Yaşlanmaya doğal antidot
İngiliz BioTherm kozmetik şirketi, milletin Twitter laflarını inceleyip eliyor. Eğer, “yorgunum, bitkinim, off” falan yazan birini bulursa, hemen ona bir Tweet yolluyor. “Size, ruhunuzu ayaklandıracak bir BioTherm ürünü yollayalım” diyor. Durup dururken, BioTherm diye bir şirketten böyle bir mesaj alan kişi acaba ne yapar? Sevinir? Hoşlanır? Sinirlenir? “Tamam, yollayın bakalım” deme olasılığı herhalde daha yüksek? Kaç kişi bedava bir ürüne hayır der?
Eskiden, CRM ile yapılmaya çalışılan bu işler, şimdi akıllı telefonlarla, sosyal medya ile yapılıyor. Şirketler, hele Twitter gibi anlık laflamaları izleyip kendilerine müşteri arıyorlar. BioTherm’in sahibi L’Oréal zaten Ar-Ge ve inovasyon denilince akla gelen ilk küresel markalardan. Onların müşteri arama sistemi de elbette yenilikçi olacaktı.
**
L’Oréal’in sadece Ar-Ge için 2010’da ayırdığı miktar 665 milyon avro. Cirosunun yüzde 3’ünü bu işe harcıyor. Paris’in Clichy semtindeki ana Ar-Ge merkezine ek olarak Fransa’da 4, dünyada toplam 18 değişik yerde Ar-Ge merkezleri var. Buralarda 3 bin 300 bilim adamı çalışıyor.
Bu kozmetik devinin şimdiye kadar alınmış patent sayısı 30 bin. Sadece 2010’da 612 patent için başvuru yapmış.
Ar-Ge’nin yanı sıra, dünyada 13 tane de Değerlendirme Merkezi var. Buralarda, ürünler yerel koşullara ve oradaki yerel müşteriye göre yeniden ele alınıyor. Ne de olsa, her ülkenin ayrı bir kültürü var. Örneğin, Meksika’da kadınlar, doğum kontrol haplarını şampuana karıştırıp kullanıyormuş. Çünkü özellikle başkent Mexico City’de hava kirliliği o kadar fazlaymış ki, kadınların acaip saçı dökülüyormuş. L’Oréal bu soruna çare aramak için Ar-Ge’cilerini çalıştırıyor.
**
Ama esas, ciltteki yaşlanma süreciyle ilgili yaptıkları Ar-Ge çalışmasının yeni sonuçları dünyada ilgi çekecek: Türkçesi Kedi Pençesi (Uncaria Tomentosa) olan bir tür tırmanıcı ağaçtan Rhamnose adlı bir doğal şeker elde ettiler. Bu şekerin, ciltteki yaşlanma sürecine etkisine baktılar. Süreci yavaşlattığı, kolajen dokusunu artırdığı, ciltteki bağ dokusunun ana hücreleri olan fibroblast bölgesindeki doğal kurumayı engellediği görüldü.
Bu araştırmada, L’Oréal’in bu gibi “deneme-yanılma-eşleşme” işlerinde kullandığı robot baş roldeydi. Robot, hiç sabırsızlanmadan ve acele etmeden (!) binlerce kombinasyonu laboratuvarda eşleştirdi. Ve ortaya bu yepyeni sonuç çıktı. Tek satırda özetlenen bu süreç, uzun ve pahalı bir Ar-Ge süreci işte…
Anti-aging açısından önemli bu buluş Ocak ayında Avrupa Dermatoloji Kongresi’nde açıklandı. Bu ay Kore’de toplanacak olan Dünya Dermatoloji Kongresi’ne de sunulacak.