Ord.Prof.Dr. Sarıçiftçi
Ordinaryüs unvanı, “hocaların hocası” anlamında. Türkiye’de artık verilmiyor. Niyazi Serdar Sarıçiftçi, bu unvanı Avusturya’da almış. 1961 doğumlu hocamız, 10 yıl konservatuarda klasik piyano çalışmış, aynı sırada Avusturya Lisesi’ni bitirmiş, sonra Viyana Üniversitesi’nde fizik okumuş, doktorası da buradan. Profesörlüğü Avusturya Linz’deki Johannes Kepler Üniversitesi’nden. TÜBİTAK (2006) Bilim Ödülü sâhibi.
Hocamıza göre “ucuz petrolün sonuna geldik”. Okuyucularım anımsayacaklardır, bana göre gelecek kuşakların plastik hammaddesi olarak bu petrole ihtiyacı var. Plastik hammaddesi olan petrolü hoyratça yakıp enerjisinden yararlanmak aslında bir insanlık suçu. Hocamız, silisyum esaslı güneş pillerini de “verimli ama pahalı” buluyor. Doğru. Verimi yüzde 40’lara ulaşan 3 katmanlı güneş pillerini ancak NASA kullanabiliyor. Yüzde 16 verimli piller de yatırımı on yılda ancak karşılıyorlar. Serdar hoca ve ekibi, Linz Üniversitesi’nde organik güneş pilleri üzerine çalışıyorlar. Bunların maliyeti silisyum esaslılara göre yirmide bir dolayında. Çalışmaları aktardıkları Konarka adlı “spin-off” şirket üretime geçmiş.
Güneş enerjisinin saklanması hâlâ en büyük sorun. Genel kanı, güneş enerjisi illâ elektriğe çevrilir, ve aküde depolanır diye. Serdar hoca, enerji saklamanın en pratik yönteminin kimyasal olduğunu ileri sürüyor. Arabanızın deposuna onu 700-800km götürecek benzini 3 dakikada yüklüyorsunuz ve ağırlığı 45kg. Halbuki aynı miktar enerjiyi elektrikli araç aküsüne yükleseniz 30 saat kadar vakit alacak ve aküler (o da, polymer olursa) en az 900kg gelecek.
Şimdi Linz’deki ekip, su ve karbondioksitten güneş enerjisiyle benzin üretme üzerinde çalışmakta. Bu işlem gerçekleştiğinde, sera gazı olarak adlandırılan ve atmosfere salınan karbondioksiti geri toplamış (re-cycle) ve küresel ısınmayı da azaltmış olacaksınız. Şaşırmayın. Kullandığımız benzin nereden geliyor sanıyorsunuz? Bitkilerin topladığı su ve karbondioksiti fotosentezle dönüştürdüğü dokularının kokuşmuş hâli değil mi?
Bekliyoruz hocam.