Greenpeace Akdeniz İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Cenk Levi: “Türkiye’nin nükleere ihtiyacı yok, hem de yalnızca yüzde 6 elektrik sağlamak için”
Greenpeace olarak son dönemde enerji alanında ne gibi faaliyetler, projeler, kampanyalar yürüttünüz, nasıl sonuçlar aldınız?
Rusya ile Akkuyu nükleer santralı için imzalanan anlaşmanın meclisten geçmemesi için 58 kişi meclis önünde eylem yaptı ve milletvekillerinden anlaşmaya hayır demesini istedi. Şu anda Japonya’da yaşanan durumlar ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Greenpeace olarak iklim ve enerji kampanyamızda kömür, petrol gibi fosil yakıtlardan kurtularak yenilenebilir enerjilere yüzümüzü dönmemiz için çalışmalar yapıyoruz. Çünkü Türkiye’nin nükleer ihtiyacı yok hem de yalnızca yüzde 6 elektrik sağlamak için. Bildiğiniz gibi nükleerden yalnızca elektrik elde edebilirsiniz, ulaşım ısınma ve başka alanlarda yararlanmanın olanağı yoktur. Bu yıl da yine nükleer ve kömür konusunda çalışacağız, Türkiye’ye 47 yeni termik santral kurulması planlanıyor. Bunların kurulmaması için yerel STK’larla birlikte hareket ediyoruz.
Niye nükleere karşısınız ve niye yenilenebilir enerji?
Türkiye’nin enerji ihtiyacını düzenli olarak karşılayabilecek yenilenebilir kaynakları oldukça fazla. Enerji yatırımları uzun dönemli yatırımlar. Yenilenebilir enerjiler bugün dünyanın en hızlı büyüyen ve fiyatları da en hızlı düşen sektörü. Bugün pek çok yenilenebilir enerji türü nükleer enerjiden daha ucuz; bunun yanı sıra söküm, atık veya çevresel maliyetleri dahil edersek nükleer enerji dünyanın en pahalı enerjisi. Bu maliyetler doğrudan doğruya faturaya yansımasa da vergilerle bizden alınıyor
ve gelecek nesillere aktarılıyor. Greenpeace’in hazırladığı Enerji [D]evrimi Raporu, yenilenebilir enerjinin olgunlaşmış, hazır ve büyük ölçekte uygulanabilir olduğunu gösteriyor. Türkiye’de Mersin’in
Akkuyu beldesinde ve Sinop’ta iki nükleer santral kurulması planlanıyor.
Akkuyu için Rusya ile imzalanan anlaşma ile
2017 yılına kadar ilk reaktörü teslim edeceğini kabul ediyor. Rusya 1 yıl içinde tüm lisansları alsa bile bu 2011 sonu demek. Bu durumda 5 yıl içinde reaktörü inşa etmesi gerekiyor. Sonra da test aşamasına geçecek ki 2017’de ilk elektrik şebekeye verilsin. Bu kadar hızlandırılmış bir süreçte kaza riski çok yüksek. 1970’lerin başında Akkuyu’ya yer lisansı verilirken, Ecemiş fayının nükleer santralın 20-25 km. yakınından geçtiği tespit edilmemişti. Hükümet bunları tekrar değerlendirip incelemedi. Japonya’daki olayın ardından Akkuyu’ya nükleer santral lisansını yeni baştan ele alınması gerekiyor.
ENERJİ DÜNYASINDA NELER OLUYOR?
l AB’nin “Geleceğin Yakıtları Raporu”nda hangi yakıtlar öne çıktı?
Avrupa Komisyonu tarafından yayımlanan raporda, elektrik enerjisi ve biyoyakıtlar, uygulanabilirliği ölçüsünde birincil tercihler olarak öne çıkıyor. Sentetik yakıtların eski teknolojiler ile yeni teknolojiler arasındaki açığı kapatması tahmin edilirken, halihazırda Avrupa’da en yaygın kullanılan (karayolu taşıtlarının yüzde 3’ü) alternatif yakıt olan LPG kullanımının ikame edici nitelik taşıması öngörülüyor.
l Çinli enerji şirketi Türkiye’deki stadları eko stada çevirecek
Güneş paneli üreticisi Çin merkezli China Electric Equipment Group (CEEG), Türkiye’deki fırsatları kolluyor. Şirket yeni yapılan stadyumları eko-stadyuma çevirmek için de görüşmelerde bulunacak.
l Elektrikli araba otomatı geliyor
Japonlar otomatlara yeni bir boyut ekliyorlar. Önümüzdeki yıldan itibaren elektrikli arabaları şarj edebilen otomatlar hayata geçecek.
l Deniz altındaki akımlardan elektrik elde etmenin yolu ne?
Uçurtmalar. Bir İsveç şirketi sualtından elektrik elde etmenin yolunu buldu. Bunun için geliştirdikleri sistemin temel aracı ise uçurtma. Uçurtmaların kanat genişliği 8-14 metre. Kanatlarının altında ise bir türbin bulunuyor. Uçurtmalar denizin tabanına bağlanıyor ve bu sayede deniz altındaki akımlarla salınabiliyorlar. Bu dalgalanmaları sistem elektriğe çevirebiliyor.
l Amazon’a güzel haber
Brezilya’nın kuzeyindeki Para eyaletinin Federal Yargıcı Donaldo Desterro, Amazon Yağmur Ormanları’nda büyük bir hidroelektrik santral yapılması planını, çevresel kaygıları gerekçe göstererek askıya alınmasına karar verdi.
l Shell’in kârı dört kattan fazla arttı
Petrol şirketi Shell’in geçen yıl 4. çeyrekteki net kârı, önceki yılın aynı dönemine kıyasla dört kattan fazla artarak, 6.79 milyar dolar oldu. Şirketten yapılan açıklamada, 2009 yılı son çeyrekte 1,96 milyar dolar net kâr elde eden şirketin, geçen yıl son çeyrekteki kârının 6,79 milyar dolara çıktığı belirtildi.
l Yüzen güneş panelleri Fransa’da kurulacak
Büyük yer kaplayan güneş panellerine alternatif bir uygulama İsrailli Solaris Synergy ve Fransız EDF’ den geldi. Göl gibi kara içi suların üzerinde kurulabilen AquaSun isimli yüzen güneş panelleri soğutma için de suyu kullanıyor. Az maliyetli ve ısındığı zaman verimliliği düsen silikon güneş hücrelerinden yapılan AquaSun, suyun üzerine kurulmasından dolayı ısınma problemini çözmüş görünüyor.
l Amerika kirli yeraltı sularını güneş enerjisi ile arıtıyor
Amerikan Çevre Koruma Ajansı(EPA) tarafından tanıtılan proje kapsamında Kaliforniya/Davis bölgesinde kirli yer altı sularını arıtacak tesis sadece güneş enerjisi ile çalışacak. Proje yıllık 54 ton karbon emisyonunu engelleyecek
l İngiliz enerji şirketleriyle ilgili vahim iddia
İngiltere’nin en büyük enerji şirketlerinin kendilerine muhalif olan gruplara yönelik ilginç önlemler aldıkları ortaya çıktı. Guardian’ın yaptığı araştırma, İngiltere’nin en büyük enerji şirketlerinden üçünün, çevreci aktivistleri gizlice takip ettirip, haklarında bilgi toplattığını ortaya çıkardı. Bu şirketler, enerji devi E.ON, İngiltere’nin ikinci en büyük kömür üreticisi Scottish Resources Group ve Scottish Power olarak gösterildi. Guardian, ele geçirdiği belgelerde, bu şirketlerin özel bir güvenlik şirketine aktivistler için casusluk yapması için ödeme yaptığını tespit etti.
l Lukoil’den yeni yatırımlar
Dünyanın önde gelen petrol ve gaz tedarikçisi şirketlerinden Rus petrol şirketi Lukoil, 2011 yılında Kazakistan’a yeni yatırımlar yapacak.
Greenpeace sosyal ağları en aktif kullanan örgütlerden. Greenpeace Akdeniz İletişim Soumlusu Deniz Sözüdoğru bu konuda şunları söyledi: “Greenpeace olarak sosyal ağları kampanyalarımızı ve mesajımızı yaymak için çok yoğun bir şekilde kullanıyoruz. Twitter, Facebook, Foursquare, Friendsfeed, Youtube, Flickr, Vimeo gibi paylaşım siteleri ve ağlarda aktif olarak varız. Rakamlarla bahsetmek gerekirse, 216 bin 418 Facebook fan’ımız var. Bunun anlamı tüm Greenpeace dünyasında en büyük 4. Facebook sayfası demek. 23 bin 725 Twitter takipçimiz var. Japonya’da yaşanan deprem sonrası nükleer krizi bir haber ajansı mantığı ile dakika dakika web sitemizden ve Twitter’dan verdik. Pek çok Türk medya kuruluşu da gelişmeleri bizden takip ederek öğrendiğini ve kullandığını itiraf etti. En son kampanyamız ‘Seninki kaç santim’den bahsetmem gerekirse ki atlanmayacak kadar özel bir başarı hikayesi. 5 ayda 300 bin imza. Ve kacsantim.org sayfasına günde 500 bin tekil ziyaretçi. Nestle kampanyasında da kampanya başladığında şirketin yaşadığı sosyal medya şoku, sosyal medyanın gücünü gösteren en iyi örneklerden birisi. İki ay içerisinde Nestle Kitkat’ların yapımında kullanılan palmiye yağını, Sinar
Mas isimli, Endonezya yağmur ormanlarını
yok eden tedarikçisinden almayı durdurdu. Çünkü Facebook ve diğer sosyal ağlarda çok yoğun ve sistemli bir tüketici kampanyası yürütüldü. Sosyal medyayı önümüzdeki projelerde de etkili bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz.”