinden 5 bin veri noktası topluyoruz. Bu bilgiyi, hedef kitlenin davranış eğilimleri açısından inceliyoruz. Davranışlarını tahmin etmeye çalışıyoruz.”
Veri analiz yöntemleri, Obama’nın 2006-07 kampanyasından 2016’ya, daha da ileriye yürüdü. Obama seçmene, o tarihte henüz yeni sayılan Facebook ve Twitter’dan ulaşırken, Trump ise, Facebook hesaplarından kişilik profili hesaplayan, daha da yenilikçi analiz yöntemleri kullanan CA ile “adeta” tek tek her seçmene, kişisel düzeyde ulaştı.
BBC’nin birer saatlik iki bölümlük belgeselinde Bayan Hong, “Facebook’a, bu çalışmadaki katkısı için 85 milyon dolar ödedik” diyor. Dijital kampanya “nokta atış” stratejisine göre planlanmış. Böylece, aynı reklam yüzlerce farklı şekle sokulmuş: Birbirini andıran, ama benzemeyen… Bayan Hong, 30-40 bin farklı reklamdan söz ediyor.
Bu yıl yapılan yeni bir hesaplama şunu iddia ediyor: Rus bağlantılı (?) manipülasyonla Facebook’ta 126 milyon görüntü ve 760 milyonu aşkın haber tıklanmış. Bu, ABD’de yetişkin her vatandaş için, kişi başına 3 haber ediyor. Twitter görüntüleri 288 milyon olarak ölçülmüş.
Trump’ın dijital kampanyasının, medyanın dikkatini çekmeyecek bir taşra kentinde, kimliksiz bir binadan yürütülmesi boşuna değil. ABD’de tanınmış siyasi anket uzmanı Frank Luntz’un, 2016’da kampanya sırasındaki değerlendirmesi ibretlik: “ABD’de artık, seçimler hakkında CA dışında uzman kalmamıştır. Onlar, Trump’ın dijital ekibi. Ve ona seçimi nasıl kazandıracaklarını biliyorlar.”