Ar-Ge çalışmalarına ağırlık vermek herkesin görevi
Aksigorta Teknoloji, Dijital ve Bireysel Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Metin Demirel
Yapay zeka teknolojileri ile birlikte şu anda var olan iş tanımlarının birçoğu kaybolacak. Yeni meslek grupları ve belki de yeni sektörler ortaya çıkacak. Küresel bazda yapay zekaya veya diğer gelişmiş teknolojilere verilen önem de işte bu farkındalıktan oluşuyor. İnsan kaynağının yaptığı pek çok işi tek başına ve düşük maliyet ile yapan, çok uzun süren manuel işlemleri çok kısa zamanda yapan otomatize sistemler hem kaliteyi artırıyor hem maliyetleri düşürüyor. Dolayısıyla, Aksigorta Teknoloji, Dijital ve Bireysel Teknikten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Metin Demirel’in vurguladığı gibi, hem küresel hem de ülke bazında yapay zekaya yatırım yapmak artık bir lüks değil, zorunluluk. Metin Demirel’in dikkat çektiği gibi, doğu ülkelerinde yapay zeka alanında ciddi yatırımlar yapılıyor. Bilgi paylaşımı yapılabilmesi için küresel şirketler ve danışman firmaları fikir alışverişinde bulunuyorlar. Türkiye de yapay zeka alanında geri kalmak istemiyor. “Daha önce yakalayamadığımız teknolojik devrimleri bu alanda yakalamış görünüyoruz” tespitini yapan Metin Demirel’e göre, Türkiye, Avrupa kıtasını baz alırsak yapay zeka alanında donanımlı eleman yetiştirme konusunda öncü ülkelerden biri olacak gibi görünüyor. Bu konuda yatırımı gündemine alan şirketlerin izlemesi gereken adımları ise Metin Demirel şöyle anlattı:
Teknolojiyi öğrenmek ilk adım olmalı
“Öncelikle şirketlerin yapay zekanın ne olduğunu iyi anlamaları gerek. Yapay zeka birçok farklı teknolojiyi barındıran bir alan. Teorik olarak biz, insan davranışlarını tekrar edebilen sistemlere ‘yapay zeka’ diyoruz. Sistemler NLP teknolojisi ile konuşabilir, IR ile görsel analiz yapabilir, Neural Network ile karar verebilir, RPA ile süreçleri tamamlayabilir. Tüm bu farklı yetenekleri ve bu yeteneklerin kapasitelerini öğrendiğinizde, uygun süreçler zaten ortaya çıkmaya başlıyor. Yapay zekanın en kolay uygulanabilir teknolojilerinden başlayarak bu süreçlere uygun iş süreçlerini tespit etmeniz gerek. Yatırımlarınızda da mikro geliştirmeler ve mikro projeler ile başlayıp, daha sonrasında gelişmiş sistemlere geçmeye çalışmalısınız. Öncelik, kâr etmek değil, teknolojiyi detaylıca öğrenmek olmalı.”
Yapay zeka teknolojisi, BT şirketi olmayan kurumlar için çok kapsamlı ve karışık görünebilir. Ayrıca, başlangıç için küresel bazda bu konuda gelişmiş kurumlardan yardım alma hem daha uygun hem de daha az masraflı olur. Metin Demirel’e göre, burada kritik nokta, uzun vadede danışmanlık şirketleri ile kendinizi kısıtlamamak. “Başlangıç olarak danışmanlık firmalarından destek alarak hem teknolojiyi hem bu teknolojinin kullanılabileceği iş süreçlerini öğrenebilir, sonrasında bu teknolojileri öğrenerek kendiniz projeler yapabilirsiniz” örneğini veren Metin Demirel, sözlerine şöyle devam etti:
Kamu da yapay zekaya gereken önemi vermeli
“Yapay zekanın etkisini sektör bazlı incelemenin çok faydalı olacağını düşünmüyorum. Uzun vadede ve kısa vadede incelemek lazım. Bu daha büyük bir devrim. Uzun vadede insanların işsiz kaldığı, işverenlerin ucuzlayan yapay zeka teknolojileri ile birlikte çok az insan gücüne ihtiyaç duyduğu kaotik bir döneme de, insanların sadece katma değerli işlerde çalıştığı refah düzeyi yüksek bir döneme de girebiliriz. Bilmeliyiz ki, bu sadece insanların iş hayatını etkileyecek bir değişiklik olmayacak aynı zamanda sosyal yaşantısını da etkileyecek. Sektörleri nasıl etkileyeceğini ise sektörlerin kendisi belirleyecektir. Otomotiv, sağlık ve sosyal medya gibi sektörler uzun zamandır yapay zeka teknolojilerine yatırım yapıyor. Büyük şirketlerin yapay zeka teknolojisini kullanıp kullanmayacaklarını tartışmasından ziyade ne zaman, nasıl ve ne kadar kullanacaklarını tartışması gerekiyor. Türkiye için de durum pek farklı değil. Bence Türkiye bu trene zamanında bindi. Artık önemli olan, bu teknolojiyi nasıl ve ne kadar kullanacağı. Türk şirketlerinin henüz emeklemekte olan bu teknolojiye ilk başta kâr odaklı bakmaması ve daha çok Ar-Ge çalışmasına ağırlık vermesi gerekiyor. Daha sonrasında bu yatırımlar üretimde sıkıntı çeken ülkemiz için bir kalkınma planı haline bile gelebilir. Zaten gelişmiş olan hizmet sektörü için ise dünyaya açılma fırsatı olarak görüyorum. Yapay zeka, çok pahalı olmayan fakat sabır ve araştırma isteyen bir teknoloji. Burada en kritik konu Ar-Ge. Şirketlerimizin Ar-Ge departmanı kurması ve kâr amacı gütmeksizin bu departmanlara yatırım yapması, kamunun ise şirketleri bu konuda teşvik etmesi gerekir. Bir sosyal bilgilendirme çalışmasının da fayda sağlayacağını düşünüyorum. Kod bilen, bilmiyorsa bile algoritma mantığına hakim bir neslin yetişmesi zorunlu. Yakında hiçbir mesleğin yazılımdan bağımsız hayatını sürdüremeyeceğini varsayarsak, matematik gibi temel bir eğitim haline gelmesi kaçınılmaz. Bu nedenle, kamunun hem maddi hem sosyal alanlarda yapay zekaya gereken önemi vermesi gerek.”