Dünyayı arama motoru
Tom Tom ya da Garmin gibi navigasyon cihazlarını Google haritalarından ayıran temel özellik, hedeflenen adrese ilerlerken sola-sağa dönüş bilgilerini vermeleridir, tabi en kısa parkur üzerinde. Bunun için detaylı trafik bilgileri gerekir ki bu yüzden GPS’e sahip her aygıt, navigasyon için kullanılamaz. Trafik bilgisi sağlama işi uzun süre bir duopoly olarak yürüdü: TeleAtlas ve NavTeq. Diğer tüm şirketler verileri bu ikisinden alıyordu. Ekim 2007’de Tom Tom 2.7 milyar dolar ödeyip TeleAtlas’ı satın aldı, kısa bir süre sonra Nokia 8.1 milyar dolara NavTeq’e sahip oldu. İkili kendi cihazlarına avantaj kazandırmak için bu kıymetli verinin fiyatını yükseltti. Duruma katlanamayan Google’ın, “StreetView” hizmeti için sokakları dolaşan arabaları trafik bilgisi de toplamaya başladı ve bum! 28 Ekim 2009’da Google navigasyon hizmetini “ücretsiz” vereceğini açıkladı. Google Haritalar’da “Yön Tarifi Al” seçeneğini deneyebilirsiniz.
En azından 2.7+8.1=10.8 milyar dolar değerindeki bir iş nasıl olur da ücretsiz verilir?
Cevap basit: Bu fedakârlık on katı bir başka getiri sağlayacaktır. Diyelim, aracınızda ilerlerken Android telefonunuzu arabanın göğsüne takıp navigasyon özelliğini kullanıyorsunuz (ücretsiz olarak). Yol boyunca (ki hedef adresi girdiğiniz için sistem yolu önceden biliyor) arabayı önüne çekip alışveriş yapabileceğiniz dükkânların, size özel promosyonları ekranın köşesinde beliriyor; yaklaştıkça kırpışıyor; geçince sönüyor.
Google, web coğrafyasını ücretsiz erişilebilir kıldı ve karşılığında dev bir reklam alanı kazandı. Öyle ki, sırf bu sayede dünya reklamcılık sektörü tahminen 3 kat büyümüş oldu. Şimdi ise dünya coğrafyası için aynı şeyi yapmaya niyetli.
Oyun teorisi, pazarda görünülürlük arttıkça konumun öneminin de arttığını belirler. En iyi konum ise, rakiplere olan uzaklık ile erişim kolaylığı arasında uygun değer bir noktadadır. Reklam verenler sayesinde iş yeri konumlarını da veritabanına alacak Google’ın bu noktaların bilgisini de değerlendireceğini öngörebiliriz.