Akıllı iletişim teknolojileri, uygulamaları çeşitlendiriyor
Akıllı iletişim teknolojilerinin devamında karşımıza, hayatımızın her alanına giren ve yaşam biçimlerimizi kolaylaştırarak değiştiren teknoloji ve uygulamalar geliyor. Günlük hayatımızda akıllı iletişim teknolojileri ile şekillenen genişbantın getirisi hızlı veri akışı sayesinde akıllı bina sistemlerinden, acil durum otomasyonlarına, harita üzerinden araç filosu takibine, uzaktan ameliyat, uzaktan eğitim, otomatik kontrol birimlerine ve aktif ve önleyici güvenlik sistemlerine pek çok uygulama bulunuyor. Microsoft Türkiye Bilgi Çalışanı Ürün Grubu Ürün Yöneticisi Atalay Aktaş’a göre de iletişimin gerektiği her alanda pek çok farklı uygulama mevcut. Bunun bir harita üzerinden araç filosunu takip etmek ve istediğiniz araç ile sesli ve görüntülü iletişim kurabilmek gibi pek çok örneğinin de görülebildiğini ifade eden Aktaş, bu iletişim olanaklarını günlük yaşantımızda ya da iş hayatımızda ihtiyaç duyabilecek herhangi bir uygulamaya eklenebildiğine dikkat çekiyor.
Evlerde akıllı iletişim teknolojileri, yeni gelişmeleri getirecek
Artık her eve gelebilecek yüksek hızlı bir IP hattının bizlere internet-veri erişiminin yanı sıra IP santrallar için ses trunkları (SIP temelli telefon dış hatları) ve HD kalitede televizyon görüntüsü sağlayacağına dikkat çeken Avaya Türkiye Satış
Müdürü Hakan Uzun,
şunları kaydetti:
“Bu CD ve DVD’lerinin kullanımını daha da düşürecek, hatta ortadan kalkmalarına sebep olacak. İşyeri ve evlerde veri dosyalarının yanı sıra internet üzerinden indirilen MP3 benzeri müzik ve HD fotoğraf/video dosyalarının saklandığı yüksek kapasiteli depolama birimleri oluşacak. Bina içinde bulunan tüm bu birimler bir LAN üzerinden yüksek hızla bağlanacak. Böylelikle bir merkezi noktada depolanan her türlü dosya uygun erişim birimi ile (örneğin video dosyası ise bir HD TV ile ses ise yüksek kaliteli çıkış veren bir hoparlör ile) kullanılabilir olacaktır. Nasıl ki pikaplar ve kaset çalarlar ortadan kalkmış ise bu gelişme tüplü TV, CD ve DVD çalarları ortadan kaldıracaktır.”
Farklı uygulamalar gündeme gelecek
Önümüzdeki süreçte de, günümüzün PDA’lerinin gelişmiş modeli olan tek bir telsiz erişim cihazına geçileceğine inandıklarını belirten Uzun, şöyle konuştu:
“Her ne kadar teknoloji buna izin verecek olsa da bireyler kullanım yerlerine göre bazen telli bazen telsiz, bazen büyük bazen küçük, bazen sabit bazen taşınabilir cihazları eş zamanlı olarak kullanacaklardır. Ancak bunlar aynı kullanıcı deneyimini ve senkronize bilgileri veren araçlar olacaktır. Ses, görüntü ve veri arasında kesintisiz bir geçiş olacak. Örneğin mobil durumda iken genelde görüntülü görüşme sağlayan bir PDA cihazı kullanan bir kişi aracına bindiğinde ise araç ile bütünleşik olan, sürücünün dikkatinin dağılmaması için belki video desteklemeyen ama kısa mesajları, e-postaları ona okuyan (text-to-speech ile) ve cevaplamasına (speech-to-text) izin veren bir başka cihaz kullanacaktır. Ama bu cihazlardaki bilgiler sürekli senkronize kalacaktır. Birleşik/tümleşik iletişim ağı üzerinde bulunan kişilerin varlık durumu (presence) detaylı bir şekilde görülebilecek, bu da en doğru, hızlı ve tercih edilen erişim kanalını (örneğin ofis dışında ise telsiz sesli iletişim, toplantıda ise belki SMS, masasında ise e-posta veya telefon) seçmemize veya otomatik olarak seçilmesine olanak tanıyacaktır.”
Toptel Genel Müdürü Fikret Aydoğan’a göre de akıllı iletişim sayesinde yapılabilecek uygulamalar çeşitlenebiliyor. Bir IP telefon üzerindeki tuşlara çeşitli servislerin tanımlanmasının mümkün olabildiğini belirten Aydoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“IP telefon üzerindeki tarayıcı kullanılarak, hava ve yol durumu bilgilerine erişim veya bir röleye komut göndermek mümkündür. Örnek olarak bir otel işletmesi sıkça tesiste kalan bir müşterisinin alışkanlıklarını takip ederek, müşterisinin ilgi alanında olduğu bilinen bir ürünü promosyon olarak kendisine sunabilir. Bu şekilde, oteller artık telekomünikasyon ürünlerine yaptıkları yatırımların geri dönüşünü, telefon trafiği satmak yerine hizmet satış gelirleri ile sağlamaktadırlar. Benzer uygulamaların sayısını akıllı evler dahil pek çok alanda hayata geçirmek mümkündür.”
Lojistik ve taşımacılık alanında akıllı iletişim teknolojilerinin kullanılarak filo bünyesindeki araç sefer kayıtları ile yakıt ve araç kullanım raporlarının alınması, araçları kullanan sürücülerin performanslarının izlenmesi, raporlanması ve değerlendirilmesinin yapılabildiğini belirten Satko Teknoloji Genel Müdürü Nedim Çelebiler, sundukları çözümlerle bu olanakları sağladıklarını belirtti.
Çelebiler, sundukları çözümler ile aracın belirlenen süreden fazla hareketsiz kalması halinde ya da belli bir mesafe kat edildiğinde, hız limitleri aşıldığında aracın kontak ya da hız bilgileri gibi olay bazlı bilgilere erişim sunulduğunu da dile getirdi. Sunulan çözümlerle araç konum bilgilerinin birçok ilde sokak bazında sayısal haritalar üzerinden izlendiğini ifade eden Çelebiler, şu değerlendirmelerde bulundu: “Ayrıca, araçların sefer boyunca yaptığı kilometre, motorun boşa çalışma süresi, sefer yapılan kilometre bilgisi ve sürücü kimlik bilgisi gibi bilgiler elde edilebiliyor. Sürücü ve araç bazında sefer raporlaması, rota ve güzergah analizi yapılabiliyor. Sistemden elde edilen bu veriler ve raporlamalar, kurumsal uygulamalarda kullanılarak, doğru karar vermeyi sağlayan raporlar üretilebiliyor, daha fazla verimlilik elde edilebiliyor. Şirketler araç giderlerini daha etkin bir şekilde hesaplayabiliyor, daha az yakıt tüketimi, daha az bakım masrafı ve daha az kaza oranları ile hem tasarruf ediyor hem de çevreye daha az zarar vererek kurumsal müşterilerinin gözünde itibarlarını yükseltiyorlar. Araçlarını ve sürücülerini sürekli denetim altında tutup, kurallara uymalarını sağlayarak, kazaları ve tehlikeli durum yaratabilecek olayları önceden engelleyebiliyor, olası yüklü miktardaki cezalardan kurtularak tüketiciler açısından da güvenilir, çevre dostu bir hizmet sunuyorlar. Yaptığımız araştırma çalışmalarına dayanarak araç takip sistemini kullanarak en az yüzde 10 yakıt tasarrufu sağlayabildiğimizi öngörüyoruz. Bu da tabii yalnızca şirketlere maliyet açısından değil, çevre açısından da olumlu bir katkı sağlıyor.”