Verinin kendisi başlıbaşına bir iş halini aldı
NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı
Şirketler günümüzde ellerinin altında bulunan verinin etkin, stratejik ve geleceğe dönük bir şekilde kullanılabilmesi için kendilerini destekleyecek donanımlara ihtiyaç duyuyor. Bu yüzden de daha yetkin kararlar verip rekabet avantajı kazanmak isteyen kurumlar için anlamlı analitikler temel belirleyici etken haline geliyor. Kurumlar kendilerini rakiplerinden ayırıp farklarını ortaya koyabilmek ve pazarda daha geniş bir yer edinmek için sürekli veri erişimi sağlayacak en yüksek uygulama performansı sunan hibrit bulut veri çözümlerine ihtiyaç duyuyor. Kurumların mevcut ortamlarını çok iyi bilmeleri, özellikle gerçek zamanlı analizler yapabilmeleri ve bu analizler sonucu gerekli aksiyonları çok hızlı şekilde alarak hem mevcut iş faaliyetlerini değişen ihtiyaçlara göre optimize etmeleri hem de kârlılıklarını arttıracak yeni ticari faaliyet alanlarına yönelmeleri gerekiyor. Bu noktada, NetApp Türkiye Genel Müdürü Behçet Yumrukçallı’nın dikkat çektiği gibi, veriler aracılığıyla iş faaliyetleri yürütmeye dayalı yaklaşımın yerini yavaş yavaş ‘verinin kendisi başlı başına bir iştir’ yaklaşımı alıyor. Hatta 21.yüzyılın yeni para birimi ‘veri’ olarak adlandırılıyor. “IoT hayatımızda girdiğinden beri, çevremizdeki milyarlarca sensör tarafından oluşturulan verilerin yönetimi daha da önem kazandı” hatırlatmasını yapan Behçet Yumrukçallı’ya göre, bu verilerin yaşam döngüsünün etkin yönetimi için çok güçlü ve hızlı veri altyapılarına ihtiyaç var. “Şu an için dünyada 13 milyar civarı nesnenin internete bağlı olduğunu düşündüğümüzde, oluşan verinin devasa boyutta olduğunu söyleyebiliriz” saptamasını yapan Behçet Yumrukçallı, bu kapsamda kurumsal çalışmalarını şöyle örnekledi:
“Çevremizdeki bütün sensörler ve bunların bağlı olduğu internetin vücudun ana ve kılcal damarlarını oluşturduğunu düşünelim. NetApp olarak bizler de bu yapının çalışmasını sağlayan kalp görevini görüyoruz. Yapının çalışmasını sağlayan kalbin yanı sıra bu verileri analiz edebilecek ve sonucunda önemli ticari kararları verecek bir beyine ihtiyaç var.
‘Kullandıkça öde’ modeli sayesinde şirketler, yeni ürün geliştirmek için inovatif çalışmalara kaynak ayırarak, kendilerini rekabet ortamında bir adım ileriye götürecek projelerini hayata geçirebiliyor. Google, AWS ve Microsoft gibi büyük hiper bulut sağlayıcılarıyla teknolojik işbirliklerimiz var. Bu sayede firmaların tercihlerine göre ilk günden kendi şirket içi ortamlarına NetApp ile yatırım yapmaları ya da kullandıkça öde yöntemi ile hiper servis sağlayıcılarında bu verilerini saklayıp yönetebilmeleri mümkün oluyor. Gelecekte yeni modellerin ortaya çıktığına da şahit olacağız. Verilere odaklanmanın ön koşulu sunulan servislerin her çeşit kritik sorunu çözecek şekilde bir arada çalışmasını sağlayan bir evreni hayata geçirmek. Bu evreni yaratmak için de platformlara destek verilmesi ve bu destekleri sunacak servis sağlayıcısı ile geliştiricilerden oluşan bir ekosistemin geliştirilmesi gerekiyor.”